Bir İmkansızın Peşinde

ads ads ads ads
26/06/2017

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


Bayram yerleri bugüne kadar tam altı kez yer değiştirmiştir.

Sayarsak durum şöyle:

Sarayönü, Girne Kapısı (İnönü Meydanı), Musalla (Barbaro) Tabyası, Mücahitler Parkı, Çağlayan Parkı ve Fuar Alanı…

Bizim neslimiz Sarayönü ve Girne Kapısındaki Bayram yerlerini hatırlamaz.

Musalla Tabyasından günümüze dört bayram yerini bilir…

“Nerede o eski bayramlar” demek istemiyoruz ama bayramların o eski ruhunun kalmadığı aşikar.

Zaten konumuz da bayram falan değildir.

Belki birazdan uzanırız o eski yıllara.

Bayram yapmak isteyen güzel şeyler yapsın kendi “iç ovası” na dönük.

Sevsin sevdalansın mesela bak o zaman gözlerinin içi nasıl bayram yerine döner yüreği günlük güneşlik.

Ya da ne bileyim,

Bununla birlikte yaşadığı yeri sevsin taşını toprağını ağacını falan.

Bütün hayvanları sevsin ama bütün insanları sevmesin!

İyisi var kötüsü var insanın kötü insan niye sevilsin ki?

Ama hangi serçe kuşu ya da hangi güvercin iyidir ya da kötüdür var mı böyle bir şey?

Diyeceğim sevilecek olan ne ise o sevilmeli.

Ahmet Altan’ın savcısı gibi bir “imkansızın peşinde” kendi kişiliğini paramparça etmemeli; yerlerde sürünmemeli.

Bu savcı da insan değil mi?

Sevilir mi bu savcı mesela?

Sevmediğinizi söylediğinizde “nefret söylemi” mi yapmış olursunuz onun şahsında belli bir “zümre”ye?

Zırvadır bu…

Musalla tabyasındaki bayram yerine hazırlıklara evvelden başlanırdı.

Köyden kasabadan insanlar şehere akın ederlerdi.

Gün gelip çattığında eski köy otobüsleri burnundan soluyarak konaklarlardı Deveciler Hanına.

Bayramın birinci gününde ana baba gününe dönerdi bu eski şehir.

Musalla sakinleri bayram yerinin evveline de sonrasına da tanıklık ederdi ama ne biçim kalabalıklara sahne olurdu o eskitilmiş Barbaro tabyası hatırlayanlar vardır…

Sarayönü ve Girne Kapısındaki bayram yerlerine Rumlar da iştirak ederlermiş.

Ermenilerin de çeşitli Türk mahallelerinde yaşadığı düşünülürse,

Bayramların ne kadar renkli geçtiğini kestirmek zor olmaz bir de İngilizleri katarsak…

Postane gibi binalar Sarayönü Meydanında yapılmazdan önce,

Bu meydan daha da genişmiş.

Bu yüzden o geniş alanda kurulan bayram yerleri büyük kalabalıklara sahne olarak coşku içinde geçermiş…

Son zamanlarda güncel olduğu için değiniyoruz.

Bu adada yaşayanların etnik kimliği üzerinde neler söylenirse söylensin,

Kimlik dediğiniz şey kültüreldir; onu biçimlendiren de budur.

O toplulukların DNA’sı ister şöyle olsun, ister böyle olsun,

İster oradan gelsin, ister buradan gelsin insanlar; nereden gelirse gelsin bir ortak üst kimlik edinmesi doğaldır hatta kaçınılmaz.

Budur belirli bir yerde yaşan insanları birbirlerine benzer kılan.

O bayram yerlerinde bunları görmek mümkündü.

Tabii paskalyalarda da ve köylerde, kasabalarda, çarşılarda, sokaklarda da yani hayatın her yerinde.

Ne kadar yürütülebilir insanların etnik kimliğini katıksız bir yerde tutmak ve bunları güzel şeylerin önüne dikmek.

Bazan bunları birleştirmek zor olabilir; uzun zaman alabilir.

Ama bir imkansızın peşinde koşmak değildir en azından…

26/06/2017 12:04
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Bir İmkansızın Peşinde, ahmet okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.