Antibiyotiklerin Reçeteye Bağlanması Üzerine…

ads ads ads ads
27/01/2016

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


İŞİN ÖZÜ ŞUDUR: Biz bu ülkenin insanları olarak, GLOBAL bir soruna katkı koyacak mıyız? Yoksa kendi iç dengesizliklerimizin, organizasyonsuzluğumuzun esiri olup tüm dünyanın koyduğu kuralın dışında mı kalacağız? Bu sorunun iki yanıtı olabilir. “Evet” veya “Hayır”. Bu iki cevap dışındaki her yanıt sadece demagojidir.

Sağlık Bakanlığı 1 Nisan tarihinden itibaren antibiyotiklerin reçetesiz satılamayacağını duyurdu. Nerdeyse bütün dünyanın yıllardır yapmakta olduğu bu uygulamaya geçiş kararını almalarından dolayı Bakanı ve ekibini canı gönülden kutluyorum.

Bu karar “lokal” bir karar değildir. Evrensel bir karardır. Zira dünya üzerinde özellikle Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Tabipler Birliği ve Dünya Eczacılar Birliği gibi Sağlıktan sorumlu organizasyonlar bu kararı, tüm Devletlerin yetkililerinden talep etmektedir.

Bu talep iş ola değildir. Mikroorganizmalara karşı savaş vermekte olan İlaç Sanayi, büyük servet ve yoğun emek harcamasına karşın yeni üretimler yapamamakta, dolayısıyla da gerilemektedir. Mikroorganizmaları yok edecek yeni antibiyotik üretiminde zorlanmaktadır.



Oysa Bin Dokuz Yüzlü yılların başında Pensilinin Fleming tarafından keşfinden sonra bakterilerin sonunun geldiği düşünülmüştü. Ne yazık ki böyle olmadı. Bakteriler de dünya üzerinde tutunmak adına, o güne kadar bilinmeyen bir başka özelliklerini çalıştırmaya başladılar. Mikroorganizmalar karşılaşıp ilk anda geriledikleri birçok kendilerini yok etmeye yönelik bu ilaçlara karşı, orta ve uzun vade de şifrelerini (genetik yapılarını) değiştirerek antibiyotikleri etkisiz kılacak ya da etkisini azaltacak bir yapıya büründüler. Her keşfedilen yeni antibiyotik yaygın ve çoğu zaman gereksiz kullanım sonucunda uzun vadede aynı akıbete uğradı: Mikroplara karşı nerdeyse tamamı zaman içinde güç kaybetti ve etkisizleşti…



Bu nedenledir ki başta Dünya sağlık örgütü olmak üzere birçok ilgili birim, Dünya üzerinde insanın antibiyotiğe erişimini kısıtlama yoluna gidilmesini önermiştir. Bu öneriyi yaparken de üç adımlı bir plan sunmuştur. Öncelikli adım bu ilaçların kesinlikle reçeteye bağlı satılmasıdır. İkinci adım ise hekimlerin bu yönde meslek içi eğitiminin sürekli yapılması gereksiz antibiyotik yazımının önlenmesidir. Üçüncü ve son adımsa halkın bilinçlenmesini sağlamaktır.

Bütün bunlar dikkate alınıldığında, Bakanlığın aldığı kararın basit ama insanlık adına önemli bir adım olduğunu kabul etmek gerekir. Bu uğurda alınacak her tedbir insanlığın “mavi gezegen” olarak anılan dünyamızın üzerinde yaşama bağlı kalması için çok önemlidir. K.K.T.C, dünya üzerinde bir nokta olabilir. Ama inanın bu noktanın dahi bu mücadeleye katılması çok ama çok önemli bir güçtür.

Şimdi bu uygulamaya itirazlar olabilir. Hatta bazı tutarlı gibi görünen gerekçeler bile sunula bilinir. Ancak hiçbir tutarlı gerekçe, bu gün modern dünya uluslarının mücadelesinde onların yanında yer almaktan daha haklı bir gerekçe olamaz.

1 Nisan’a kadar, varsa eksiklikler giderilmeli, hukuki düzenlemeler yapılmalı, tadilat gerekiyorsa mevzuat uygun hale getirilmeli ve bahse konu tarihte uygulama başlatılmalıdır. Uygulama başladığında da bazı aksaklıklar olabilir. Bu durumda da hızla müdahale ve denetim mekanizması çalışarak aksaklıkların giderilmesi yönünde gayret gösterilmelidir. Ne olursa olsun geri adım atılmamalı, bu karar iptal edilmemeli ya da ötelenmemelidir.

İnsanımızın da uygulamanın, çocuklarının torunlarının geleceğini korumak adına yapıldığının bilinci içinde yardımcı olması gerekmektedir. İnsanlığın Dünya üzerindeki geleceğini kurtarmak için bireysel sorumluluğumuzu bilmeliyiz. Bize yakışan budur.

VE ŞİİR…

Bu Hafta değerli şair-yazar Hüseyin Kaba’nın “Dingildek” isimli şiiri ile zizinleyiz:

DİNGİLDEK

Asude Lefkoşa sokakları dingin ağlar

Uğrun köşe başında dingildek zaman

Aklı doymamış çocukluğunda

Duya dinleye bellediği yazgısına

Asılı kalmış bakışları uğrulanmış yaşamında

Saklambaç oynar şimdi uçuk yazılı

Mezar taşları arasında

Okul sırası olmuş makbere

Asude yalnızlık bizar ve bungun şimdi!



ANLAYAMADIKLARIM

Kolejlere giriş sınavını hiç anlayamıyorum. Eğitimciler “ yanlış” diyorlar. Aileler bu işe çok karşı olduklarını her fırsatta ifade ediyorlar. Çocuklar zaten mağdur. Peki ama madem herkes bu sınavların doğru olmadığını biliyor, bu yarış neden yapılıyor ? Anlayamıyorum… 

27/01/2016 15:40
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.