Bu hatalı inanışlar cinselliği bitiriyor!

ads ads ads ads
05/12/2016

ads
Bu hatalı inanışlar cinselliği bitiriyor!



Cinsellik hakkında kuşaktan kuşağa aktarılan yanlış bilgiler, kişilerin cinsel yaşamlarında sorun yaşamasına neden olabiliyor. İşte cinsellik hakkında bazı hatalı inanışlar…

Nesilden nesile aktarılan cinsellik hakkındaki bilgiler ile bireyler, neleri yapıp, neleri yapmamaları gerektiğini öğreniyorlar. Aktarılan yanlış inanışlar kişilerin cinsel yaşamlarında sorun yaşamalarına, haz ve doyuma ulaşmalarına engel olabilir. Yapılan araştırmalar sadece cinsellikle ilgili hatalı inanışların öğrenilmesinin bile yaşanılan cinsel sorunları azalttığını gösteriyor.

İşte cinsellikle ilgili bazı hatalı inanışlar…

“Cinsellikte başarıya ulaşmak son derece önemlidir.”

Bu inanış cinselliği çiftler arasında bir hazzın paylaşılmasından çıkarıp bir performans durumuna dönüştürür. Performansın gösterilmesi ve değerlendirilmesi söz konusu olduğunda çiftlerde, özellikle erkeklerde performans kaygısına yol açarak cinsellikten zevk almaya engel oluyor.

“Cinsel ilişkiyi erkek başlatmalıdır, cinsel ilişkiyi başlatan kadın, kötü kadındır"

Bu yanlış inanış, cinsel olarak aktif olmak isteyen kadının kendisine engel olmasına neden olur. Erkeğe de cinsel olarak aktif olma zorunluluğu yükler. Bu inanış aynı zamanda pek çok kadının cinsel isteklerini ifade etmesini ve cinsellikten zevk almasını engelleyebilir.

“Erkeğin penisinde sertleşme kaybı, eşini çekici bulmadığı anlamına gelir.”

Sevişme sırasında her hangi bir nedenle, örneğin dikkatin azalması nedeniyle, erkeğin ereksiyonu ortadan kalkabilir. Bu yanlış inanış özellikle kadınların kendileri ile ilgili algılarını etkiler ve cinsel ilişkiye olan isteği azaltabilir. Oysa ki, erkeğin cinsel arzusu varsa, sevişmeye devam edildiğinde ereksiyon yeniden sağlanabilir.

“Cinsel organın boyutu, cinsel zevkin göstergesidir.”

Erkeklerin cinsellikle ilgili en büyük kaygılarında biri cinsel organın büyük olup olmaması ile ilgili. Genellikle penis boyutu cinsel güçle ve partnere zevk verme ile bir tutabiliyor. Oysa vajinada en duyarlı damarlar ( ki bunlar kadına en yoğun zevk veren bölgedir) vajinanın girişinde bulunuyor.

“İlk cinsel birleşmede başarı, sonraki cinsel yaşam boyunca da başarılı olacağının göstergesidir.”

Özellikle bu yanlış inanış, kişilerin sevişirken kaygılı olmalarına yol açmakta ve kendini gerçekleştiren bir kehanet haline gelmektedir.

“Erkeklerde cinsel ilişkide yalnızca cinsel birleşme ve orgazm ile ilgilidir. Duygusallık ve haz alma daha çok kadınlarda görülür.”

Bu inanış özellikle erkeklerin duygularını ifade etmemeleriyle sonuçlanıyor. Partnerleri ile sorun yaşamalarına ve cinsellikte keyif almalarını engelliyor.

“Sevişme sırasında fantezi kurmak yanlıştır.”

Bu inanış çiftlerin kendilerini uyaran durumları engellemelerine ve cinsellikte kendilerini keşfetmelerine engel bir davranıştır.

“Cinsel ilişki demek cinsel birleşme demektir.”

Cinsel ilişki sadece cinsel organı içermeyen tüm beden, duygu ve duyumları içeren bir eylem. İlgi, istek, uyarılma, doyum ve rahatlama gibi bölümleri vardır ve her bir safha haz verici ve önemlidir.

“Tüm fiziksel yaklaşımlar cinsel birleşme ile bitmelidir.”

Kadınların kendilerine yaklaşan her erkeğin her zaman cinsel ilişki talebiyle yakınlaştığını düşünmelerine, erkeklerin de kendilerine yakınlık gösteren her kadına cinsel ilgi duymaları gerektiğine inanmalarına yol açan hatalı bir bilgidir. Bu durum cinsel ilişkinin zorunlu bir eylem gibi algılanmasına yol açıyor.

“Bir çift için ‘aynı anda orgazm’ en önemli amaç olmalıdır.”

Özellikle son zamanlarda yaygınlaşan yanlış inanışlardan biri de bu. Çiftler bu inanışları neticesinde aynı anda orgazm olamadıklarında sevişmelerini başarısız olarak nitelendiriyor ve bir sorun olduğunu düşünmeye başlıyor.



“Eşler birbirlerini sevdikleri taktirde, seviştiklerinde nasıl zevk alacaklarını bilirler.”

Cinsellik kişinin hem haz aldığı, hem de haz verdiği bir eylemdir. Sevişme sırasında kişi kendi bedenini ve partnerinin bedenini, keyif veren bölgelerini keşfeder, öğrenir. Dolayısıyla partnerlerin birbirlerine zevk vermeleri, birbirlerinin bedenlerini ve haz bölgelerini keşfettikçe sağlayacakları bir durumdur.

“Menopoz cinsel isteği ortadan kaldırır.”

Bu inanış nedeniyle menopoz sonrasında kadınlar cinsel isteklerini bastırmak durumunda kalıp, erkekler ise partneriyle sevişme isteğini daha çekinerek dile getiriyor. Oysa menopoz sonrasında da kadınların cinsel istekleri devam eder.

Kaynak: psikolojiistanbul.com 

05/12/2016 18:08
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: cinsellik, cinsel isteksizlik, sağlık
MANŞETLER

HK KADIN

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.