Almanya’da ırkçılığın vardığı boyut vahim

ads ads ads ads
06/01/2015

ads

Ozan Ceyhun Ozan Ceyhun


Almanya’da „ırkçılık“ söz konusu olduğunda kimse „Fransa’da Le Pen“ ya da „Yunanistan’da Altın Şafak“ diye başka ülkeleri ve ırkçı parti ya da hareketleri göstermemeli bence.

Almanya’da halk dilinde güzel bir cümle var: „" Bevor wir andere kritisieren, sollten wir erst einmal vor der eigenen Tür kehren!(Başkalarını eleştirmeden önce ilk olarak kendi kapımızın önünü temizlemeliyiz)“. İşte Almanya için acilen gerekli olan da bu!

Almanya’da Ermeni Diasporası ile flört eden bazı grupların ve „Türkiye karşıtı kesimlerin“ bu yılın Mayıs ayında „Türkiye’ye karşı eylemler“ hazırladıkları bu günlerde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul'da“gayrimüslim“ azınlık cemaatlerinin temsilcileriyle yemekte bir araya geldi. Yemeğe, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Rum Ortodoks Patrik Vekili Peter Stefanos, Türkiye Keldani Katolik Cemaati Ruhani Reisi Francois Yakan, Süryani Ortodoks Kilisesi İstanbul ve Ankara Metropoliti Yusuf Çetin, Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Prof. Mehmet Paçacı, Türkiye Süryani Katolik Patrik Vekili Yusuf Sağ, Ermeni Katolik Başpiskoposu Levan Zekiyan, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva ve Ermeni Patrik Vekili Aram Ateşyan katıldı. İstanbul’un Yeşilköy semtinde yeni bir kilise yapılmasının kararlaştırıldığı bu toplantıda nedense AB’de belli kesimlerin görmemek için çırpındığı bir gerçek bir kez daha dile getirildi. Türkiye’de yaşamakta olan „gayrimüslimler“ Yeni Türkiye’den „çok memnunlar“!

Buna karşın aynı günlerde ise Almanya’da yaşamakta olan müslümanlar „kaygılılar“!

Kendilerini „Patriotic Europeans Against the Islamization of the Occident (PEGIDA)“ diye tanımlayan Almanya’nın „yeni entellektüel ırkçılarının“ her pazartesi günü binlercesinin biraraya gelerek „İslam Dini’ne karşı“ yürüdükleri „neredeyse hiç bir müslümanın yaşamadığı“ Dresden kentinden 593 km uzaklıkta bulunan Dormagen Kasabası’nın „Schüztenplatz“ meydanındaki duvarlara, „Burg“ İlkokulu duvarına ve „Leibniz“ Lisesi duvarına „Kahrolsun İslam“, „Türkler öldürülecek“ ve „Domuz Türkler“ yazıları yazıp „gamalı haç“ çizdi „ırkçılar“.

Düsseldorf kentinin yakınındaki Dormagen’de ilk defa olmadı bu „çirkin saldırı“.

21 Aralık Pazar günü sabaha karşı saat 04.20 sularında Dormagen DİTİB Camii ırkçı bir saldırının hedefi olmuştu. Cami inşaatının duvarlarına ve minaresine ırkçı fikirler ve çeşitli yazıların yazıldığı saldırıyla ilgili polis soruşturma başlatmıştı. Soruşturmayı koordine eden Düsseldorf Savcılığı, olayın aydınlatılması, eylemcilerin tespit edilmesi için

„bin 500 Euro’luk“ ödül koyduğunu açıklamıştı.

2013 istatistiklerine göre Dormagen’de 62.521 kişi ( 30.730’u erkek ve 30,791’i kadın) yaşamakta. Yani ufacık bir yerleşim bölgesi. Dormagen’de yaşamakta olan tüm „yabancıların“ sayısı ise 6.623. 14 katolik kilisesinin, 9 protestan kilisesinin ve 2 farklı kilisenin, yani toplam 25 kilisenin olduğu Dormagen’de biri inşa halinde 4 camii birilerini çok rahatsız etmiş olsa gerek.

62.521 kişinin yaşadığı Dormagen’de 21 Aralık saldırısı sonrası gündeme gelen soruşturma pek fazla sonuç vermemiş olmalı. Üzerinden iki hafta bile geçmeden Dormagen’in „dazlakları“ ikinci eylemlerini yaptılar.

Dormagen sadece bir örnek. „Ufacık“ Dormagen’de bu kadar „rahat“ hareket eden „ırkçılar“, „neo naziler“ acaba 82 milyonluk Almanya’da „ne durumdalar?“.

Almanya’da yaşamakta olan müslümanlar haklı olarak kaygılanmaktalar. Sadece Ağustos – Aralık (2014) ayları arasında Almanya’da 11’i camilere olmak üzere toplam 15 saldırı gerçekleşti.

Almanya’da yaşamakta olan Türkiye kökenli müslümanlar hala „arka planı ortaya çıkarılamayan“ ve kamuoyunda „dönerci cinayetleri“ olarak bilinen „NSU“ isimli neo nazi çetesinin „kimler“ tarafından „kollandığı“ konusunda yazılanları haklı olarak „endişe“ ile okumaktalar.

AB genelinde de durum oldukça vahim. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun son açıkladığı bir rapora göre „2014 yılında Almanya’da 38 saldırı yaşanırken bunu 8 saldırı ile Avusturya, 7 saldırı ile Bulgaristan izliyor. 2014 yılında Belçika, Hollanda, İsveç’te 2’şer, Fransa’da ise 1 eylem gerçekleşti“.

Avrupa’daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığı son yıllarda İslamofobi’ye dönüşmüş durumda.

Eskiden „ırkçılar“ ve „neo naziler“ duvarlara „Türkler defolun“ yazarlardı. Bugün ise „İslam Dini kahrolsun“ ya da „müslümanlar defolun“ yazmaktalar.

Avrupa kıtasında „barış içinde“ yaşamakta olan „müslümanlardan“ kanlı terör örgütü „IŞİD’in hesabını sormak“ Avrupalı müslümanlara yapılabilecek en büyük „kötülüktür“. Ve ne yazıkki şu anda olan bu!

Dresden’de „PEGİDA“ ortaya çıktığından beri Almanya’da müslümanlara ve camiilere yönelik saldırılar arttı.

Başta AB üyesi Almanya olmak üzere tüm AB’nin artık „başını kumdan çıkarıp“ „İslamofobi’nin vardığı boyutu“ görmesi şart. „Devekuşu“ misali başını kuma sokmakla „ırkçılık“ yok olmuyor!

Sadece AB Komisyonu ve Avrupa Parlametosu’nun değil tüm AB üyesi ülkelerin ulusal parlamentolarının ve hükümetlerinin „acil önlemler“ kararlaştırmaları ve bunları uygulamaları gerekmekte.

Irkçılığa (PEGİDA’ya) karşı mücadelede dün Köln, Berlin, Stuttgart, Hamburg, Rostock, Würzburg, Dresden, Münster, Kassel, Marburg ve Münih kentlerinde sokağa çıkan onbinlerin protestoları sevindirici.

Ancak etkili polisiye önlemlerin artması kaçınılmaz. „Şiddeti“ mücadele biçimi olarak benimseyen „ırkçı teröristlere“ ve onları destekleyenlere karşı da aynı IŞİD’e karşı olduğu gibi kararlı bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. 

06/01/2015 15:43
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ozan ceyhun
MANŞETLER

HK Ozan Ceyhun

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.