Asım Akansoy…

CTP’nin genel sekreteri…

CTP’nin bakanı…

Her iki döneminde de “kablo ile elektrik getirilmesi” gündemdeydi.

Bu konuda hiçbir çalışma yapılmadı.

“Kendisi yapmadı” demiyorum.

Kendisi “yapılması için çaba harcayan ekibin içerisinde olmadı” diyorum.

Sorun şuydu aslında:

“Siz canınızı yeseniz de, ilk CTP’siz hükümette bu anlaşma imzalanacaktı…”

Aha da imzalandı.

Asım Akansoy, dün şöyle bir görüş paylaştı:

“Kablo ile elektrik getirilmesi konusundaki sorgulamalarımız kimi kesimleri çok rahatsız ediyor. Konuyu farklı bağlamlara çekmeye çalışıyorlar.

Biz prensip olarak kablo ile dünya elektrik sistemine bağlanmaya karşı olmadığımızı açıkladık. Ancak bunun kamu yararı gözetmesi şart dedik. Bunun için bir araştırma yapılmalı ve sonuçları halkla paylaşılmalı. Kimse gözümüzü kapatıp önümüze her konan projeye onay vermemizi beklemesin. Elbette sorgulayacağız. Ve sonuna kadar da gideceğiz.

Henüz bir dünya ülkesi değiliz. Olabilmemiz büyük resme dahil olmakla mümkün. O da çözümdür. Bugün halkın alım gücü düşer ve ekonomik sorunlar büyürken, her hal ve şartta yeni bir bilinmeze onay vermemiz nasıl mümkün olur?

En çok da konuyu Türk Rum meselesi haline getirenlere gülüyorum. Şöyle diyorlar : "Rum'dan gelse tamam da Türkiye'den gelince mi kötü oluyor ?" Bu zihniyete sahip olanlar ve sürekli bunu tekrarlayanlar bu ülkeye, bu halka en büyük kötülüğü yapanlardır.

Kıbrıslı Türkler kendi toplumsal çıkarını kavramadan, hiçbir ülkenin ve uluslararası oyunun mezesi olamaz. Kendi kararını kendi verir. Türkiye ile saygılı, kardeşçe, yakın ilişki kurar ve yoluna devam eder. Ne Türkiye'yi sömürür ne de Kıbrıslı Rumlar'ın her istediğine evet der. Onuru ile varlığını sürdürür. Bunu bilin...

Evet bu hükümete asla güvenmiyorum. Ve bu hükümetin atacağı hiçbir imzanın da kamu yararı içerdiğine inanmıyorum. Eğer yanılıyorsam ekonomik raporu görmek hakkımdır. Bunu anlatmak da halka borcumdur.

Sorgulamaya ve halkı bildirmeye sonuna kadar devam edeceğiz.”

Ben de tam bunu diyorum…

Ve hakkımdır, soruyorum:

• Onca yılı bize neden kaybettirdiniz?

• Madem dünyaya bağlanma niyetiniz vardı, hükümetiniz neden çalışma yapmadı?

• Neden araştırma yapılmadı, sonuçları halkla paylaşılmadı?

• Neden önünüze bir proje konmasını beklediniz de, bir proje hazırlayarak masaya koymadınız?

• Yeni bir bilinmezle karşı karşıya kalmamak için, neden ileri adım atmadınız?

• Bu hükümete güvenilmeyeceğini bilmiyor muydunuz?

Olayı Rum- Türk noktasına getirenlere ise ben sadece gülmüyorum, ayıplıyorum.

Onların bu adadaki varlığı belli.

Olası bir yakınlaşmaya dahi karşı durarak, statükonun devamını sağlama.

Muhalefet etme zemini…

Şimdi, CTP için muhalefet etme zemini de ortadan kalkıyor.

Çünkü bakıyorum tabloya…

Tüm TC- KTC “devletlerarası” anlaşmada bu imza var.

Ya önüne konulanı imzaladı durdu CTP’liler…

Ya imzalarken “kandırdı…

Ya ne imzaladığını bilmedi…

Siyaset, halka hizmet etme sanatıdır.

Geleceği göremiyorsanız…

Olası tehlikeleri bilemiyorsanız…

Vatandaşlık konusunda bir yasa yapamadı CTP…

Beyaz kimlik konusunda adım atamadı…

Su konusunda adım atamadı…

Enerji konusunda adım atamadı…

Ama gelin görün ki, bu konuların tamamında UBP- DP hükümetlerinin ne yapacağı da belliydi.

Şimdi ağlaşsın dursun CTP’li bakan ve vekiller.

Ha…

Bu demek değildir ki toplumsal sorumluluğunuzu unutun, eleştirmeyin, siyaset üretmeyin…

Ama, müsaade edin bu hesap sizden sorulsun…

NOT: Hafta sonuna kadar yurt dışında ola