Kıbrıs konusunda devam etmekte olan müzakere süreci artık son oyunun, son safhasının oynanacağı bir noktaya taşındı.

Sürecin bu noktaya taşınmasında hiç kuşkusuz Türk tarafının büyük bir etki ve katkısı oldu.

Gelinen aşamada müzakere süreci ile ilgili takvim artık çok net.

Cenevre’de 9 ve 10 Ocak tarihlerinde taraflar o güne kadar üzerinde uzlaşma sağlanamamış konuları görüşecekler.

Ardından 11 Ocak tarihinde masaya haritalar konulacak.

Ertesi gün yani 12 Ocak tarihinde ise garantör ülkelerin de katılımıyla Beşli Kıbrıs Konferansı gerçekleşecek.

Bu arada ihtiyaç duyulması halinde ise diğer taraflar da beşli konferansa çağrılabilecek.

Ama onlar Beşli Kıbrıs Konferansı’nın ana unsurları, oluşturucu tarafı olmayacaklar.

Konferansı oluşturacak ana ögeler üç garantör ülke ile Kıbrıs Türk ve Rum tarafları olacak.

Zaten BM tarafından da yapılan açıklamada Kıbrıs Konferansı’nın beşli olacağı ve diğer ilgili tarafların ise ihtiyaç duyulması halinde çağrılabilecekleri net bir şekilde ifade edilmişti.

Bu konuda net olan bir başka şey ise Cenevre’deki görüşmelerin hiçbir ön koşula bağlı olmaksızın gerçekleştirilecek olmasıdır.

Bu da çok önemlidir ve Kıbrıs Türk müzakere heyetinin bir başarısı olarak not edilebilir.

Yani müzakere sürecinin koptuğu Mont Pelerin’deki zirve sonrasında süreç en az iki adım ileriye taşınmış oldu.

Mont Pelerin’de çoklu veya beşli konferans için harita sunulması bir ön koşuldu, harita sunulmadan beşli konferans için tarihi alındı.

Yunanistan Türkiye’nin garantilerden vazgeçmesini ve askerini tümden Kıbrıs’tan çekeceği güvencesi vermesini ön koşul olarak koyuyordu, bu da aşıldı.

Bu arada Cenevre’de 12 Ocak’ta başlayacak olan Beşli Konferansın ne zaman biteceğinin belirtilmemiş olması bu aşamada kimseyi yanıltmasın.

Bu, Beşli Konferansın ucunun açık olacağı anlamına gelmez.

Tarafların yapacakları görüşmelerin ne kadar sürede tamamlanacağı belli olmadığı için böyle bırakıldı.

Ama her durumda Cenevre’deki müzakereler Ocak ayı içerisinde bitecektir.

Ve bu müzakerelerin sonunda ortaya ya Kıbrıs’ı Federal bir çözüme götürecek anlaşma çıkacaktır, ya da iki tarafın federal bir çözümde uzlaşamayacağı belli olacaktır.

Bundan da kimse kaçamayacaktır…