Federal devlet nasıl yaşar?

ads ads ads ads
31/01/2017

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Müzakere masasında gerçek olan şu ki…

Kıbrıslı Türkler sadece siyasi eşitlik noktasında talepkar…

Masada konuşulan konulara baktığımız zaman…

Kıbrıslı Türklerin üzerinde durduğu konu “siyasi eşitlik…”

Peki neden önemlidir siyasi eşitlik?

Çünkü, 1960 Cumhuriyeti’nin neden yıkıldığını…

Neden bugün halen daha çözüm aradığımızı merak ediyorsanız…

Cevabı siyasi eşitlik kavramındadır…

“Parmak ve nüfus çoğunluğu” ile bir yaşam biçimi hayal ediliyorsa…

Kimse kusura bakmasın ama, hiçbir Türk buna evet demez…

1963 yılında, parmak çoğunluğu olan Kıbrıslı Rumlar, yönetimde eşitliği kendi lehlerine bozmayı başardılar…

Güvenlik ve garantiler konusunda…

Toprak konusunda…

Mülkiyet konusunda…

Şu anda Kıbrıs Türkü’nün elinde her ne varsa, tartışıyoruz…

Ama “siyasi eşitlik” konusunda ısrar var.

Hoş…

Ben halen daha, bu çağda, siyasi eşitlik konusunda Anastasiadis’in bu kadar katı olmasını anlayabilmiş değilim.

Siyasi eşitlik, Kıbrıslı Türklere bir ödül değil ki…

Kıbrıslı Türklere sunulacak bir lütuf da değil.

Siyasi eşitlik, yeni federal devletin yaşaması için en önemli unsurdur.

Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin olmadığı bir “uzlaşı” mümkün mü?

Hadi bu uzlaşı sağlandı…

Buna “evet” diyecek kaç Kıbrıslı Türk var…

Siyasi eşitlik, yeni federasyonun yaşamasını sağlayacak güvencedir.

Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığı altında oluşturulacak yapı, toprak ve garantilerden de önemlidir.

Aksi, yaşaması için değil…

Yıkılması için bir federasyon kurulmuş olur…

Dört özgürlük ve Türkiye…

Son dönemlerde, müzakere masasının “Türkiye’nin dört özgürlük” talebi ile yıkıldığı söyleniyor.

Rum basını ısrarla bunun üzerinde duruyor…

Neden?

Çünkü Cenevre’de süreç Yunanistan Dışişleri bakanı Kocias’ın tutumu nedeniyle akamete uğradı…

Türk basını hatta Rum basını ilk başlarda Kocias’a yüklendi.

Ortada bir başarısızlık varsa, Yunanistan’ın Cenevre’ye “sıfır” hazırlıkla gelip, “sıfır garanti sıfır asker” söylemini politika sanması nedeniyle oldu.

Şimdi bu havayı ters çevirmek için yeni bir strateji geliştirildi.

Efendim, Türkiye “dört özgürlük” noktasında Kıbrıs’ta kendisine bir engel konmamasını istemiş…

Bu da süreci bağa saplamış…

Bakınız…

Nedir 4 özgürlük…?

Emeğin serbest dolaşımı…

Sermayenin (ana para) serbest dolaşımı…

Kişilerin serbest dolaşımı…

Hizmetlerin serbest dolaşımı…

Türkiye için, AB içerisinde dört özgürlük yok.

Normalde, AB, gümrük birliği ya da serbest ticaret anlaşması olan ülkelerle de “dört özgürlükler” noktasında uzlaşır…

Peki, hepsini geçtim…

KKTC, Türkiye’ye dört özgürlük uyguluyor mu?

Çalışma izni olmadan, “emek” serbestçe faaliyet gösterebiliyor mu?

Türkiye sermayesi, “KKTC makamlarının izni” olmadan, dilediği gibi hareket edebiliyor mu?

Türkiye vatandaşları KKTC’de vize ile kalıyor…

KKTC, kendini 80 milyondan nasıl koruyor, nasıl rekabet ediyor…

Elbette “dört özgürlük” dediğimiz noktalardaki kısıtlamalarla…

Bu nedenle, “Kıbrıslı Türklerin” değil, “ekonomik aklın” almadığı bu uygulamanın süreci tıkadığını söylemek, yaymak hangi aklın ürünüdür?

Yukarıda da belirtmeye çalıştım…

Sadece müzakere masasında değil…

Dışarıda da bir “propaganda savaşı” veriliyor…

Alet olmak isteyen kim varsa da…

Propagandayı sevenler tarafından tepe tepe kullanılıyor… 

31/01/2017 09:50
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: hüseyin ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.