Büyük Aşk: (Kıbrıs Siyasi Sorunu!)

ads ads ads ads
15/08/2017

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Kıbrıs Siyasi sorunu gibi  çözümsüzlükten muzdarip uzatmalı bir davayı  çözme yollarında  müzakerelere katılan  Cumhurbaşkanları için büyük olasılıkla bundan ötesi öneme haiz bir başka “yetki ve sorumluluk” olamaz.. Hem statüsü hem de reytingi yönünden..

Nitekim Crant Montana bitti ama depremin artçı  dalgaları devam etmekte. Eğer yanılmıyorsam müzakereleri başarısızlığa sürükleyen Rum tarafı bundan sonrası gelişmeleri hem çok merak etmekte hem  tedirgin olmaktadır. Mesela:

Crans Montana’dan sonra Türkiye’nin yeni Kıbrıs politikası ne olacak?

       Türk tarafının ve Türkiye’nin “B” planı nedir gerçekten devreye sokulacak mı?

       Maronitler Kuzey’e dönecekler mi? Dönerlerse Kıbrıs siyasi sorununa etkisi ne olacak?

Türkiye Doğu Akdeniz’de sismik araştırmalar yaparken Güzelyurt yörelerine kadar yanaşmışsa bu “tırmanış” nereye kadar sürecek, sonucu ne olacak?

Müzakerelerin  daha çok uzun süre yeniden başlama olasılığı yoksa, bu süre içinde Kuzey’le ilişkiler nasıl ve hangi stratejide olacak?

CEVABI BİZDE MİDİR?  Sadece Rum tarafı için değil, sorulası bu soruları Türk tarafının da Güney ile olan ilişkilerinde cevaplaması gerekecektir!

Nitekim şimdilerde Rum basınını izlerken, bazı politikacıların “müzakereleri sonlandırmakla Rum tarafının neleri kaçırdığının” hayıflanması içinde olduklarını görüyoruz..

Tabi biz, “kaçırılan” bu fırsatların neler olduğunu hâlâ bilmiyorsak da  “kaybeden”  tarafın bu kez de Rum tarafı olduğunu, “hele şu kasalara kilitlenen haritaları görelim bakalım neler vermişiz” derken,  tahmin edebiliyoruz!

Velhasıl Kıbrıs sorunu hayatımızın doğal parçası olarak devam edeceğe benzemektedir! Ne o bizden ne biz ondan vazgeçebiliriz.. Bu aşk büyük aşk vesselam!                 

            

        KOOP. MERKEZ BANKASI MI?

Geçen hafta Koop. Merkez Bankası geldi gündeme. Bu kez “patlatan” artık her bir soruna çomak sokma becerisi ve muzırlığı ile öne çıkan “Halkın Partisi” gelen Başkanı Kudret Özersay’dı.. Belki kantarın topuzunu kaçırmış, Koop. Camiasını elmalarla armutları ayırmadan bir parmak işaretiyle şaibe ve töhmet altına itmişti ama, “olur politikada böyle falsolar”   diyelim ve olayın öteki yüzüne bakalım.

Önce soralım. Bu ülkede hangi kurum siyasallaştırılmadı ki Koop. Merkez Bankası kalsındı bağımsız? Üstelik Başbakanlığa bağlıyken!

Tüm “Kurumlarımızı” gelip giden iktidarların tepe tepe kullandıkları çiftlikleri yapmadık mı? Koop. Merkez Bankası gibi para kesen bir müesseseyi hangi iktidar rahat bırakırdı ki? Nitekim bir devrelerde “en çok vergiyi bu banka veriyordu” çünkü hazinedarı Maliye Bakanı, veziri de  Başbakandı!

Asıl sorun şudur ama: Bu ülkede gerçek anlamda hâlâ   bir Kooperatif bilinç gelişmedi! Dolayısıyle  Koop. Merkez Bankası adı ile eş uyumlu (müsemma) değildir! Bizler İngiliz dönemindeki Kooperatif kuruluşlarını yetiştik. İlk tasarruf bilincini  “Mağusa Koop. İktisat Bankası”na her hafta harçlıklarımızdan biriktirdiğimiz beş on kuruşu yatırırmakla kazandık. İlkokulu bitirirken Ortaokula hazırlık için kitaplarımızdan, sırtımızdaki giysilere kadar o biriktirdiğimiz parayı harcar, okula sıkıntısız başlardık..

Yazık ki geleneksel değerlerimizi birer birer geçen zamana gömdük! Bir zamanların Kooperatifçiliğini gömdüğümüz gibi!  Oysa sermayeyi halkın tabanına indiren, bizim gibi küçük bir toplumda kollektif bilinci yeşertip “ortak işgücü ve paylaşma olayını yaratan bir sistem. Düşünün ki Kıbrıs siyasi sorununda Rum tarafı ile federal sistem arayışına giriyoruz ama kendi bünyemizde bir Kooperatifleşme olayını bile başaramıyoruz!

Evet belki şimdilerde  her köşede devlete bile borç para  veren bir banka var ama memleketin ahvali ne gazetelerin orta sayfalarında yakamozlanan o şaşaalı rengârenk dünyadır  ne de lüks otellerin kumarhanelerinde dönen paralarla yollarda yıldırım gibi uçan lüks arabalardır!

Memleket insanlarıyla birlikte   istikrarsızlıkla darlığın heyamolasını çekiyor! Mesela KTAMS  4 kişilik bir ailenin sadece “açlığını” gidermek için harcaması gereken  gıda parasının 1944 TL. çıktığını açıklıyor!  Diğer harcamalarla birlikte 4 kişilik bir ailenin artık ayda en az 10 bin küsur TL. paraya ihtiyacı vardır diyor!

Ve hâlâ memleketin “kurumlarını” siyaseten arındırıp temizleyemiyor, ekonomiye kazandıramıyor, sadece iktidara gelenlere hizmet için kullanıyorlar!  Yeter yahu!

KISACA TAKILDIĞIM: (MAĞUSA BELEDİYESİNİN YENİ ATILIMLARI.) 

Belki olası seçimler yaklaştığı içindir! Olsun.. Gecikmiş de olsa hizmet takdir görüyorsa övgüyü hak eder..

Mağusa Belediyesinden dolayısıyle İsmail Arter’den söz ediyorum. Son zamanlarda en azından Mağusa’ya “güzellik” katmak, o beton yığınları arasına bir iki fiskelik de olsa renk kat mak, gönüllere hitap etmek yönünden  büyük bir uğraşı var..

Son projesi Glapsides Plajının otomobil park yerinde yaptığı ışıklandırmalar ve insanların  oturup deniz havası solurken hoşça vakit geçirecekleri banklar… Artık o karanlık alan akşamları ışıl ışıl parlıyor.. İnsanın içine huzur veriyor.

Fakat o da ne?  “Kuşları koruma derneği” falanmış, demez mi? “Bu ışıklar nedeniyle kuşlar böcekler buraları terk edecek, ekolojik denge bozulacak!

İddia ediyorum: İnsanlarımız çıldırmış! Neye niçin saldıracaklarını şaşırmışlar. Duyarlı olmak güzel de bir alanı halkın hizmetine açmanın, ışıklandırmanın ne mahzuru olur ki faydasından gayrı..

Ancak bir sorun var. Bu tip alanlar kısa süre sonra elektrik lambalarından banklarına kadar “iti edevatı” tarafından tahrip edilir, kırılır! Denetim şart. Üstelik mutlaka yetkilerle donatılmış, resmi giysili olması da gerekir.. Yoksa onca paraya ve emeğe yazık olur kısa sürede orayı harabeye çevirirler!

15/08/2017 12:47
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.