Rum Lider Nikos Anastasiades Rum Alithia gazetesine yaptığı açıklamasında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Crans Montana’da ortaya koyduğu parametreler çerçevesinde müzakerelere dönmeye hazır olduğunu söyledi.

BM Genel Sekreteri Guterres Crans Montana’dayken müzakerelerden bir çerçeve anlaşması çıkarılıp çıkarılamayacağı eksersizi yapmak istemişti.

Bu çerçevede o güne kadar üzerinde uzlaşma sağlanamamış konuları eşleştirerek tarafların bunlarda yakınlaşacak öneriler sunmasını talep etmişti.

Rum Lider Nikos Anastasiades BM Genel Sekreteri’nin ortaya koyduğu çerçevenin içine girmemekte direndi.

Ortaya uzlaşmaya dönük öneri koymadı.

Çerçevenin içine girecek öneriler sunmak bir yana, son gece masa berhava olurken en ufak bir esneklik bile göstermedi.

Yapılan telkinleri dikkate almadı.

Sürecin son bir şans olduğuna dair söylenenleri duymazlıktan geldi.

Çünkü onun hesapları bambaşka idi.

Müzakere süreci ona göre kesinlikle çökmeyecek, bir şekilde devamı sağlanacaktı.

Böylece kritik, can yakıcı kararlar vermek, liderlik göstermek zorunda kalmadan masanın etrafında oturmaya devam edebilecekti.

Öyle sanıyordu.

Hedefi gelecek yıl Şubat ayında Rum kesiminde yapılacak seçimlere giderken müzakere masasında oturacağı koşulları sağlamaktı.

Önceliği Kıbrıs sorununun çözümü değil, seçimler olunca Anastasiades batağa saplandı.

Süreci de sapladı.

Belirsizliğe itti.

Gelinen aşamada belirli olan tek şey, eğer anormal bir gelişme olmazsa, Rum tarafındaki seçimlerden önce herhangi bir müzakere olmayacağıdır.

Seçimlerden sonra ise neyin ne şekilde olacağı konusu da bir başka belirsiz olan konudur.

Tüm bu belirsizlikleri yaratan Rum Lider Nikos Anastasiades’in tutumu oldu.

Guterres’in ortaya koyduğu çerçevenin içine girecek yaklaşım ve öneriler masaya koymuş olsaydı, bugün ortaya çıkmış olan çerçeve anlaşmasını konuşuyor olacaktık.

Geriye dönüp bakıldığında Crans Montana’da kaçırılan büyük fırsatın öncesinde çözüm ve toplumların yakınlaşmasına zemin yaratacak başka fırsatların da yitirildiği görülür.

Şöyle ki, masada liderler yeni bir Anayasa hazırlanması konusunda uzlaştı ama Rum lider bu uzlaşıyı yürürlüğe koymadı. Bu konuda yapılması gereken çalışmaların başlatılmasını engelledi.

Güven yaratacı önlemler konusunda da engel çıkaran Rum tarafı oldu.

Mobil telefonların çalışması, elektrik şebekelerinin birleştirilmesi ve yeni geçiş kapılarının açılması konularında Rum tarafı ayak sürüdü.

Her iki tarafta da insanların hayatlarına doğrudan dokunacak adımların atılmasını engelledi.

Sonuçta çok büyük bir fırsat Crans Montana’da kaçmış oldu.

Anastasiades şimdi çıkmış Guterres’in ortaya koyduğu parametreler çerçevesinde masaya dönmekten söz ediyor.

Boş konuşuyor…