AB’nin görüşmelere katılması kabul edilmemeli

ads ads ads ads
26/12/2016

ads

Orhan Aydeniz Orhan Aydeniz


Yakın geçmişte, Girit adasının Yunanistan’a ilhak edilmesini sağlayan Fransa, Almanya, İngiltere’nin bugün de AB aracılığı ile ayni senaryoyu uygulamak çabası içinde olduğu görülüyor.

Bu çerçevede Avrupa Birliği, Kıbrıs’a yönelik aldığı tüm kararlarda, kayıtsız şartsız Rum-Yunan ulusal tezlerini desteklemektedir.

AB ilk kararını 1988 yılında Türkiye’nin üyeliğe alınması başvurusundan 1 yıl sonra aldı .’Kıbrıs’taki durum’ başlığı ile alınan kararda şöyle denilmişti: ‘Avrupa Topluluğuna ortak üye olan bir ülkenin topraklarının(Kıbrıs) yine Topluluk ortaklıkla ilişkileri içindeki başka bir ülkenin(Türkiye’nin) askerleri tarafından işgali Türkiye ile topluluk arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi önündeki en önemli engellerden biridir’

2.karar,13 aralık 1995’teTürkiye’nin Gümrük Birliği Protokolü’nü imzalamadığı zaman alındı. Bu kararda: ‘Türk hükümeti ve TBMM Kıbrıs’ın bölünmüşlüğüne son vermek için somut adımlar atmalı ve işgal altında tuttuğu Kıbrıs topraklarından çekilmelidir.

3.karar,19 Eylül 1996’da alındı ve şöyleydi:’ Avrupa parlamentosu, Türk hükümetinden özellikle işgalci askeri güçlerini geri çekmesini ve Kıbrıs sorununa adil ve uygulanabilir bir çözüm çağrısında bulunan Birleşmiş Milletler kararlarını kabul etmesini ve uygulamasını ister’

4.olarak Avrupa Parlamentosu 17 Eylül 1988’de aldığı kararla, Türk ordusunun adadan çekilmesini istedi.ve şöyleydi:’ AP Türkiye’ye Kıbrıs’ın askersizleştirilmesini sağlamak amacı ile ,Kıbrıs’tan askeri güçlerini çekmesi için somut adımlar atma çağrısında bulunur’.

Avrupa parlamentosu bu düşmanca ve art niyetli kararı alırken, güney Kıbrıs’ta bulunan İngiliz, Rum ,Yunan ordularından ve 100 bin Rum milisten hiç söz etmedi.

Avrupa Birliğinin 5 Ekim 2000’de aldığı 5.karar, tehdit edici olup şöyleydi: ’Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adayı bir bütün olarak temsil etme hakkına sahip tek devlet olduğu kabul edilmiştir. Kıbrıs’ın önemli toprakları 26 yıldır Türkiye tarafından işgal edilmiştir. Kıbrıs Kopenhag Kriterlerini tam olarak yerine getirdiği için AB üyeliğine alınacaktır. Bu konuda Türkiye’nin yapacağı her türlü itiraz, siyasi ve manevi açıdan geçersizdir’.

Kısaca Avrupa Birliğine göre, Kıbrıs bir bütün olarak Avrupa Birliğine üyedir

Bu nedenle Türkiye AB toprağını işgali altında bulundurmaktadır ,adanın kuzeyini ilhak etmesi durumunda Avrupa Birliği toprağından bir kısım ilhak etmiş olacaktır.

Görüldüğü gibi Avrupa Birliği(AB), haksızca, üstelik uluslararası anlaşmaları da göz ardı ederek Rum-Yunan tezlerine destek vermekte, Türk tarafını suçlamakta ve tehdit de etmektedir. Kıbrıs’ın tümüyle Yunanistan’a ilhak edilmesini istediğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Avrupa Birliği, kendi ilkelerini ve uluslararası anlaşmaları çiğneyerek, sadece Rumları temsil eden yönetimi, kurucu ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti adına üye yapmakla, Rumların bizimle makul bir anlaşma yapmasının önünü kapattı.

2004 Annan Planının referandumunda, hayır diyen Rumları ödüllendirmesi ve evet dememize rağmen, bize verdiği sözleri yerine getirmemesi, aksine ambargoları sürdürerek cezalandırması güvenilemeyeceğini kanıtladı.

Özetle, bize düşman olan ve her koşulda Rum-Yunan tezlerini destekleyen AB’nin, Cenevre’deki müzakerelere gözlemci olarak bile katılması durumunda, yanlı tutumu nedeniyle makul bir anlaşma yapılmasını olumsuz yönde etkileyecek.

Bu nedenle AB’nin Cenevre’deki müzakerelerde gözlemci olarak bile bulunması, Rum yanlısı tutumu nedeniyle çözümü engelleyebilecektir.

26/12/2016 11:37
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: orhan aydeniz
MANŞETLER

HK Orhan Aydeniz

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.