Adam (insan) yerine konulmak...
01/04/2015
Başaran Düzgün
Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı’ydı ama henüz milletvekili bile değildi.
Malum şiirden dolayı hapse girmiş, siyasi yasak almış ve AK Parti’nin muazzam seçim zaferine rağmen milletvekili olamamıştı.
Partisi Anayasa’yı değiştirecek kadar milletvekiline sahipti ama kendisi Başbakan değildi.
Erdoğan daha milletvekili değilken ilk görüşmemizi yapmıştık.
AK Parti’nin Ankara, Balgat’taki mütevazı genel merkezinde mülakat gerçekleştirmiştik.
Annan Planı’nın ikinci versiyonunun tartışıldığı ve Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti adına 1 Mayıs’ta Avrupa Birliği tam üyeliğini neredeyse garantilediği günlerdi.
Annan Planı temelinde bir çözüm ile Kıbrıslı Türkler de tam üyeliğe dahil olacaklardı.
Bu nedenle Avrupalılar başta olmak üzere tüm dünya hızlı bir çözümün peşindeydi.
Erdoğan kendisini böylesi bir ortamın içinde bulmuştu.
Bir yanda yapılacak ara seçimle milletvekili ve Başbakan olmanın stresi, diğer yanda kendisiyle yaşıt Kıbrıs sorununda bilinen politikaları ters yüz eden gelişmeler ve önemli kararlar arifesi.
Benim onunla yapacağım mülakattan ziyade uzun uzun Kuzey Kıbrıs’taki durumu konuşmuş, o sormuş ben de yanıtlamıştım.
Anlattıklarım arasında Kıbrıs Türkü’ne verilmesi gereken değere özellikle vurgu yapmıştım.
Bunu pekiştirmek için de rahmetli Bülent Ecevit’ten örnek vermiştim.
Rahmetli babam sıkı bir Ecevit hayranıydı...
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ