Ab'nin Kıbrıs sınavı

ads ads ads ads
22/05/2015

ads
Ab'nin Kıbrıs sınavı

Zaman Gazetesi köşe yazarı Ali Yurttagül ‘AB’nin Kıbrıs sınavı’ başlıklı yazısında  AB’nin Kıbrıs’taki tutumunu değerlendirdi.

İşte Yurttagül'ün kaleme kaldığı yazı:



Kıbrıs, 2004 yılında Avrupa Birliği (AB) üyesi oldu ve böylece AB uluslararası bir sorunu, istemeyerek de olsa devralmış oldu. Aslında AB, Kıbrıs’ta çözüm için tarihi bir fırsat olmuş, Annan Planı ile çözüm elle tutulur hale gelmişti. Sorunu derinlemesine bilmeyen AB kadroları sınıfta kalmış, Rum milliyetçilerinin aleti olmuşlardı. Brüksel’de sadece AB değil, NATO koridorlarında da çözümsüzlüğün sadece Kıbrıs Türklerinden kaynaklandığı inancı etkindi. Bu yüzden Rumlara çözüm olmasa da üyelik kapısını açmak “çözüm sürecinin gereği” olarak görülüyor, Rumların süreci tıkamayacağına inanıyorlardı. Tarih, AB kadrolarına unutamayacakları bir ders verdi. Zamanın genişlemeden sorumlu Komiseri Günter Verheugen, Rumlardan altı defa garanti aldığını vurguladığı konuşmasında, “aldatıldım” terimini kullanmaktan çekinmedi. Aslında AB kurumları ve başkentler adına da konuşup “aldatıldık” deseydi daha doğru olurdu. Kıbrıs’ta barış bir on yıl daha ertelendi. Gerçi Rum milliyetçileri, bu ara AB’nin kullanabilecekleri bir “alet” olmadığını anladılar. Ama AB tarihi bir şansı harcandı.

Şimdi, Kuzey’de Akıncı’nın cumhurbaşkanı seçilmesi ile AB için yeni bir fırsat doğmuş bulunuyor. Şüphesiz 2004 süreci ile karşılaştırılamayacak kadar küçük bir fırsat. Ama bazen küçük taşlar büyük süreçleri tetikleyecek boyutta olabiliyor. Kuzey’de Akıncı, Güney’de Anastasiades ile belki ilk defa, Kıbrıslıların belirleyici olduğu bir çözüm süreci başlayabilir. Ama Kıbrıs tarihine kısa bir göz atmak, adanın kaderini belirleyen aktörlerin, adada olmadığını görmek için yeterlidir; Ankara, Atina, Londra, Washington, Moskova... Listeyi uzatabiliriz, ama tüm bu etkenler içerisinde eteğinde küçük, büyük “taşı” olan tek kurum ise AB. Bu “taşlar” ada ile sınırlı da değil. Havanın pek iyi olmadığı Atina ve Ankara’da da AB’nin koyabileceği “taşları” var. İsterseniz adadaki “küçük” fırsata değindikten sonra, Brüksel’den Atina ve Ankara’ya bakalım.

Aslında fırsat pek küçük sayılmaz. Akıncı’nın seçilmesi adanın kuzeyinde M.Ali Talat’ın seçimi ile başlayan çözüm iradesinin sürmekte olduğunu belgeliyor. Akıncı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı ilk gün polemiği, “yavru”, “kardeş” terimleriyle verilen mesajlar da oldukça anlamlı. Akıncı, Kıbrıs Türklerinin hislerini bire bir temsil ettiği, umut kaynağı olduğu için seçildi. Akıncı “küçük” jestlerini sürdürür, dağ yamaçlarını ağaçlandırarak, kışla kültürünün izlerini silerse, iyi yapar.

Durum Güney Kıbrıs’ta da farklı değil. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı Anastasiades, Annan Planı’na destek vermiş ve oldukça ağır bir siyasi fatura ödemişti. Ama tarih onun bu cesur tutumunda haklı olduğunu gösterdi ve seçmen, geç de olsa, Anastasiades’in doğru yolda olduğunu gördü. Anastasiades’i dinleme olanağı bulduğum için bu politikacının, Akıncı gibi büyük bir şans olduğuna inanıyorum. Sadece güvenilir olduğu için değil, çözüm projesi de gerçekçi olduğu için. Anastasiades çözümün tarihi gerçeklerin kabulünde yattığını, Türklerin hassas olduğu konularda Rumların da hassas olduğunu görüyor.

Bu iki politikacının sunduğu fırsatı “küçük” kılan etkenler Ankara ve Atina’dan kaynaklanıyor. Atina’yı derinlemesine analiz etmeye gerek yok sanıyoruz. İflasın eşiğinde seyreden Atina için Kıbrıs önemli bir gündem maddesi değil. Syriza’nın ömrü meçhul olduğu gibi, aşırı sağ ile koalisyonun Kıbrıs gibi ağır bir konuda cesur adımlar atabileceği bilinmiyor. Ankara’nın gündeminde de Kıbrıs yok artık. Ankara “Elimizden geleni yaptık, olmadı” rahatlığı içerisinde. Ankara aslında sürecin tıkanmasından pek rahatsız değil. İnandırıcılığını yitirmemek için olası bir çözüm sürecini engellemez, ama çaba da göstermez.

Lefkoşa duvarını yıkma görevi Brüksel’e kalıyor. Zira Birleşmiş Milletler’in AB’nin eteğindeki “taşlara” ihtiyacı var. Brüksel, bu taşları zekice kullanırsa satranç tahtası masadan kalkmaz, Kıbrıs’ta çözüme, barışa doğru yol alırız. Ne dersiniz Brüksel, 2004 tecrübesinden ders çıkarmış mıdır? 

22/05/2015 08:20
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Ab’nin Kıbrıs sınavı, ali yurttagül, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.