Yürünecek olan uzun ince bir yoldur

ads ads ads ads
11/04/2017

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Bugün yeniden başlayan müzakerelerle ilgili yorum yapacak durumda değiliz. Ancak uzun süren bir aradan sonra yeniden masaya dönen liderlerin kendilerine yeni bir müzakere takvimi yapabileceklerini, bazı konuların üzereinde çalışabileceklerini, bazı uzlaşılara yeniden baktıklarını tahmin etmek mümkündür.

Her halde Masaya oturur oturmaz Sn. Akıncı Anastasiadis’e dönerek, “bak Anastasiadis eğer garantilerle siyasi eşitliği kabul etmeyeceksen peşinen söyle, kalkıp gidelim” diyecek hali olmayacaktır!

Fakat bu ve benzeri anlaşmazlıkların hâlâ devam ettiğini biliyoruz. “Yönetim ve güç paylaşımı” konusunda bir mutabakat sağlandığını da.

Ancak garantiler, siyasi eşitlik, mülk ve toprak ile iki kurucu devlet arasında yeniden belirlenecek sınırların hâlâ ortalarda olduğu ve gerçekten çok zor konular olduklarını da biliyoruz. Ki zaman zaman köşemize taşıyor, Anastasiadis’in masaya Annan planı üzerinde kazanımlar elde etmek için oturduğunu yazıyorduk. Zaten Anastasiadis’in de bu konuda beyanatları vardı.

Ancak o yıllarda 42 ay süresinde Rum tarafına devredilecek onlarca yerleşim yerine karşılık Türk tarafı gıkını çıkarmadan “evet” dediydi ama bugün durum çok farklı. Mesela Güzelyurt. Rum’a devredilecekse neden devlet bütçesini zorlayarak tam donanımlı bir hastanenin inşaatına başlansındı.

Mesela o planla iade edilecek “Korkuteli, Dörtyol, Pirhan, Vadili, Paşaköy, Türkeli, Yılmazköy, Şirinevler, Akçiçek, Kozan, Kılıçaslan, Gürpınar, Özhan, Karpaşa, Çamlıbel, Mevlevi, Serhatköy, Zümrütköy, Çamlıköy, Kalkanlı, Akçay, Güzelyurt, Güneşköy, Aydınköy, Yeşilyurt, Koruçam, Gemikonağı, Yedidalga… Vesaire… Bugün 2004’lerin yerleşim yerleri midir? İnkişafları hâlâ  süren bu yörelere 42 yıldır emek, ter  ve sermaye akıtılmaktadır. Mesela iskâna açık Maraş’ta bile küçük sanayi yanı sıra KKTC’nin sebze ihtiyacını karşılayan seraları ile seracılık önemli bir sektör olarak gelişti.

Kısaca referandumda insanların   42 yıllık yerleşik düzenlerini rizikoya atarak yeniden göç etmek zorunda bırakılması pahasına “evet” demesini beklemek mümkün değildir.

FAKAT: Anastasiadis’li Rum tarafının bunu anladığını sanmıyoruz! Adamlar müzakereleri darmaduman edecek bir çıkışla “Enosis plebisitini”  anma kararı alırlarken, Kuzey’in büyük bölümünün hay hayda kendilerine devredilmesini de isteyeceklerdir.

ÖTE YANDAN: Türk tarafına adanın yüzde 29’nun bırakıldığı ve bu konuda mutabakat sağlandığı açıklamaları yapıldı ama Sn. Akıncı’nın BM’lere verdiği harita Rum tarafınca “kabul edilemez” olarak anında aforoz edildi!

Demek istiyoruz ki müzakerelerin yeniden başlaması çözüm umutlarını artırsa da daha yürünecek çok yol olmalıdır.


DOĞRUYU SÖYLEYİP YAZALIM MI?

Kıbrıs artık Güney’i ile güzeldir! Hatta Güney’i ile huzurludur! Güney’i ile temiz ve tertiplidir! Çünkü Kıbrıslı Rumlar Kıbrıs’ı çok severler. Uğruna mücadele ettiler, savaştılar da… Hâlâ da mücadele ediyorlar, Kuzey’e de taliptirler!

Bunları üzülerek yazıyorum. Çünkü Kıbrıs’ı, Kuzey’i ben de çok seviyorum.  Fakat ayni zamanda pisliğinden nefret ediyorum!

Çarpık yapılaşmasından utanıyorum!

Trafiğinden, yollarından korkuyorum!

Uyuşturucu kullanımının artmasından ticaret metaı haline gelmesinden, gençlerin zehirlenmesinden dolayı çok üzülüyorum!

İllegal olayların artmasından büyük kuşku duyuyorum!

İnsanların birbirlerine karşı gitgide artan saygısızlıklarıyla sevgisizliklerine elledikçe tedirgin oluyorum.

Üniversitelerimiz öğrencilerinin artan vukuatlarından çok tedirgin oluyorum.

Ve gitgide yöneticilerimizin bizi doğru yönetemediğine daha çok inanıyorum!

İŞTE BİR FERYAT: Dün Havadis gazetesinin manşetinde  Kıbrıs’ı çok seven, huzuruna, güvenliğine, tam yaşanası bir belde olduğuna inanan bir babanın feryadı vardı. “Oğlumu size emanet ettim” diyordu! Ve olay şuydu: Eğitim için KKTC’ye gönderdiği oğlu bir kavgayı ayırmak için kavgacıların arasında girince bıçaklanarak hastanelik olmuştu! Baba Ali Rıza Ocal günlerdir hastane kapılarında, avlusunda uykusuz, harap, oğlunun iyileşmesi  için dua ediyor ve bakın ne diyordu: “KKTC’nin huzur adası olduğunu, üniversiteler adası olduğunu söyledilerdi. Buna güvenerek gönül rahatlığıyla KKTC de bir üniversite seçtik. Üç yıldır üniversitede eğitim görüyordu. Oğlum gece tanımadığı insanların kavgasını ayırmak için girdiği kalabalıkta bıçaklanarak yoğun bakıma kaldırıldı… KKTC yetkililerinin huzur adasına sahip çıkmalarını dilerim…

Kısaca gitgide “olumlu imajımızı” kaybediyor, yerine “çirkinliği, korkuyu, pisliği, kaosu koyuyoruz! ” Doğrusu Güney’i çok kıskanıyorum çokkk!


 KISACA TAKILDIĞIM: (İKİ SES İKİ ÖNERİ)

BİRİNCİ SES: Geçen hafta Meclis oturumunda TDP milletvekili Zeki Çeler adeta feryat ediyor, ailesinden pek çok kişiyi trafik kazasında kaybetmiş bir insan oluşunu hatırlatarak şöyle diyordu: “Bu ülkede trafikle ilgili bir politika yoktur.. Oysa Meclis sadece trafikle ilgili oturum da yapmalıdır.. Her oturumda trafik konusunda konuşacağım..”

Sorunların üstesinden böylesi inatçı kararlarla gelineceğine  inananlardanım. Dolayısıyla Çeler’in “her oturumda trafik konusunda konuşacağım” kararlılığına bravo diyorum. Çünkü artık bu ülkede korkunç bir trafik sorununun olduğunu anlatmak için kaza haberlerinin medyada yayımlanması yetmiyor çünkü yetkilileri hareketlendirmiyor. O halde kulaklarını sağır edene kadar “bu memlekette korkunç bir trafik sorunu vardır” demek gerekir! İKİNCİ SES:  Güzelyurt’ta Ortadoğu Teknik Üniversitesi açıldıktan sonra İnşaat sektörünü harekete geçirdi deniyor. Mesela belediye başkanı Özçınar’ın verdiği bilgiye göre elan 916 türlü çeşitli inşaat ruhsatı var.. Fakat Özçınar’ın devlete bir çağrısı vardır. “Bir an önce imar planı yapın.”

Yaparlar mı dersiniz? Sanmıyorum ama Özçınar’ın sesini çok ciddiye almak gerekir çünkü Girne ve Mağusa’dan sonra Güzelyurt’u da keybetmek tehlikesi var. Hem portakal bahçelerinin yerine dünyanın en ucube apartmanlarını dikerek!

11/04/2017 10:49
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Yürünecek olan uzun ince bir yoldur, eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.