Bu ülkede bakanlık yapmak zor zanaat

ads ads ads ads
22/07/2015

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


 Bakan olmak çok zor iş bu ülkede. Birçoğunuz şimdi bana “Neyi yahu? Bir elleri yağda bir elleri balda, altlarında Mercedesler dolanır dururlar” diyeceksiniz. İnanın işin aslı böyle değil. Bu ülkede “bakan” olmak, gerçekten çok zor iş. Yine bir kısmınız bunu nere dayanarak söylediğimi mutlaka merak etmişsinizdir.

Malumunuzdur. Yirmi beş gün önce bir internet sitesine düşen haberle, oluşturulacak olan teknokrat kabineye “Sağlık Bakanı” olarak atanacağım duyuruldu. İşte bu andan sonra yaşadıklarımdan dolayı, bakan olmanın zor bir zanaat olduğuna karar verdim.

Neler mi yaşadım? İzninizle anlatayım:

Telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaradan tanımadığım bir ses arıyordu. “Abi! Beni tanıdın? Ben (X) köyünden (X).”

“Selam abim.”

“Abi! Beni şoförün yapan?

“Oğlum benim şoför tutacak kadar zengin olduğumu sana kim söyledi”

“Aşk olsun be abi. Bakan oldun ya. Beni bakan şoförü yap işte.”

Durdum, bu arkadaşa haberin asılsız olduğunu, böyle bir teklif dahi almadığımı anlatmaya çalıştım. Ama sanırım çok da ikna edemedim. Baktım ki olmuyor “İşim var sonra konuşuruz” diyerek telefonu kapattım.

İşte tam da o anda ikinci kez telefonum çaldı. Bu kez karşımda bir kadın vardı:

“Doktor bey! Hayırlısı olsun. Yeni Sağlık Bakanımız oldunuz.”

“Yok öyle bir şey. Bakan makan olmuyorum. Bu konuda beni hiç kimse aramadı.”

“Yakışırdı doktorum be!”

“Teşekkür ederim ama dediğim gibi aslı astarı yok.”

“Tamam doktorum. Ama bakan olursanız, lütfen benim kıza bir iş bulalım. Size yalvarırım. Evde oturur. Bunalıma girdi. Onu öyle gördükçe sinirimiz bozulur.”

Kadını teselli etmek epey zamanımı aldı. Sonunda telefonu kapattım ama sessizlik çok uzun sürmedi. Bu kez telefonumun ucunda bir erkek sesi vardı:

“Hayırlısı olsun efendim.”

“Buyurun neydi?”

“Benim yardıma ihtiyacım var sayın bakanım.”

“Ben bakan değilim yahu.”

“Olacaksınız, gazete yazdı.”

“Yahu gazete mi tayin eder bakanları? Benim haberim yok bu işten.”

“Bakanım ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Olacaksınız işte. Olunca bana yardım ediniz.”

“Yani olacağımdan değil ama merak da ettim senin sorunun ne?”

“Aslında benim oğlana engelli maaşı bağlanması lazım. Geçen ay sağlık kuruluna girdik, on puan az geldi. Müsteşara gittim ama o yüzüme bakmadı ‘hak etmeyen alamaz’ deyip kestirip attı. Ocağına düştüm. Bak bu işi hallet. Çok ihtiyaçlıyız.”

Artık gardım kırılmaya başladı. İnsanlara aynı şeyi söylemekten yoruldum. “Yok öyle bir şey” diyorum ama anlatamıyorum. Ya ben anlatma özürlüyüm ya da karşıma bu ara hep anlama özürlüler çıkıyor.

Tam o sırada Facebook’ta bir mesaj beliriyor.

“Doktorum Sağlık Bakanı olacağınız söyleniyor.”

“Evet söyleniyor ama ben birinden böyle bir teklif almadım.”

“Demek ki konuşuluyor. Olacak gibi.”

“Gerçekten yok öyle bir şey. Ben hayatımda CTP binasından iki kez girdim. Onda da yıllar önce Tabipler Birliği Başkanıydım ve resmi bir görüşme için gittiydim. İnsanlar partilerine mensup olmayan birini neden bakan yapsınlar ki?”

“Peki teklif gelirse ne yapacaksınız?”

“Hayır demem ama üstüne de atlamam. Teklifi yapanla yani başkanla veya Başbakan’la görüşür kendi planlarımı anlatırım. Hükümet programı ile örtüşürse ve onlar arkamda duracaksa kabul ederim.”

“Teşekkür ederim.”

Bu konuşmadan bir saat sonra bir başka internet sitesinde “Dizdarlı; hayır demem ama üstüne de atlamam” dedi diye manşet haberi okudum ve artık dünyadan koptum sandım ki telefon tekrar çalıştı.

Bu kez arayan bir dosttu (!):

“Hayırlısı olsun.”

“Yapma be yahu!”

“Esas sen yapma. Talat başkanın seni çok sevdiğini herkes bilir.”

“Sevmekle mi oluyor bu işler?”

“Görürsün yakında. Hem bak gardaş. Bakanlık kapısından içeri girdiğin anda orada görevli x y ve z yi derhal yollat. Bakanlıkta sana iş yaptırmaz onlar. Bu sana bir dost tavsiyesidir haberin olsun.”

Uzatmayayım… Allah inandırsın hiç almadıysam bunlara benzer on - on bir konuşma yaptım, yol üstünde görüp tebrik edenleri sayamam bile.

Ama neticede iki şey anladım.

1- “Toplumun siyasete ilgisi kalmadı. Kimin bakan kimin başkan olacağını kimse umursamıyor” düşüncesi tamamen safsatadır. Herkes istim üstüne yatmış bu konuları konuşmakta çıkarını kollamaktadır.

2- Bu ülkede bakanlık yapmak çok zor bir iştir. Zaten vatandaş bakana iş yapacak zaman bırakmamaktadır.

Bu şartlar altında görev yapacak bakanlara kolay gelsin…

***

VE ŞİİR…

Bu haftanın şiiri affınıza sığınarak bendenize ait. Hastanede nöbet tuttuğum sırada muayene ettiğim yaşlı bir adamdan etkilenerek yazdığım şiiri, beğeninize sunuyorum:

Yaşama Sevinci

Sordum yatağında uzanmış adama:

“Ölümden korkmuyor musun baba?”

“Neden korkayım ki?”

Diye döndü bana

Gözleri parladı kestaneden yeşil

ve ekledi:

“Daha yaşanacak birkaç güzel dakikam varken

Ölüm neden düşsün aklıma?”

***

ANLAYAMADIKLARIM

Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı büyük bir başarıya imza atıp, Türkiye Basketbol Süper Ligi’ne yükseldi. Şimdide güçlü bir takım kurarak iddialı olma çabasına yöneldi. Ancak iç saha maçlarını adada oynamama riski ile karşı karşıya. Anlayamadım şimdi eğer bu işi de halledemeyecekse, en azından ilgilenmeyecekse Spor Dairesi’ne ne gerek var bu ülkede.

KARİKATÜR

OBJEKTİFİMDEN

22/07/2015 12:17
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.