“Atatürk ve silah arkadaşlarının Ruhu için, El Fatiha…”

ads ads ads ads
24/06/2017

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Kıbrıslı Türklerin dini yaşama biçimi ile, Din İşleri Başkanlığı’nın yarıdan fazlasını Türkiye’den görevlendirdiği imamlar arasında bir hoşnutsuzluk var.

Sebep?

Çünkü, bu arkadaşların önemli bir bölümü Kıbrıslı Türklerin dini yaşama biçimini beğenmiyor…

İstiyor ki beş vakit namaz kılsın…

Camiler dolsun taşsın…

Olmuyor…

Yapamıyoruz…

Bu nedenle, 3- 4 yıllık görevler için buraya gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı din adamları, vaktini bu çaba ile geçiriyor.

Din İşleri Başkanlığı’nın bütçesine, Vakıflar İdaresi’nden ve KKTC devletinden daha fazla, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği Din İşleri Müşavirliği ve TC Diyanet İşleri Başkanlığı katkı yapmaya başladığı zamandan beridir de…

Sorun artık daha da büyük.

Din İşleri Başkanlığı adeta, Türkiye siyasetinin bir parçası…

Başkanı orada aday oluyor. Kaybediyor, hayatına devam ediyor.

İmamlar, Ak Parti reklamında oynuyor…

Velhasıl…

Siyaset, bu işin göbeğinde…

Cenazeler değişiyor…

Şimdi…

Yaşananlar, yeni komplikasyonlar da yaratıyor.

Mesela cenazeler…

Genelde bizde cenazeler öğlen kaldırılıyor.

Gidiyorsunuz camiye…

Önce öğle namazı kılınıyor…

Ya da ikindi…

Sonra musalla taşı önünde toplanılıyor…

Yüzler kıbleye dönülüyor, cenaze önünde…

“Allah için namaza, meyyit için duaya, er kişi (veya hatun kişi) niyetine uydum hazır olan imama" diye niyet ederiz ve tekbir alırız.

Ardından da cenaze namazını kılarız...

Helallik isteniyor…

Sonra da cenaze defnediliyor…

Budur değil mi?

Hayır…

Şimdi bu da değişti.

İmam, konuşmaya başlıyor…

Cemaate nasihatlar ediyor…

“Namaz kılın, neden kılmıyorsunuz?” diyor…

“Oruç tutun” diye nasihat ediyor…

İbadet edilmediği takdirde, cehennem ateşinde yanacağımızı anlatıyor…

Merhumun eşi orada ağlamaktan bitap düşmüş…

Oğlu bayılmış…

Hiç umurunda değil muhteremin…

Kalabalığı buldu ya…

Nasihata devam edecek…

Sırf bu yüzden, artık bir çok cenazede cemaatla hocalar kavga etmeye başladı…

Bu konuda Din İşleri Başkanlığı’nın imamları uyarmasında fayda var…

Ya mevlitler…

Geleneklerimiz arasındadır…

Mutlaka, ölülerimizin arkasından, yıldönümlerinde mevlit okuturuz.

Aileler, köylüler bir araya gelir.

Hem dini bir vecibe yerine gelir…

Hem de insanlar yeniden kaynaşır…

Hoca, önce Kuran-ı Kerim’den ayetler okur…

Sonra ilahiler okur…

En son da cemaatin hep beraber “amin” dediği kısma geçilir…

Bu adada onyıllardır, “El Fatiha” denmeden önce, alıştığımız bazı söylemler var.

Bunlardan biri de, “Atatürk ve Silah arkadaşları için” cümlesidir.

Şimdi, bir çok imam bunu söylemiyor…

Bunu söylemediği için, imamlarla kavga eden cemaat var.

Neden söylenmiyor bu?

“15 Temmuz Şehitlerinin ruhu için” diyen ama “Atatürk ve silah arkadaşları” demeyen imamların varlığından bahsediliyor.

Bu nedir?

İmamların, mevlitlerde, camilerde “siyaset” yapmasından başka bir şey değildir.

Bunu kaldırmaz Kıbrıslı Türkler…

İnanır ya da inanmaz…

Laiklikle oynayacağını sananlar varsa, yanılır…

Küçük küçük oyunlara da gerek yoktur…

Din İşleri Başkanlığı’nın “Atatürk’ün ruhu için Fatiha istemeyin” diy bir talimatı var mı?

Umarım yoktur…

Sanırım da yoktur…

Ancak, ortada, Din İşleri Başkanlığı’nın müdahale etmesi gereken bir nokta vardır…

Din üzerinden insanları terbiye etmeye, gerilim yaratmaya gerek yoktur…

“Atatürk din düşmanıdır” gibi sığ bir politikanın, insanların hassasiyet duyduğu mevlitlere alet edilmesi laikliğin de katledilmesidir.

Aman ha…

Aman deyim…

  

24/06/2017 10:30
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: “Atatürk ve silah arkadaşlarının Ruhu için, El Fatiha…”, hüseyin ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.