Akyüz: Dünyada 50 trilyon dolar borç yaratıldı

ads ads ads ads
30/09/2016

ads
Akyüz: Dünyada 50 trilyon dolar borç yaratıldı

Birleşmiş Milletler Baş Ekonomisti Prof. Dr. Yılmaz Akyüz 'Dünya'da Ekonomik Gelişmeler' isimli ilgi çeken bir konferansa imza attı

Akyüz, sadece ABD ve Avrupa’da değil tüm dünyada ve özellikle de Güney’de 2008’den bu yana toplam olarak dünyada 50 trilyon dolar borç yaratıldığını vurguladı. Borcun, Türk ekonomisinin 70 katı olduğunu anlatan Akyüz, bir tahmine göre Güney’de finans dışı şirketlerin toplam borcunun 25 trilyon doları bulduğu bilgisini aktardı.

UNCTAD (Birleşmiş Milletler) Baş Ekonomisti Prof. Dr. Yılmaz Akyüz 'Dünya'da Ekonomik Gelişmeler' isimli ilgi çeken bir konferansa imza attı.

Konferans, Uluslararası Final Üniversitesi ve Kıbrıs Türk Ekonomi Kurumu tarafından organize edilirken, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Mustafa Çağatay Konferans Salonu da etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Çok sayıda izleyicinin büyük bir keyifle izlediği Akyüz, Dünya ekonomisinin görünümünün son derece kaygı verici olduğunu belirterek, büyümenin 2008-09’daki krizden bu yana en düşük düzeyde olduğunun altını çizdiğ.

Akyüz, konferansa yaptığı sunumda şu düşüncelere yer verdi:

“ABD krize neden olduğu halde diğer ülkelerden daha çabuk toparlandı ama ekonomisi sanıldığından çok daha kırılgandır. Sıfır faiz politikasından, piyasalarda deprem yaratmadan geri dönmesi çok zordur. Öte yandan yeni bir daralma karşısında yapabileceği fazla bir şey yok – cephanesini tüketmiştir.

Avrupa, ekonomik kriz bir yana finansal krizi bile çözebilmiş değildir. Avro bölgesi uzun süren gelir kayıplarından sonra kriz öncesi milli gelir düzeyini 2016’nın ilk çeyreğinde ancak yakalayabilmiştir. Kişi başına düşen gelir hala 2007’nin altındadır. Yunanistan’ın borç sorunu sekiz, on senedir çözülememiştir.”

Kriz üstüne kriz

Akyüz, 8 yıl önce ABD’de başlayan krizin tam çozümlenmeden yeni bir krize doğru yol alındığı konusunda ciddi ve yaygın endişeler olduğunu söyledi.

Krizin, ABD ve Avrupa’dan sonra üçüncü bir dalga halinde Yükselen ve Gelişmekte olan Ülkelere (ya da UNCTAD ve South Centre’da kullandığımız deyimle Güney’e) doğru yayıldığını nlatan Akyüz, devamla şunları söyledi:

“Üç, beş yıl önce bu ülkeler, yükselen ekonomiler denen grup, BRICS denen grup, dünya ekonomisinin lokomotifi olarak görülüyorlardı. Şu anda bunlar sorunun bir parçası haline geldi. Hemen hepsi kırılgan. Çin de, Hindistan da dahil. Bir kısmı zaten resesyonda. Kalanlar da zar zor, borçla harçla büyüme çabasındadır.

Hem ABD hem de Avrupa’da kriz yanlış yönetildi. Uygulanan politikalar, dünya ekonomisinin sistemik ve yapısal sorunlarını daha da vahim hale getirdi. Gelir dağılımı daha da bozuldu. Çalışanların gücü ürettikleri mal ve hizmetleri satın almaya yetmiyor ve bu da talep sorunu yaratıyor, üretimi düşürüyor. Şirketler üretken yatırımdan çok spekülasyon ile meşgul. Borçlanarak borsalarda ya da gayrimenkul piyasalarında balon yaratıyorlar.

Daha da önemlisi global ekonomi finansal olarak daha da kırılgan hale geldi. ABD ve AB’de krizin nedeni aşırı borç idi. Bulunan çözüm, sıfır faiz ve hızlı parasal genişlemeyle daha çok borç yaratmak oldu.”

“50 trilyon dolar borç”

Akyüz, sadece ABD ve Avrupa’da değil tüm dünyada ve özellikle de Güney’de 2008’den bu yana toplam olarak dünyada 50 trilyon dolar borç yaratıldığını vurguladı.

Borcun, Türk ekonomisinin 70 katı olduğunu anlatan Akyüz, bir tahmine göre Güney’de finans dışı şirketlerin toplam borcunun 25 trilyon doları bulduğu bilgisini aktardı.

Akyüz, devamla şu ifadeleri kullandı:

“Bu borcun milli gelire oranı son 6 yıl içinde 50 puan arttı. Bunların çoğu dolar cinsinden ve ciddi faiz ve kur riski taşıyor. Eğer global ekonomi bir kere daha daralmaya, resesyona girerse bu borcun önemli bir kısmı ödenemez ve 2008’dekinden daha büyük bir borç krizi doğabilir.

Tüm dünyanın kaderi neredeyse ABD’nin para politikasına bağlı hale geldi. ABD’den ya da piyasalardan gelebilecek ciddi ve kalıcı bir finansal şoka karşı Güney ne yapabilir? Çoğu ekonominin fazla bir seçeneği yok. Zira temeller sağlam değil: tasarruf ve yatırımlar çok düşük, ödemeler dengesi bozuk, rezervler yetersiz ve sanayi guçsüz. Maliye ve para politikalarında hareket alanı 2008’den çok daha kısıtlı. Şoklara tepki “business as usual” mı olacak? Yani her zamanki gibi, faizleri yükselt, rezervleri kullan, bitince IMF’ye git borç al, bankaları ve yabancı alacaklıları kurtar, IMF kemerinizi daha da sıksın, büyüme çöksün, işsizlik tırmansın vs. Eğer böyle bir duruma düşmek istemiyorsanız, gelmesi hemen hemen kaçınılmaz olan şoklara karşı ne yapacağınızı şimdiden planlamanız gerekmektedir.”

 

30/09/2016 16:24
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Uluslararası Final Üniversitesi
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.