Cenevre’de son tango

ads ads ads ads
06/01/2017

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Kıbrıs konusundaki müzakere sürecinde başarı sağlanması her iki taraftan da referandumlarda evet çıkacak bir çözüm planının ortaya çıkarılmasına bağlıdır.

Kıbrıs Türk tarafının eveti 2004 Annan Planı sürecinden farklı olarak bu kez çantada keklik değildir.

Kıbrıs Rum tarafının 2004 Annan Planı’na hayır demesini esas alarak Kıbrıs Türk tarafını Annan Planı’ndan daha geriye götürecek bir anlayış referandumdan döner.

Kıbrıs Türkü oluşacak yeni ortaklık hükümetinde siyasi eşitlik, karar mekanizmalarında görünür olmak ve etkin katılım istemektedir.

Dönüşümlü başkanlığın olmayacağı bir anlaşma metnine Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın imza atmayacağını söylemesi doğru bir yaklaşımdır.

Kıbrıs Türkü dönüşümlü başkanlığı mutlaka istemektedir.

Güvenlik ve garantiler konusu da Kıbrıs Türk tarafının çok hassas olduğu konulardan biridir.

Bunun için garantiler günün koşullarına göre yeniden tanımlanabilir ama kaldırılamaz.

Bu arada Türk askeri varlığının bir şekilde devamı, Kıbrıs Türk tarafı için önem arz eden diğer bir meseledir.

Rum tarafından da referandumda bir evet çıkması için elbette ki Rum tarafının hassasiyet ve beklentileri de dikkate alınmalıdır.

Türk tarafının garantiler konusunda açılım yapmaya hazır olduğu mesajını vermiş olması bu hassasiyet ve beklentileri dikkate almaya hazır olduğuna dönük önemli bir mesaj olarak not edilebilir.

Cenevre’de Kıbrıs müzakere sürecindeki görüşmelerde son kartlar masaya konulacaktır.

Liderlerin işi hiç de kolay değildir.

Liderler kolay olmayan işlerini oraya siyasi partilerle birlikte giderek hem kolaylaştırma yönünde bir adım atmış olacaklar hem de zorlaştıracaklar.

Herkesin Cenevre’de olacağı dikkate alınırsa görüşmelerin Lefkoşa’da ara bölgede neden yapılmadığı sorusu da gündeme gelebilir.

Liderler daha rahat çalışabilsinler ve baskı altında kalmadan siyasi cesaret ortaya koyarak adım atabilsinler diye yurt dışına gitmeyi tercih etmişlerdi.

Bu durumda Lefkoşa’dan binlerce kilometre uzağa gitmenin ne kadar anlamı olacağını önümüzdeki hafta Cenevre’de yapılacak görüşmelerde göreceğiz.

Gelinen aşamada artık son tango Cenevre’de oynanacak.

11 Ocak günü haritalar masada olacak, 12 Ocak günü ise garantörlerin de katılımı ile beşli konferans oluşacak.

BM Cenevre’deki merkezinde bu görüşmelerin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için bir kat ayırdı.

Bu kata sadece Kıbrıslı liderler ve heyetleri ile garantörler girebilecek.

Bu katın ya altında ya da bir üstündeki katta BM Güvenlik Konseyi daimi üye ülke temsilcileri ile AB yer alacak.

Kıbrıs’tan gidecek siyasiler ise daha başka bir yerde gelişmeleri izleyecek.

Kıbrıslı liderlerin farklı otellerde konaklayacakları Cenevre’den bir sonuç çıkabilmesi ilgili tüm tarafların bunu istemesine bağlı olacak.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan garantiler ve güvenlik meselesini muhatapları ile konuşmak üzere orada olacak.

Herşeyin tartışılabilmesi ve ilerleme sağlanabilmesi Kıbrıs’ta oluşacak yeni yapıda tarafların eşitliğinin güvence altına alınmasına bağlı olacak.

Bu da müzakerelerin ilk üç gününde sağlanmaya çalışılacak.

Olmazsa 12 Ocak’ta bu konuda bir deneme daha yapılabilecek.

Cenevre’deki görüşmelerde ilgili tüm taraflarda çözüm yönünde niyet varsa umutsuz olmaya gerek yoktur.

Yeter ki meseleye dengeli ve akılcı bir şekilde yaklaşılsın ve niyet olsun… 

06/01/2017 13:44
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.