AB, Türkiye’ye verdiği sözleri tutmalı

ads ads ads ads
14/01/2016

ads

Ozan Ceyhun Ozan Ceyhun


AB ve Türkiye söz konusu olduğunda ve özellikle Türkiye'nin AB Üyelik Süreci konuşulduğunda Brüksel'de Alman olmayan muhataplarımız her zaman bize sözde bir “gizli bilgi” verirlerdi. Konuşma esnasında ne zaman bu “çok önemli sır” açıklanacaksa o zaman seslerini alçaltıp “Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanların başında Almanya var. Almanya sizin ana sorununuz” derlerdi.

Brüksel'de biz Türklere yıllarca Almanya'nın Türkiye'nin AB üyeliği önünde “aşılmaz bir engel” olduğu anlatıldı.

Biz Türkler de “saf” olmadığımızdan ve zaten bir çok AB gerçeğinin farkında olduğumuzdan elbette Almanya'nın ne tür bir rol oynadığının her zaman farkında olduk.

Türkiye'nin AB üyeliğinin önündeki “engellerden” biri ama belki de en “zor” olanının Almanya olduğu hiç bir zaman bir “sır” olarak kalmadı.

Güney Kıbrıs ya da Yunanistan, Türkiye'nin AB üyeliği söz konusu olduğunda tarihteki düşmanlıklardan kaynaklanan tüm “inandırıcı” konumlarına rağmen aslında AB'nin “esas patronu konumundaki ülkelerin taşeronuydular”. Güney Kıbrıs ve Yunanistan vetoları sayesinde Türkiye'ye yıllarca “masal anlatmak” mümkündü.

Ancak bir gerçek varki, o da masallara çocukların inandığıdır.

Türkiye her zaman her şeyin farkında olarak bugüne kadar AB üyeliği yolunda kararlı ilerlemesini sürdürdü. Üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyi hedefledi.

Ama bugün gündeme gelenler artık bir şeylerin değiştiğini de gözler önüne sermekteler.

Daha dün “vize” ya da “üyelik” konuları gündeme geldiğinde Türkiye'nin “aşamayacağı engel” olarak tanımlanan Almanya bugün Türkiye konusunda tüm AB'ye ders olacak nitelikte açıklamalar yapmakta.

AP milletvekili olduğum dönemde üyesi olduğum meclis grubunun basına kapalı toplantısına katılan AB Komisyonu'nun o tarihlerde üyesi olan bir Alman komiser “Türkiye'nin üyeliği için benim cesedimi çiğnemeniz” gerekir demişti. O cümleyi hiç unutmadım. Şimdi o eski komiser Türkiye'de bir STK'ya “üyelik konusunda yardımcı olmam amacıyla” danışmanlık yapmakta. Nerden nereye değil mi?

AB üyesi bazı ülkelerin ve bazı AP milletvekillerinin ve de özellikle Türkiye “düşmanlığı” ile nam salmış bazı Alman AP milletvekillerinin Almanya'dan yapılan açıklamaları dikkatle dinlemesinde yarar var. Üstelik bu açıklamaları yapan Almanya'yı temsil eden şahsiyetler aynı zamanda AP'de Türkiye “düşmanlığı” ile isim yapmış bazılarıyla aynı partilerin üyeliğini de paylaşmakta.

Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller daha geçen gün, “Türkiye, Suriyeli sığınmacıları kabul etme konusunda olağanüstü şeyler yapıyor. Şimdi AB ülkelerinin verdikleri sözü yerine getirmeleri lazım.” diyerek AB'yi eleştirdi. Çok da doğru söyledi. Bunu Türkiye'den bir yetkilinin değil de Almanya'dan bir federal hükümet üyesinin söylüyor olması çok anlamlı. Bild am Sonntag gazetesine verdiği röportajda, “sığınmacıların Avrupa'ya gelişinin durdurulması gerektiğini” belirten Müller Suriye ve Irak'tan ayrılan sığınmacıların yüzde 10'unun Avrupa'ya geldiğine, hala 8-10 milyon kişinin yollarda bulunduğunu da özellikle kamuoyuna ilteme ihtiyacı duydu.

Bir Türkiye ile sorunlu gazetecinin sorduğu “Türkiye, sığınmacı akınını frenleme konusunda verdiği sözü yerine getiriyor mu?” sorusu üzerine Bakan Müller, “Türkiye, Suriyeli sığınmacıları kabul etme konusunda olağanüstü şeyler yapıyor. Ancak alabilme gücünün sınırlarına ulaştı. Bu yüzden Türkiye'nin desteğimize ihtiyacı var. Şimdi AB ülkelerinin verdikleri sözü yerine getirmeleri lazım. Kasım ayında söz verilen 3 milyar avroluk yardım henüz hazır değil” cevabını verdi. Üstelik Müller daha da açık konuşarak , “Dış sınırlar korunamıyor, Schengen çöktü. Sığınmacıların adil bir şekilde dağılımı olmuyor” diyerek aslında tüm AB'ye bir mesaj verdi.

Bu mesaj özellikle mülteci sorunu nedeniyle sorunlu AB kamuoyunaydı. Sokaktaki vatandaşın yaşadığı sorunun asıl sorumlularının uzakta değil bizzat AB'de olduğunu dile getirdi.

Aynı şekilde Türkiye'ye vaat edilen mali yardımı savunan Almanya Şansölyesi Merkel de yine üç gün önce Mainz kentinde bir resepsiyonda, sığınmacı krizinin aşılması için söz konusu yardımın gerekli olduğunu vurgularken “Türkiye 2 milyondan fazla sığınmacıyı kabul etti. Peki, 500 milyondan fazla nüfusu olan Avrupa Birliği ne yaptı?” diye sorarak aslında mülteciler konusunda AB içinde bulunduğu “AB'ye aykırı durumu” teşhir etmiş oldu.

Evet Sayın Merkel ve Sayın Müller aslında Türkiye'nin dile getirmekte sonuna kadar haklı olduğu bir konuyu kamuoyu ile paylaştılar.

Türkiye AB söz konusu meblağı verse de vermese de mülteciler konusunda tüm AB'ye örnek olacak bir politika uygulamakta ve bazı AB üyeleri “utanmadan” 3 milyar avroyu sorun yaparlarken çoktan 10 milyar avro harcamış durumda!

Evet artık yeterince konuşuldu. Şimdi sıra AB'de ve eğer tutacaksa sözünü tutmalı.

Bunu biz Türkler değil Almanya çok açık ve net bir şekilde dile getirmekte. 

14/01/2016 13:26
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ozan ceyhun
MANŞETLER

HK Ozan Ceyhun

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.