Erdoğan-Besim Tibuk-Türkiye Hükümeti

ads ads ads ads
30/03/2016

ads

Başaran Düzgün Başaran Düzgün


Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan yargılanan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün duruşmalarını izlemeye giden yabancı diplomatlara ateş püskürdü. Can Dündar ve Erdem Gül ile fotoğraf çektiren diplomatlara “siz kimsiniz” diye sordu.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı da bu “öfke” üzerine diplomatların ülkelerine nota verdi ve “içişlerimize karışmayınız” anlamına gelecek bir tavır ortaya koydu.

Bu tavrı ortaya koydu ve Türkiye’yi Suudi Arabistan’ın başını çektiği, demokrasinin olmadığı beşini sınıf ülkeler sınıfına gönderdi.

Erdoğan’ın bilindik hezeyanlarıyla ortaya koyduğu tepki belki tolere edilebilirdi fakat işin içine Dışişlerinin resmi bir şekilde karışmasıyla konu bambaşka bir boyuta, Türkiye’ye yakışmayan bir mecraya çekilmiş oldu.

Şimdi Türkiye Dışişlerine ve hükümetine sormazlar mı senin Başbakanın Mısır’da iç çatışmaya taraf olup da her Allahın günü Rabia, Rabia deyip durmasına ne dersiniz?

Filistin’de taraf tutup İsrail’e veryansın ettiğinde.

Myanmar’daki Müslümanlar için aylar süren kampanyalar yaptığında.

Kimse çıkıp da Erdoğan’a “sen bu işlere karışamazsın” demedi.

Dünyada global bir entegrasyon yaşanıyordu ve global değerle noktasında global duyarlılık geçerliydi.

Üstelik Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzalamış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin iradesini kabul etmiş ve ötesinde başörtüsünden dolayı mağdur olduğunu iddia eden cumhurbaşkanının eşi (Hayrulnisa Gül) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidip Türkiye hakkında yani Türkiye hükümetinin cezalandırması için başvurmuştu.

Şimdi sormazlar mı “bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur” diye.

***

Ülkemizde kurduğu kumarhaneler ve otellerle büyüyen, Türkiye’de yeltenip de başaramadığı hükümetlere ayar çekmeyi şimdi bizim buralarda denemeye çalışan Besim Tibuk, kendi televizyon kanalında Erdoğan için şunları söylemişti: “Siz bakmayın onun öyle hapse girdim, mağdur oldum demesine. Ben onu hapiste ziyaret etmiştim. Öyle hapisliğe can kurban. Hizmetçiler etrafında 3 oda bir salon hücresi vardı. Misafir kabul ediyordu…”

Erdoğan buna nedense hiç yanıt vermedi. Fakat hapse atılan ve hücrelerde tecrit edilen gazetecilerin tutuksuz yargılanmalarına da itiraz edip durdu.

***

Eski hava kalmadı bizde.

Cumhurbaşkanı Akıncı çözüm için çalışıyor.

Bütün yabancılarla görüşmek için azami özen gösteriyor.

Aynı özeni görmediğinde de tepkisini ortaya koyuyor.

Hükümet bu çözüm çabalarına destek veriyor.

Geçmişte tavrını beğenmedikleri Amerikan elçisine her Allahın günü küfreden, olur ya elçiyle bir sosyal ortamda buluşanları hain ilan eden, Avrupa Birliği temsilcisini bile Kuzey’e sokmayan bir yapı vardı.

Şimdi dağılıp gitti.

Niye?


Çünkü zaten bunların müdahil olmasını siz istiyorsunuz.

“Biz ikimiz çözemiyoruz, geliniz ve siz de karışınız” diyorsunuz.

Sonra da “niye karıştın” diye tavır yapmak, en hafif deyimle iki yüzlülüktür.

Hele bu global dünyada.

“İçişlerimize karışamazsınız” diyenler ya Kuran’ı kalkan olarak kullanan diktatör Suudilerdir ya da Kuzey Kore’nin anormal başkanı.

Yazıktır ve de günahtır.

Kimse bizi ve Türkiye’yi bu duruma düşüremez….

 

30/03/2016 12:13
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: başaran düzgün
MANŞETLER

HK Başaran Düzgün

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.