Dut Ağacı

ads ads ads ads
04/10/2017

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


Herkesin çevresinde Nijeryalı öğrenciler vardır.

Yollarda, çarşılarda, sokaklarda, okullarda, bankalarda bu insanlara rastlamak mümkün.

Nijeryalı denince, adi olaylara karışmış insanlar akla geliyor önce!

Basın haberleri bunlarla yüklü.

Yoksul bir ülkeden gelen ve hemen hepsi öğrenci olan bu insanların, Kıbrıs’ta bulundukları süre içerisinde elbette anıları birikir.

İyi ve kötü anılar…

Chigozie Obioma adlı gencin anıları Poli sayfalarında yayınlanınca,

Birçok okur,  anılarda yer alan tüm olup bitenlerin kendi ülkelerinde olmasından şaşırıp kalmış gibi!

Kendileri mi bu ülkeye yabancıydı, onlar mı? şaşırır doğrusu insan!

O anılarda yer alan ve Jay’in başına gelenlerden bin beter olayların yaşanmadığını kim söyleyebilir?

Zaten hayat onlar için bir anlamda zehir değil mi buralarda?

Cepte yok cepkende yok halleri ile Kuzey Kıbrıs’ta öğrenim sürdürmek, okul masraflarını ödeyebilip boğazlarına bir lokma ekmek koyabilmek başlı başına bir mesele.

Her birinin “anı”sı yazılsa, mutlaka dramatik, iç burkucu hayat hikayeleri ortaya çıkacaktır…

Hayatını kazanmak için bedenini satmak zorunda kalan ve eli kalem tutan bir yabancının, diyelim ki ileride yaşadıklarına dair bu tür anıları çıksın…

Bilmemezlikten gelip sürüp gidiyor hayat!

Nijeryalı gencin Kuzey Kıbrıs’ta öğrenimi sırasında kaleme aldığı anılarını okurken insanın içinin sızlamaması hiçtendir.

Bu anılar, bu acılar, uzak yakın ne kadar bilinse de Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanların kendi kurdukları düzenle yüzleşmelerine de bir olanak sağlıyor.

Öyle işkembeden atıldığı gibi her gelen öğrenci “KKTC elçisi “olarak gitmiyor buralardan!

Bir dut ağacı.

Her şey o dut ağacının etrafında dönüyor.

Dut ağacı, Jans Mans Sokağı’nın çocukları için vazgeçilmez bir şey.

Bütün hayatları o dut ağacı.

Çocukluk dönemleri o ağacın çevresinde hatta kimi zaman üzerinde geçiyor.

Öyle ki, sokağın çocukları ile diğer sokakların çocukları arasında dut ağacına kimin sahip çıkacağı yolunda bitmek tükenmek bilmeyen gürültülü kavgalar var.

Jans Mans Sokağı’nın çocukları dut ağacına adeta bir toteme tapar gibi tapıyorlar.

Türkçe ve Rumca konuşanların birlikte oluşturdukları hayatın çimentosu gibi.

Bu sokak Standart Evleri’nin “en uzun sokağı.”

Romanın kahramanlarından Hamit o sokağın sakini bir çocuk…

Kıbrıs belasının sorunları Jans Mans Sokağı’na da dalar.

Hangi Kıbrıs romanı ya da bir film bunun dışında ki?!

Ama roman bunu tadında bırakıyor.

Kardeş gibi yaşayanların ellerinde yeşeren hayat, bir gün gelir dağılır.

Zaten dut ağacı da yaşlanmış, meyvesini vermez olmuş, Jans Mans Sokağı Çocukları’nın onca direnişine rağmen kesilmek zorunda kalmıştı.

Annesi, teyzesi, amcası gibi gördüğü Rum komşularının mahallelerinden kaçışına tanık olan Hamit, bu dayanılmaz hüzün karşısında bir gün annesine şöyle der:

“Bir dut ağacı dikersek belki kimse gitmez. Gidenler de geri döner. Ha?”

Zeki Erkut dostumuzun “Jans Mans Sokağı Çocukları” adlı romanı, gerçeklerle gerçekler üzerinde üretilmiş yaratıcı hayallerin bir ürünü.

İyi ve güzel bir kitap kazandık…

Bir dut ağacı diksek…

04/10/2017 12:37
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Dut Ağacı, Ahmet Okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.