2018’de Gerçeklerimiz…
01/01/2018
Başaran Düzgün
Farkında varılmak istenmeyen bir gerçek peşimizi bırakmayacak 2018’in bu ilk gününden itibaren.
Çokça acılar ve bazen de umutlarla oyalandığımız geçmiş yıldan devralacağımız miras yüzleşmedir.
Aynaya bakmanın ötesinde yüzleşme.
Ruhumuzla, kimliğimizle, aidietimizle ve bu topraklarda ne istediğimizle.
“Şilinler önde askerler arkada İngilizlerin başkente girişini” tinyozluk sayan felsefe iflas etti.
“Gamış gibi” eyilip bükülmeler de fayda etmiyor artık.
Linobambagiler çoktan yaptılar tercihlerini.
İçine milliyetçilik bulaştırılmayan toplumsal gurur ağır bir yük gibi omuzlarımızda.
Nerdeyse gelecek nesillere devredeceğimiz yegâne mirasımızdır o.
***
Nesilleri tükenme eşiğini çoktan geçen Aborjinlerin yeni yıl duasını anımsarım her 1 Ocak’ta.
“Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü,
Değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti,
Ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver…”
Yüzleşeceğimiz bu gerçek olacak galiba.
Değişimin cesaretini kuşanmak, değiştiremeyeceğimiz gerçekleri kabul etmek ve her ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusuna ulaşmak.
Bu dua Aborjinler için işe yaradı mı bilmiyorum ama yerkürede varolmak için mücadele etmenin dayanılmaz yükünü omuzlamak zorunda kalan bizler olacağız sadece.
Yeni yıl bu gerçeği tüm çıplaklığıyla sunacak önümüze.
***
Herkes kendi hesabını kesecek.
Toplumdan önce kendi gerçekleriyle yüzleşecek.
“Değişimi istiyorum ama” şartıyla başlayan cümleler hükmünü kaybedecek.
“Değişim benden başlamasın” diyenler hayatın kendini kaybetme tehlikesiyle yüz yüze kalacak.
Değiştirebileceklerimizin cesaretini kuşanana kadar birbirimizle atışıp duracağız.
Birbirimizi hırpalayacağız fakat yaklaşmakta olan gerçekten kaçınamayacağız.
Yeni yıldan tek dileğim bunu anlayabilme sağduyusudur.
Hem kendim için hem de “halkım” için.
Bu topraklarda her ne yaparsak O’nun için değil mi….
***
Yeni yıl şiiri …
Bir yıl daha bitiyor, düşlerim, tasalarım,
yarım kalmış onca şey,
Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
Bana mı öyle geliyor
Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken
Kırdım mı, incittim mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
Kendimi yeniledim mi yaşadıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim, dostluklarımı, ilişkilerimi
Çoğalttım mı eksiklerimi?
Gözlerim çocukluk fotoğraflarımda mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi,
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi?
Geri verdim mi aldıklarımı;
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı hala sevebiliyor muyum
insanları?
Ovmalı gümüşlerimi, bakırlarımı,
cila geçmeli ahşaplarıma
Ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını,
yarınları eksik etmemeli ağzımdan
Hançer kıvamındaki o kara mızrak tadını
Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım
Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle
başlamalıyım akşama
Yeni bir yıla
Ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda
Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında
Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta
Murathan MUNGAN