2020’nin şifreleri

ads ads ads ads
27/11/2016

ads

Erçin Şahmaran Erçin Şahmaran


Kıbrıs sorununa çözüm bulma yolunda, hedeflere ulaşılamadı

Hedef, 2016 yılı sonuna kadar ortaya bir çerçevenin çıkmasıydı.

Aslında ortam ve sürecin başlangıcı bu hedefe yakındı.

Doğal olarak beklentiler de üst düzeydeydi.

Birçok konu adanın her iki tarafında da konuşulmaya, tartışılmaya başlanmıştı.

Umut etmemiz, duygusal yaklaşmamız, beklentileri sabırsızlıkla sınamamız gayet normal.

Son birkaç gündür, kimimiz üzülüyor, kimimiz seviniyor.

Kıbrıs adası birçok ülkenin gündeminde, belirli dönemlerde iç siyasetlere malzeme yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın çözüme olan inancını ve katkısını kimse inkâr edemez.

Mont Pelerin dönüşü;

“Rum tarafı daha dönüşümlü başkanlık ve yönetimde kararlara etkin katılım gibi Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini tam olarak kabul etmeden, garantiler dâhil tüm konular arasında bir biri ile bağlantılı olarak son bir müzakere yapılacağı gerçeğini göz ardı ederek, toprak ayarlaması konusunda görmek istediği sonucu daha ilk toplantıda bir son öneri olarak ortaya atmış ve bu yanlışta ısrar ederek bu tıkanıklığı yaratmıştır.

2017’de Kıbrıs Rum kesiminde 2018’de yer alacak seçimler için propaganda süreci başlayacak. Kıbrıs Rum tarafının doğal gaz çalışmaları gibi pek çok tehlikeleri barındırıyor. Bu nedenle çözüme erişmek için 2016 doğal bir takvim olarak ortaya çıkmıştı.”

Bu yılın sonunda bir hedef belirlenmesi ve zaman vurgusu yapılaması birçok kez gündeme getirildi.

Çünkü zaman kaybının Kıbrıs sorununa faydası değil, zararı var.

Zaman geçtikçe, ne kadar zorluklar çıktığını, gerek nüfus gerekse mülkiyet hareketlerinin sorunu kronikleştirdiğini yaşayarak gördük, görüyoruz.

Mont Pelerin ve öncesinde yaşanan krizler ne toprak, ne de nüfusla ilgilidir.

Esas mesele Kıbrıs’ın güneyinde bu yıl içinde yapılan seçimlerin sonuçları ve bu sonuçların Anastasiadis’te yarattığı korkudur.

Toprak konusu elbette önemlidir.

Fakat bugün 1974 öncesine dönülebileceğini kim iddia edebilir?

Nüfus, önemlidir, güneyden, kuzeye gelecek Rum vatandaşlarının sayısı 5 veya 10 bin olsa ne olur denebilir.

Ama kuzeye 5 veya 10 bin Rum vatandaşı daha gelirse, yerlerinden ayrılacak Türk nüfusun bu oranda artması ve olası referandumda hayır oylarının yükselip, evet oylarının azalması demek değil mi?

Sorunu sadece kriterler, oranlar ve uzlaşılarla çözemeyiz.

Esas çözümü referandumda çıkacak sonuç belirleyecek.

Referandumda oy verecek insanların evet demesi için en az mağduriyetin olması gerekiyor.

Yoksa her konuda ılımlı olunur, istenilen noktalar kabul edilir, referanduma gidilir, peki, çıkacak sonuç ne olacak, iki evetin garantisi var mı?

Bu sebeplerle Türk müzakere heyeti ve Cumhurbaşkanı Akıncı'nın, her konuyu, her kesimi, her ihtimali düşünmesi normaldir.

Türkiye ve Yunanistan faktörleri;

Yunanistan, Anastasiadis’le dirsek teması yaptı, destek çıktı.

Türkiye’nin olumsuz ortamı Kıbrıs’la düzelebilir.

Bu anlamda ihtiyaçları var, ortak hareket var, gelinen noktada, yapılan açılımlarda ortaklık var, belki de Türkiye’den bir heyet Mont Pelerin’deydi, dediğim gibi belki de.

Anastasiadis 2018 yılındaki seçimi düşünüyor, üstelik geçen mayıs ayında beklenmedik bir seçim sonucuna tanık olmuşken, ELAM gibi bir zihniyetin bile parlamento da temsiliyet hakkı kazanmışken.

Yazık olmadı mı?

Elbette oldu.

Onca emek, enerji, zaman, tabi ki yazık.

2018 deki seçim için güney de propaganda, 2018 yılı şubatında seçim, yeni yönetim derken 2018 ortası, biz de belki de 2017 genel seçim, 2018 de yerel seçim, öncelikler yine başka.

Anastasiadis “Diyaloga hazırım ve kararlıyım” diyor.

Peki, zaman, bu süreç doğal olarak uzar ve 2020 yılına kadar gider.

O zaman aynı konjektür olur mu? Bunu göreceğiz, o güne kadar doğru kararlarla, daha iyi bir yaşamın anahtarlarını iyi kullanalım. 

27/11/2016 11:40
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: erçin şahmaran
MANŞETLER

HK Erçin Şahmaran

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.