Eroğlu, Müzakere Sürecini Değerlendirdi

ads ads ads ads
17/04/2014
TAK

ads
Eroğlu, Müzakere Sürecini Değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs konusunda devam eden müzakerelerde daha hızlı yol alınması beklentisi içinde olduklarını, çünkü kimsenin Kıbrıs Türk halkını haklı olduğu ve uzlaşma çabalarına hep olumlu katkı sağlamasına rağmen daha fazla izolasyon ve ambargo altında tutmaya hakkı olmadığını söyledi.

Müzakerelerde tarama sürecinin tamamlandığını ve konu başlıklarına geçileceğini kaydeden Eroğlu, her konuda tarafların görüşleri ortaya konulduktan sonra köprü kurucu fikirler arayışında bulunulacaklarını belirtti. Eroğlu, daha önce ortaya konulan Rum ve Türk görüşleriyle yakınlaşmalar olduğuna işaret ederek, bunları yok saymamak gerektiğini kaydetti.

Eroğlu, “Benim halktan aldığım yetki, Kıbrıs Türk halkını rahatsız edecek, sosyo-ekonomik olarak çökertecek sözde bir antlaşmaya imza atmak değildir. Ben iyi bir antlaşma için, bizim halkımızın da kazançlı çıkacağı, geleceğe umutla bakabileceği bir antlaşma için halktan yetki istedim ve halk beni seçti. Buna aykırı bir davranış içine asla girmem” dedi.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile gerçekleştireceği görüşmede süreçle ilgili görüş ve düşüncelerini anlatacağını söyleyen Eroğlu, BM’nin uzun yıllardır devam eden Rum oyalamaları ve uzlaşmazlıklarına kol kanat germemesi gerektiğini söyledi.

Kıbrıs’ın çevresindeki hidrokarbon yataklarıyla ilgili Anavatan Türkiye ile yapılan anlaşmanın önemine vurgu yapan Eroğlu, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bu kaynaklar onların tarafında olduğu için ‘Biz sahibiz diyorsa’ zımnen ‘Kuzey’e de Kuzey’dekiler sahiptir’ demiş olur ve böyle bir iddia ile davranıyorlar ise iki devletli çözümü de müzakere etmeye hazırız. Öyleyse de gelin oturun iki devleti konuşalım. Sonra bu iki devlet AB’de buluşurlar” yönündeki sözlerini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) Kıbrıs müzakere sürecine ilişin sorularını yanıtladı.

“İSTEDİĞİMİZ ŞEKİLDE GİTMİYOR”

TAK: “Kıbrıs konusunda gelinen aşamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “50 yılı aşkın süredir devam eden Kıbrıs konusundaki çözüm amaçlı süreç devam ediyor. Bizim hedefimiz, Kıbrıs Türk Halkı’nın hak ve çıkarlarını koruyan kalıcı, yaşayabilir, Kıbrıs’ta var olan gerçeklere uygun bir antlaşmanın mümkün olan en kısa sürede yapılmasıdır.

Şu anda işler tam da istediğimiz şekilde gitmiyor. Biz daha hızlı hareket edilmesi için önerilerimizi ortaya koyduk ama tam karşılık bulduk diyemiyoruz. Son olarak müzakerecilerin haftada bir sabah saatlerinde yaptıkları görüşmenin öğleden sonra da devam etmesini önerdik.

Daha hızlı yol alınması beklentisi içindeyiz, çünkü kimsenin halkımızı haklı olmamıza, uzlaşma çabalarına hep olumlu katkı sağlamamıza rağmen daha fazla izolasyon ve ambargo altında tutma hakkı yoktur. Biliyorsunuz daha en başında Sayın Anastasiadis’le benim yaptığım görüşmelerin de daha sık olmasını istedik, ama ona da yanaşmadılar. Tabiri caizse ‘kalk oyna’ diyoruz, ‘yenim dardır’ diyorlar, Yenlerini bolartıyoruz, ‘yerim dardır’ diyorlar gibi bir durum var.”

BAN İLE GÖRÜŞME

TAK: “BM Genel Sekreteri ile yapacağınız görüşme hakkında ne diyeceksiniz?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Sayın Ban Ki Moon takdir ettiğimiz bir Genel Sekreterdir. Kendisine devam eden görüşme süreci ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi anlatacağım. Çözüm konusunda samimiyiz. Bir an önce bu meselenin çözümlenmesini, bölge ve dünya barışına katkı sağlamayı istiyoruz. Kıbrıs artık çözümsüzlükle değil dili, dini farklı iki halkın yeniden kurdukları örnek ortaklık devleti, refah, mutluluk, turizm, ticaret, üniversiteleri ile anılmalıdır.

BM, uzun yıllardır hep gördüğümüz Rum oyalamalarına, uzlaşmazlıklarına kol kanat germemeli, Kıbrıs Türk Halkı’na yapılan haksızlıkları giderici bir strateji izlemelidir.”

“KÖPRÜ KURUCU FİKİRLER ARAYIŞINDA BULUNULACAK”

TAK: “Ele alınan ve alınmayan başlıklar nelerdir? Sizce uzlaşma ve sorun olan başlıklar nelerdir?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Tarama süreci tamamlandı. Şimdi konu başlıklarına geçilecek ve her konuda tarafların görüşleri ortaya konulduktan sonra köprü kurucu fikirler arayışında bulunulacak. Ne kadarında bulunabilir bekleyip göreceğiz.

Bizim tutumumuz belli. Daha önce ortaya konulan Rum ve Türk görüşleri ile yakınlaşmalar var. Bunları yok saymamak lazım. Şu anda sorun nerede sorusunun yanıtını net olarak vermek mümkün değildir. Bakıp, göreceğiz. Kimse merak etmesin. Ben siyasi hayatım boyunca hep halkla beraber yürüdüm. Günü geldikçe gelişmeleri halkımla paylaşacağım.”

“GELECEĞE UMUTLA BAKABİLECEĞİ BİR ANTLAŞMA İÇİN HALKTAN YETKİ İSTEDİM”

TAK: “İki lider tarafından yürütülen müzakerelerde al-ver sürecinin kaçınılmaz olduğu dile getiriliyor. Bu çerçevede toprak konusundaki hassasiyetler nasıl değerlendirilmeli ve bir al-ver sürecinde gündeme gelmesi muhtemel Güzelyurt halkı ile Karpaz bölgesinin durumu nasıl bir yöntemle ele alınmalı?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Benim halktan aldığım yetki, Kıbrıs Türk Halkı’nı rahatsız edecek, sosyo-ekonomik olarak çökertecek sözde bir antlaşmaya imza atmak değildir. Ben iyi bir antlaşma için, bizim halkımızın da kazançlı çıkacağı, geleceğe umutla bakabileceği bir antlaşma için halktan yetki istedim ve halk beni seçti. Buna aykırı bir davranış içine asla girmem.

Birlerinin mutsuzluğu, kaybı üzerine bir antlaşma yapmak sorun çözmez, tam tersine yeni sorunlar yaratır. Yapılacak antlaşmanın maksadı bunca yıldır yaşananlardan dolayı ortaya çıkan bazı sıkıntıları iki tarafın da içine sindireceği şekilde çözmek mi, yoksa Kıbrıs Türk Halkı’nı cezalandırmak, 1974 öncesine geri dönüşün yolunu net bir şekilde açmak mı? Şimdilik bu kadar söylemekle yetinmek istiyorum.”

“HİDROKARBONLA İLGİLİ ÖNERİMİZ VE ANAVATAN’LA YAPTIĞIMIZ ANTLAŞMA ORTADA”

TAK: “Kıbrıslı Türklerin olası bir anlaşmada hidrokarbon ve doğalgaza ilişkin hakları nasıl korunmalı?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Bizim hidrokarbon yatakları ile ilgili önerilerimiz, KKTC olarak Anavatan Türkiye ile yaptığımız antlaşma ortadadır. Bunlar göz ardı edilerek bir yere varılamaz.

1960’ta Kıbrıs Türk ve Rum halklarının ortaklığı ile bir devlet kuruldu. Bu devlet, bu ortaklık; Rum tarafının Kıbrıs Türkü’nü azınlık durumuna düşürmeye çalışması, Anayasa’da var olan haklarını ortadan kaldırmaya çalışması yüzünden sıkıntılar yaşadı ve 1963’teki silahlı Rum saldırıları ile yıkıldı. Devletin yıkılması, ortaklığın bozulması demek, bizim Kıbrıs’taki hak ve hukukumuzdan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez.

“DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI”

Anavatan Türkiye Dışişleri Bakanı 2013 yılı Mart ayında çok güzel bir açıklama yapmıştı. O açıklamayı anımsamakta büyük fayda var. Sayın Davutoğlu, hidrokarbon yataklarının kurulacak yeni Birleşik Kıbrıs Devleti’nin olması gerektiğinin altını çizmiş ve şöyle demişti; ‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bu kaynaklar onların tarafında olduğu için ‘Biz sahibiz diyorsa’ zımnen ‘Kuzey’e de Kuzey’dekiler sahiptir’ demiş olur ve böyle bir iddia ile davranıyorlar ise iki devletli çözümü de müzakere etmeye hazırız. Öyleyse de gelin oturun iki devleti konuşalım. Sonra bu iki devlet AB’de buluşurlar.’”

Biz Anavatan’dan gelecek suyun, elektrik enerjisinin bir antlaşma için katalizör rolü oynaması düşüncesindeyken Rum tarafının hidrokarbon yatakları konusunda olumlu bir tutum sergilememesi dikkat çekicidir.”

“KKTC VATANDAŞLARI ARASINDA KESİNLİKLE AYRIM YAPTIRMAYIZ”

TAK: “Anlaşma öncesinde yapılacak referandumda Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının da oy vermesi hakkının Rum tarafınca teslim edilmesi gerektiğine inanıyor musunuz?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Böyle bir hakkın Rumlar tarafından teslim edilmesi diye birşey söz konusu olamaz. Bu hak, KKTC vatandaşlarının kendi haklarıdır ve Rum tarafının onay ya da iznine tabi değildir. KKTC vatandaşları arasında kesinlikle ayrım yaptırmayız. KKTC seçimlerinde kim oy verebilirse onlar, 2004 yılında olduğu gibi, doğal olarak referandumda da oy verebilecektir. Bir görüşmede BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’e vatandaşlıkla ilgili aynen şunu söyledim; ‘Sen Avustralyalısın. Benim ailemden de Avustralya’ya gidip sizin vatandaşınız olanlar var. Siz onlar arasında ayrım yapıyor musunuz? Yapabilir misiniz?’ Aldığım cevap ‘mümkün değildi” oldu. Downer’e “ bunu Hristofyas’a da söyle dedim. Ben de ayrım yapamam. Vatandaşlarımı yok sayamam. Bizim vatandaşlarımız yeni ortaklık devletinin vatandaşları olacağı gibi oy da kullanacaklardır.”

“ELAM’I BASİT BİR ÖRGÜT OLARAK GÖRMEK YANLIŞTIR”

TAK: “ELAM örgütünün 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a yönelik saldırısı ve iki toplum arasında var olan güven eksikliği dikkate alındığında, bir anlaşmanın yaşayabilirliğini nasıl görüyorsunuz?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Rum komşularımızın çok önemli bölümünün bizlere bakış açısının bizim beklentilerimiz doğrultusunda olmadığı yönünde birçok bilgi ve veri çok kez basında da yer aldı. Elam’ı basit bir örgüt olarak görmek, ‘bunlar hiç bir şekilde etkili olamaz’ demek yanlıştır, geçmişte ne olup bittiğini iyi bilmemektir. Benim hiç bir Rum’la hiç bir Rum lideri ile kişisel bir sıkıntım yoktur. İnsanı seven, insana değer veren bir yapım var. Ama şu da bir gerçek ki toplum olgusunu, milli ve dini aidiyetleri yok sayarak konulara yaklaşmak hayalciliktir. O yüzdendir ki, ben hep Kıbrıs meselesinde ihtiyatı elden bırakmadan bir antlaşma yapılması ve gittikçe daha sıkı bağlar kurulması yoluna gidilmesini savundum.”

“DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK BENİMSENMELİ”

TAK: “Anlaşma sonrası yönetim ve güç paylaşımı konusunda ortak devlette cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısının yetkileri ve oy kullanma oranları nasıl olmalı? Örneğin; veto hakkı her iki yönetici için de nasıl olmalı? Rumların, Türkleri temsil eden cumhurbaşkanı yardımcısı için veto hakkı vermek istememesini nasıl değerlendirirsiniz?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Bunlar hep konuşuluyor. Bizim görüşlerimiz bellidir ve görüşlerimizde ısrarlıyız. Dönüşümlü Başkanlık sisteminin benimsenmesi ve kurulacak yeni devletin yapısının ortaklık olduğunu göstermesi, halkımızın bu devleti daha da benimsemesi bakımından önemlidir.”

“KAPALI MARAŞ BÜTÜNLÜKLÜ ÇÖZÜMÜN PARÇASIDIR”

TAK: “Rumlar Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) çerçevesinde Maraş’ın iadesini istiyor. Biz güven yaratıcı önlemler ve günlük yaşamla ilgili öneriler götürüyoruz. Bu konudaki görüşünüz nedir?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Kapalı Maraş bütünlüklü çözümün bir parçasıdır. Toprak başlığı altında ele alınabilir. Şu anda bütünlüklü çözüme odaklanmalıyız. Bizim tutumumuz budur. Ama ayrıca Güven Yaratıcı Önlemler bakımından da her iki halkı da ilgilendiren önerilerimiz vardır.”

“TOPRAK KONUSU EN ZOR KONU. HARİTA VE RAKAMLAR EN SON GÖRÜŞÜLMELİ”

TAK: “Toprak konusu ve bunun sonucunda meydana gelebilecek göç olayları çözümün psikolojisini nasıl etkiler? Kıbrıs Türkü için yeni bir göç neyi etkiler? Kıbrıs Türkü için yeni bir göç yeni travmalar yaratır mı?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Bana göre yaratır. Toprak konusu en zor konudur. Harita ve rakamlar bu nedenle en son görüşülmelidir”

“ANTLAŞMA İKİ HALKIN EKONOMİSİNE OLUMLU YANSIMALI”

TAK: “İki taraftaki ekonomilerin durumu birleşme için nasıl bir avantaj veya dezavantaj yaratır?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Biz birleşmenin, kurulacak yeni ortaklık devletinin; iki halkın refahına, ekonomik gelişmesine katkı yapmasını istiyoruz. Şu anda Rum ekonomisinde sıkıntılar var. Biz de şu veya bu nedenle istediğimiz atılımı yapamıyoruz, daha iyi noktada olmamız gerekirken henüz istenilen noktada değiliz. Dolayısı ile bir antlaşma olacaksa bunun iki halkın ekonomisine olumlu yansıması için de çalışmalar yapılmalıdır.”

“RUM KOMŞULARIMIZ GERÇEKLERİ İDRAK ETTİĞİ TAKDİRDE...”

TAK: “Anlaşmaya ne kadar yakınız?”

Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Rum komşularımız Kıbrıs’ta var olan gerçekleri idrak ettiği takdirde çok yakın olabiliriz. Sayın Anastasiadis’le henüz yeterince görüşme yapmadık. Görüşmeler biraz ilerledikten sonra bu konuda daha net konuşabileceğimi düşünüyorum.” 

17/04/2014 16:31
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: derviş eroğlu, müzakereler, kıbrıs sorunu, çözüm, haber kıbrıs
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.