Cyprus Quality Assurance Direktörü Emre Olgun HK Ajans'a Konuştu

ads ads ads ads
19/03/2017

ads
Cyprus Quality Assurance Direktörü Emre Olgun HK Ajans'a Konuştu

 Cyprus Quality Assurance Direktörü Emre Olgun ülkedeki standarlar konusunu değerlendirdi

HK Ajans

Bu hafta farklı bir konu ile karşınızdayız. Sizleri ülkemizdeki standart konusunu ele alacağız. Özellikle işletmelerde standart konusu çok önemli, rekabet edebilirlik ve dünya şartlarına uyum açısından devletin bu konuda adım atması çok önemli. 2001 yılından bu yana Kıbrıs Türk Standartlar Enstitüsü kurulması için baskı yapıldığı ancak bir türlü başarılı olunamadığını da öğreniyoruz. Devletin standartlar konusunda adım atmaması karşısında Emre Olgun özel bir şirket kurarak bu konuda ülkede hizmet vermeye başladı. Bir yılda iki standart yazan ve bunu kamuoyu ile de paylaşmaya başlayan Olgun, çalışmalarının detaylarını bizlerle paylaştı.  Olgun, “Gerek bürokraside, gerekse finansa erişimde sıkıntılar çıkıyor. Bu sıkıntıların önü açılırsa, o zaman bir şey kalmayacak. Hepimiz daha iyi ürün ve hizmet almayı hak ediyoruz” dedi. İşte detaylar.           

Standartlar ve mobilya sektörü

SORU:  Öncelikle kamuoyunun sizi tanıması açısından bize kendinizi tanıtır mısınız?

Emre OLGUN:  Aktif olarak aile şirketimiz olan Olgun Store’da direktörlük yapıyorum. Mobilya ve ev dekorasyonu sektöründeyiz. Ayrıca, 2001 yılından bu yana standartlarla uğraşıyoruz. Danışmanlık şirketimiz var. Bu iki sektörde faaliyet gösteriyoruz. Şirketimiz 1977 yılında kuruldu. Eski şirketlerdendir. Yılmadan, usanmadan, bu ülkenin şartlarında elimizden geldiğince, müşterimizi memnun edici şekilde işimizi yapmaya çalışıyoruz. Kendime gelince. İngiltere’de işletme okudum. Daha sonra , standartlar üzerine yine İngiltere’de eğitim aldım. Geri döndüğümde Kıbrıs’ta kapılar yeni açıldığı zaman, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı aracılığı ile iki topluma da, hem Güney hem Kuzey Kıbrıs’ta işletmelere standart desteği verdim.  Bir taraftan standartlar, bir taraftan aile işi mobilya derken bugünlere kadar geldik.

Kıbrıs Türk Standartlar Enstitüsü kurulmalı

SORU: Standartlara eğilmek, bu konuda uzmanlaşmak nereden aklınıza geldi?

OLGUN: Esasında ilk olarak standartları okuma isteğim ekonominin durgun olduğu bir dönemde, kendime bir ekstra uğraş yaratmak ve Uluslararası firmalar nasıl sistemler kurar konusundaki merakımı gidermek için girdim. O yüzden de İngiltere’ye gittim. Daha sonra okudukça sevdim. Sonra İngiltere’de uygulamaya başladık. Bu arada bunun için Kıbrıs’ta da bir pazar olabileceğini gördüm. Hatta daha büyük bir pazar olabileceğini gördüm. Çünkü, Kıbrıs kapalı bir pazar olduğu için kendimizi geliştirmekte,  kurumsallaşmakta çektiğimiz belli sıkıntılar var. Pazar küçük, finansa ulaşım daha zor. Bunlardan dolayı belli bir fırsat gördüm. Ondan sonra Kıbrıs’a geldim. Denk geldi, BM ile bu konuyu irdelemeye başladık ve onların sağladığı finansmanla  Kıbrıslı firmalara hizmet vermeye başladık. Aklınıza söyle bir soru gelebilir. Diyebilirsiniz ki “Kıbrıslı Türk işletmelere neden bu yönetim sistemlerinin faydalı olduğunu düşünüyoruz?” Sebebi şu: Nesilden nesile geçişteki kurumsallaşmalarda belli sıkıntılar yaşıyoruz. Ve kapalı olduğumuz için de rekabeti sadece kendimizle yapıyoruz. Ama burada rekabet edebilir olmamız uluslararası rekabet edebiliriz anlamında değil. Bunu en iyi kapılar açıldığı zaman anladık. Çünkü taşınabilir birimlerde gidip de Güney’den alış veriş yapabilme imkanımız oldu belli kriterler çerçevesinde. Bu Kıbrıslı Türk işletmecilere gösterdi ki, “ben rekabet edebilir olmazsam, buradaki insanlar gidip Güney’den alış veriş yapacak. Ama bunun bir de tersi var. Ben rekabet edebilirsem,(psikolojik bariyerleri geçiyorum) Güney’den de, hem güneydeki turistlerden hem de Kıbrıslı Rumlardan buraya gelip alış veriş yapan olacak. Onun için belli bir rekabet edebilir yapıya gelmemiz gerekir. Bunun için de tabii ki dünyayı baştan keşfetmeye gerek yok. Belli sistemler vardır. Bizim kurduğumuz kalite yönetim sistemimiz var. Firmalara destek olmaya başladık o dönemde. O dönemden biz işlerin daha iyi olabilmesi için belli kriterler, yasalaşmış kriterler olması gerektiğini savunduk. Her ülkenin kendi standartlar enstitüsü olduğu gibi, biz de Kıbrıs Türk Standartlar Enstitüsü’nü oluşturalım. Yavaş yavaş insanımız yapacağı işle ilgili taban nedir, dünyadaki standart nedir, bunu görsün. Bizdeki eksiklik farkındalıktır. Onun için Standartlar Enstitüsü aracılığıyla yapacağınız işe göre, size o işin yasalaşmış şeklinin verilmesi lazım, bakmanız lazım. Ben bunları yapabilir miyim, yapamaz mıyım? Ayrıca buna uygun finansal ulaşım sağlanmalı. Ve ona göre işi rekabet edebilir yapı ile yapmalıyız. Çünkü,  bizim Kıbrıs için düşüncemiz uluslararası rekabete açılmış, kapalı bir ortamdan kurtulmaktır. Bunu yaptığımız zaman buraya tabii ki yabancılar da gelecek. Yabancılar da bu sistemle gelecek. 2001 yılından bu yana Kıbrıs Türk Standartlar Enstitüsü kurulması için baskı yaptık. Ancak bir türlü başarılı olamadık.

 

Alışılmış yapının dışını çıkılmak istenmiyor

SORU: Neden olmadı sizce?

OLGUN: Alışılmış bir yapı var Kıbrıs’ta. O yapının dışına çıkılmasından korkuluyor. Çünkü, çok sayıda hala hazırda kurulmuş işletme var. Bunların uyumsallaştırılması, finansal olarak sıkıntılar yaratır ama onun dışında tabii ki benim kendi şahsi fikrim, seçim dönemi bu projeleri uygulamaya koyduğunuzda lehinize sonuç verecek şeyler değil. Bunun uzun vadeli bir dönüşüm planı olması lazım. Şu anda bir Kıbrıslı Türk Güney’e gidip de bir standart görüyorsa, o standart bir günde gelmemiştir oraya. Onlar da bir uyum süreci geçirdi ve daha sonra belli bir noktalara geldiler.

Bir yılda 2 standart yazıldı

SORU: Siz bireysel olarak yola çıkmaya ne zaman karar verdiniz?

OLGUN: Kıbrıs’a dönüşümün 15’inci yılında 2016 yılında kendime dedim ki, “Ben artık iş hayatımda belli bir noktaya geldim. Bu Standartlar Enstitüsü işi olmayacak. O nedenle gönüllülük esasına dayalı, kendi özel standartlarımızı, özel şirket olarak yazalım. Gönüllülük esasına göre, herkesin zorunlu satın almak zorunda olmadığı yapıyı bir deneyelim dedik. Bir yılda yazdığımız 2 tane standart vardır. Bir tanesi normal, kobilerdeki yönetim sistemi, diğeri de gıda güvenliği üzerine yazdığımız iki adet standart vardır. Bunları bir-iki hafta içerisinde tanıtmaya başlayacağız. Bunlar dışında sağlık ve turizm alanlarında da yönetim sistemi hazırlıklarımız devam ediyor.

Enerji yönetimi çok önemli

SORU: Bunların ne olduğunu biraz anlatabilir misiniz?

OLGUN: Bunların içerisinde uluslararası standartların içerisinden çeşitlendirme yapılarak, örneğin  İSO 9001’de sadece kalite yönetim sistemi vardır ama, bizim KOBİ’lerimizin rekabet edebilir olması için bir tek o yeterli değildir diye düşünüyorum. Biz bunun üzerine enerji, su, atık, engelli, cs gibi yönetim sistemleri ekleyerek kendi didtemimizi oluşturduk. Mesela enerji yönetimi çok önemli. Çünkü enerji yönetimi doğaya salgıladığımız karbondur. Çevre kirliliğidir aslında. Bizim ülkemiz fuel oil ile en pahalı elektriği üretir. Çevreye en zararlı elektriği üretir. Dünyada karbon ayak izini küçültme ciddi bir ivme kazandı şimdi. Çünkü hem doğaya, hem de kendimize karşı daha duyarlı olmamızı sağlar, hem de santrallarımızın zorlanmamasını sağlıyor. Çünkü, düşünün ki her gün sistme ek bir yapı(konut) girer ama elektrik üretilen santral büyümez. Eşit hızla gidilmiyor. Onun için dönüşebilir enerjiyi yayınlaştırabilirsek, hem karbon ayak izimizi küçülteceğiz, hem de cebimize tasarruf olarak girmiş olacak. Bu yaptıklarımızdan bir örnek. Onun için biz dedik ki yönetim sistemimizi yaygınlaştırırsak işletmelerde kendi işletmemizden de örnek aldığımızda, belli başlı şeylerin önüne geçeceğiz.

Önce değerlendirme yapılmalı

SORU: Bu anlattıklarınızı örneklendirebilir misiniz?

OLGUN:  Birkaç örnek vermek gerekirse. Biz bu yönetim sistemiyle firmalara girdiğimizde, önce firmanın kapsamını belirliyoruz. Biz ne yapacağız, nedir yapacağımız. Bu her sektöre uygundur. Bu bir bankada olabilir, hastane de, gazete de. Kapsamımızı  belirledikten sonra bir vizyon ve misyon çalışması yapıyoruz. Neredeyiz, ne yapmak isteriz, onları belirliyoruz. Organizasyon şaması ve yetki sorumlulukları belirliyoruz süreç içerisinde. Çünkü herkes her işi yapamaz. Yetkin olmalı o işi yapabilmesi için. Daha sonra kaynaklarımızı değerlendiriyoruz. Yapmaya karar verdiğimiz bir şey vardır ancak kaynaklarımız buna yeterli mi, değil mi? Biz sistem içerisinde 4 yıllık bir stratejik bir planlama yapıyoruz. Şu anda yapınız yetersizse, illaki hemen şimdi yapın anlamında değil, çünkü bir planlama yapmamız lazım, onun için insan ve alt yapı kaynaklarımızı belirleyip, kendimizi nasıl geliştirebileceğimize dair sistem oluşturuyoruz yeni girdiğimiz işletmede. Doküman kontrolü diye bir bölüm var içerisinde. Burada, dokümanların düzenlenmesi söz konusudur. Yanlış dokümanların, yanlış yerlere gitmemesi için bir düzenleme yapılması gerekiyor. Kurumsallaşmada bu da çok önemlidir. Gelen giden dokümanın sistemli bir şekilde tutulması gerekir. En can alıcı nokta da, sektörel süreç yönetimidir. Bu maddede, örneğin siz bir hastane iseniz,  hastane ile ilgili burada sizin yerel ve uluslararası mevzuatınız, süreçlerinizin tanımlanması, süreç sahiplerinin belirlenmesi, süreç akışlarının hazırlanması, analizlerin yapılması ve iyileştirme gerekir. Yine bizim standardımızı diğerlerinden farklı kılan enerji yönetimidir. Şimdi enerji verimliliği bir evde bile sağlanabilir. Neden?  Çünkü ilk önce alırsınız nerelerde ne kadar harcama yaptığınızı. O sizin tabanınızdır ve o tabanda iyileştirme yapma hedefleri koyarsınız kendi kendinize. Bu da nasıl olur. Kapının önündeki lambaya tüm gece yanacağına sensör koyarsınız. Bu bile bir adımdır. Evdeki lambanız yandığında gidip onu led ile değiştirirsiniz. Bu da bir adımdır. Güneşin girdiği yerde gölgelenme yapmak da bir tasarruftur. Su yönetimi de var standardımızın içerisinde. Bütün işletmelere uyan bir örnek vereyim. Üniversite olduğunuzu düşünün. Yağmur suyu var, kullanım suyu var. Bunları toplayıp yeşil alanınızda kullanabilirsiniz, ekstra su almak yerine. Su kaynaklarımız kısıtlı zaten. Bu noktası çevre yönetimimizden geliyor standardımızın. Çünkü bizim adamız en güzel yerlerden birisi ve bizim bunu bozmamamız gerekir. Bunu da belli standartlamayla yapabiliyoruz ancak.

Birçok başlıkla işletmeleri hazırlıyoruz

SORU: Atıklar konusu da ülkemizde çok önemli öyle değil mi?

OLGUN: Kesinlikle, atık yönetimi çok önemli ve programımızda var. En küçük işletmesinden, en büyüğüne kadar en azından ayrıştırmayı yapıyoruz. Kağıt, plastik, cam. Belediyelerde bunu toplayıp geri dönüşüme yollamada sıkıntı var biliyoruz. Ama biz ayrıştırmayı yaptıkça oradan da geri dönüşüm pazarı doğacaktır diye düşünüyoruz. Bunu yaparken özellikle okul gibi yerlerde uygulamaya koyup, çocuklara atık yönetimini aşılamaya çalışıyoruz standart içerisinde. Risk yönetimi diye bir bölüm var. Risk yönetiminde, swot analizi de yapıyoruz. Güçlü taraflarınız, zayıf taraflarınız, fırsatlar ve tehlikeler vardır. 4 senelik stratejik planlamamızın içerisine bunu koyuyoruz. Çünkü  güçlü tarafını öne çıkarmam lazım ama, zayıf tarafını da güçlendirmem lazım.  Fırsatlar ve tehlikeleri de görmem lazım. Fırsat nedir, tanınırsam bu bir fırsattır ama, tanındığımda adaya uluslararası rakipler de gelecek. Bu da bir risktir. Hep bunların analizini yapıyoruz.  Her bulduğumuz risk için de çözüm üretiyoruz. Farkındalık yaratarak ve öğreterek uyguluyoruz. Bir de, diğer standartlarda olmayan bir durum, acil durum yönetimi. Bir otel veya üniversitede karşıt guruplar arasında bir kavga çıksa, acil durumda kim ne yapacak, ne gibi bir mücadele edilecek. Sel ve deprem durumunda kimin ne yapacağı tespit ediliyor işletmede. Satın alma süreçlerine yardımcı oluyoruz. İşletmelerde en büyük hata. Siparişi veririz, sipariş ettiğimiz nitelikte bir ürün gelmez ama biz onu alır yine de kenara koyarız. Satın aldığım ürünün niteliği her seferinde fark ederse sizin burada satın alırken buna müdahale etmeniz gerekir. Belli yerlerde güvenliğe önem vermek gerekir. AVM’lerde örneğin. Güvenlik alt yapısını oluştururuz. Sağlık ve konfor bölümü, engelli yönetimi gibi birçok konu var. İşletmeler için biz bunların tümünü düzenliyoruz.

Ülkemizde rekabet ciddi boyutta değil

SORU: Tüm bunları yaptıktan sonra bir değerlendirme yapmak gerekmez mi?

OLGUN: Bu kadar madde saydık tabi ki tüm bunları yaptıktan sonra izlememiz gerekir işletmeyi. Performans değerlendirmesi yapmamız lazım. İzleme, ölçme ve analiz değerlendirme ile ilgili bir yapı oluşturuyoruz. Müşteri memnuniyetini ölçüyoruz. Topladığımız tüm verilerin analizini yapıyoruz ve olduğumuz yeri değil, sürekli ilerlemek için ne yapacağımızı belirliyoruz toplantılarda. Saydığım 20 maddeyi işletmelerde bir sistem olarak oturttuğumuzda kurumsallaşma süreci başlıyor. Kıbrıs’taki en büyük eksiklik bunları göz önüne alarak yapımızı oluşturamamamızdır. Çünkü rekabet ciddi boyutta değil. Güney’de EURO belli bir seviyede iken insanlar neden Güney’e geçip oradan alış veriş yapıyor. Kredi kartı ile tek çekim olmasına karşın o tarafta neden bunu tercih ediyor. İşte biz bunları araştırıp ortaya koyuyoruz.

Yaşamsal eğitimsel şeyler küçük yaşta verilmeli

SORU: Kamuda durum ne olacak peki?

OLGUN: Benim düşünceme göre örneğin eğitim sektörü, devlet ilkokulları bir başlangıç noktası olabilir. Çünkü, bir bireye küçük yaşta verdiğiniz şeyler gelecekte vereceği kararları mutlaka etkiler. Çöpü yere atmaması gibi. Yaşamsal eğitimsel şeylerin küçük yaşta verilmesi gerekir. Düzen, disiplin gibi.  Sağlıkta da bunu sağlamak zor değildir. Örneğin bir kişinin sağlık geçmişinin olması gerekir. Onun da her yerden erişilebilir olması gerekir. Özel veya devlet hastanesi hiç fark etmez. Diş doktoru, ambulans neresi olduğu önemli değil. Neye alerjin var, daha önce hangi ameliyatları geçirdiğim, bilgi güvenliği içerisinde erişilebilir olmalıdır. Bunlar çok zor şeyler değil, hayatı kolaylaştırabilecek şeyler. Esas sorun genel bir reforumsal yapı ve yönetim sistemi olması lazım. “E- devlete geçeceğiz” deniyor ancak ona geçene kadar daha yapacak pek çok şey var. Şu anda ülkede bir site yapıldı, 126 konutlu ve biz site sakinlerinin tümünün sağlık öz geçmişi aldık.  Onun dışında orada yaşayan doktorlar da var. Hangisinin ne saat içeride olduğunu da biliyoruz ve acil bir durumda ambulans kapıya geldiğinde hastanın nesi olduğunu, sağlık özgeçmişini ifade edebilecek durumdayız. Sokak lambaları solar yapıldı. Su tasarrufu sağlandı. Ülkemizde daha birçok olumlu örnekler oluşmaya başladı. Artık bunları özelde yapıyoruz. Cyprus Quality Assurance diye bir şirket kurduk. Talep iyi. Ayrıca güzel haberler, Avrupa Kalkınma Bankası, Çukurova, bunlarda  Hibe ve Kredi Programları vardır. Yani  istekli olunduğunda kaynak bulunabilecek noktalar da vardır.

Herkes iyi ürün ve hizmet almayı hak eder

SORU: Son olarak mesajınız ne olur?

OLGUN: Ben standartlar için görüşmeler yapıyorum. Niyet güzel. Yapmak isteyenler var ama gerek bürokraside, gerekse finansa erişimde sıkıntılar çıkıyor. Bu sıkıntıların önü açılırsa, o zaman bir şey kalmayacak. Hepimiz daha iyi ürün ve hizmet almayı hak ediyoruz.            

19/03/2017 14:52
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Cyprus Quality Assurance
MANŞETLER

HK EKONOMİ

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.