Bir kuş uçarken ölür

ads ads ads ads
24/10/2016

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


Her yerde sessizlik…

Ne olacağı belli değil…

Ufak tefek olaylar hüzne ve karamsarlığa boğuyor insanları…

Sokak çatışmaları ürkütüyor…

Hangi sokakta ne olacağı meçhul…

Buna rağmen hayat sürüyor…

Ansızın… Bir silah patlıyor..

Tek atış…

Vurulup yıkılıyor yere…

Boylu boyunca uzanmış yatıyor…

Kimdir, kimin nesidir…

Bir dakika önce hayat, bir dakika sonra ölüm…

Yitip gidiyor bir ömür…

Vuran kim, vurulan kim…

Bir sokağın sonunda…

Henüz tel örgüler çekilmemiş…

Varil yok, barikat yok…

Ama, gizli işler çevrilmekte…

Plân üstüne plân…

Belli ki bir hançer dayanmış şu Ceride-i Kıbrsı’ın sırtına…

Hem içerden hem dışardan…

Bizden olanlar, bizden olmayanlar…

Rumcu, hain, milliyetçi, komünist…

Bir cinnettir gidiyor…

Her an bir haber yayılmakta…

Falanca kayıp, filanca vurulmuş…

Susuyor köyler kasabalar…

Şehirler ağlamaklı…

Gazetelerde yalan yanlış haberler…

Kim kime inansın; hangi haber doğru….

Bir tabut, iki tabut, üç tabut…

Omuzlar yorgun…

Memleketin üzerinde kara bir bulut…

Dağılmak bilmiyor…

Kaçanlar var, kalanlar var…

Gece silahı ile yatanlar var…

Lefkoşa’nın en acımasız, en bilinmez, en karanlık günleri…

Kapılarda peki üstüne peki…

Hayat, pamuk ipliğine bağlı…

Doğru sanılan işler yarının yanlışları olabilir..

Yanlış sanılanlar doğru olabilir…

Fakat kim bunun farkında…

Böyle geçerdi günler o karanlık dönemlerde…

Örfi idare ilân edilmişti…

Mevsim zemheri…

Tarih elli yedi, elli sekiz olmalı…

Sokaklarda bir gariplik…

Belki şimdi, belki az sonra bir kıyamet kopacak…

Ama henüz hiçbir şey belli değil…

Hava sisli puslu…

İnsanlar yuvasına sinmiş güvercin gibi ürkek…

Ne sütçü gelmektedir kapıya, ne postacı…

Ne salepçi var ortalıkta ne helvacı…

Arastada kepenkler çekilmiş, kapılar sürmelenmiş…

Mektuplara kan damlamakta…

Aşklar ertelenmiş…

Otobüsler de gelmiyor köylerden…

Komşular avludan avluya fısıldaşmakta…

Evlerde erzak sadece peksemet, nohut ve mercimekten ibaret…

Ankara’da ihtilalin ayak sesleri…

Menderes gidici mi kalıcı mı bilinmez…

Bir gariplik var havada…

Ve derken,

Sarayönü’nde bir gürültü…

Polis, İngiliz, topuz, sis, duman…

Ve ölü ve yaralı…

Gençler ön safta…

Kan sıçrıyor başkente yürekler paramparça…

Henüz ne cumhuriyet var ne bağımsızlık…

Millet İngiliz’le dövüşüyor…

Buradan çok uzaklarda, dağlarda, Fidel ve Che aynı düşmanla vuruşmakta…

Ara sokaklara kadar uzanmış üç beş Anglo-Sakson.

Genç delikanlılar direniyor…

Sis bombasının kokusu zehir…

Tozunu yutan geberir…

Sarıyor etrafı Britanya’nın zehiri…

Lefkoşa’da bir sis, bir duman…

Rüzgâr keyifsiz…

Esse mi esmese mi…

Kanlı bir sayfa açılır başkentte…

Bir kuş uçarken ölür…

Bir kuş uçarken…

Bir kuş…

… 

24/10/2016 12:29
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Ahmet okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.