Her yıl olduğu gibi bu yıl da BM Genel Kurulu New York’ta toplandı ve tüm dünya liderleri New York’a akın edip hem genel kurula katılıp konuşmalarını yaptılar hem de perde gerisinde gerçekleşen binlerce toplantılardan kendi ülkeleri, kendi halkları için pay çıkarmaya çalıştılar.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Müzakereci Özersay ve Dışişleri Bakanı Nami de New York’a gidip temaslarda bulunanlar arasındaydı. Tabi beş-on kişilik kabileleri veya gerçek devlet kurumlarının çoğuna sahip olmayan halklara bile üyelik hakkı tanıyan Birleşmiş Milletler ayni hakkı Kıbrıs Türk halkından esirgemeye devam ettiği için Sayın Eroğlu BM Genel Kururlunda konuşma yapmak bir yana, katılamadı bile ama bunu zaten hepimiz biliyoruz ve ne yazık ki bazılarımız artık kabullendi bile.

Esas detaylar heyetler dönünce ortaya çıkacak ancak şu ana kadar bize ulaşan bazı gelişmeleri de bir yere not etmek gerekir.

Hem Yunan yetkililerin defalarca vurguladığı hem de Rum lideri Anastasiades’in BM Genel Kuruluna hitaben yaptığı konuşmada haykırdığı şeyler gayet açık ve endişe vericiydi:

1. Kıbrıs’ta çözüme ulaşmanın yolu Türkiye’nin baskıya uğrayıp taviz vermesinden geçer.

2. Müzakereler sonuçlandığında çözüm Kıbrıs Cumhuriyetinin iki toplumlu, iki ‘kesimli’ bir çehreye dönüşmesidir.

3. Başka bir çözüm olasılığı yoktur.

Yani Anastasiades ve Yunanistan’a göre “çözüm” denilen şey KKTC’nin anahtarlarının Rumlara teslim edilmesi ve Türk askerinin adayı terk etmesidir. Bunu açıkça devamlı vurgulamalarına rağmen nasıl Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk tarafı bunu BM yetkililerine ısrarla şikayet etmek suretiyle görüşmeleri ve olası çözümü dinamitleyenlerin Rumlar olduğunu sağlamazlar pek anlamak mümkün değil. Bunda özellikle Türkiye yetkililerine büyük görev düşmektedir.

Hem Rumlar hem de Yunanlılar ağız birliği yaparak devamlı Türkiye’yi muhatap göstermektedirler. Kıbrıs Türk halkı ortadan kalkmış havası var. Bir yanda Rumlar, diğer yanda Türkiye! Bu bizi çok tehlikeli bir sürece götürmektedir. Kıbrıs Türk ve özeklikle Türkiyeli yetkililerin bir an önce bu yanlışı düzeltmesi ve devam edecekse müzakerelerin sadece ve sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında devam etmesini sağlamalıdırlar. Bu sağlanamazsa korkarım onlarca yıldır çektiklerimiz de boşa çıkacaktır.

Arabacıoğlu’nun istifası

Mustafa Arabacıoğlu çalışkan, halkının çıkarlarını her zaman kendi çıkarlarının önüne koyan, dürüst ve örnek alınacak birisidir. Eğitim Bakanı olduğunda da eğitimden gelen birisi olmamasına rağmen başarılı olacağından emindim çünkü o her zaman dersini tam çalışır ve gerekli yöneticilik deneyimi de vardı. İstifası hepimizi şok etti ancak istifa ederek tüm ülkenin dikkatini de eğitimde yaşanan sistem(sizlik) kökenli problemlere çekmek istedi ve şu anlığına da olsa bunu başardı.

Sayın Arabacıoğlu basın toplantısında sorunları bir bir anlatırken ayni gerçekleri yılların eğitimcisi annem Şermin Kotak’tan defalarca dinlediğimi anımsadım. Yani eğitimde olan sorunlar biliniyor. O zaman hem bakanlık, hem sendikalar hem de öğretmenler artık kendi üç kuruşluk çıkarlarını bir yana koymalı ve eğitimimizi hak ettiği seviyeye çıkarmak için BERABER çalışmalıdır. Bu yapılamazsa ne yazık ki Sayın Arabacıoğlu’nun çabaları da istifası da boşa gider.

Yeni Eğitim Bakanı işte böyle bir ortamda makamına oturacak. Bu arkadaşa şimdiden başarı dilerken sorunların çözümünün sadece bir yerde olmadığı ve gerekirse emekli olan ancak katkı koyabilecek kişilerin de dahil edilebileceği birimlerin de desteği ile başarıya doğru bir plan ortaya çıkarabileceğini, yani katılımcı bir yaklaşım sergilemesinin iyi olacağını hatırlatmak isterim.

Ben bu ülkenin eğitim sisteminin bir ürünüyüm. Özel okulların olmadığı bir zamanda en üst düzeyde eğitim aldım. Üniversite için ABD’ye gittiğimde bizim eğitim seviyemizin onlardan üstün olduğunu fark ederek gurur duymuştum. Eskiden eğer bu başarı varsa idi tekrar yapılabilir demektir. Olanı mahvetmek her zaman kolaydır, önemli olan kötüyü iyileştirmektir. Onun bunun nakilleriyle değil devlet eğitim sistemiyle uğraşarak başarı yakalanabilir.

Yeni Eğitim Bakanı’na şimdiden başarılar dilerim. İnşallah çabaları doğru yönde olur ve tekrar eğitimimizle gurur duyabiliriz.