Geçen zaman Rum’a yarıyor!

ads ads ads ads
13/02/2018

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Rum tarafı sürekli “benimdir” dediği münhasır ekonomik bölgelerinde İtalyan  şirketi ile sondajlarına devam edip hidrokarbon yataklarına ulaşır “platformlar” kurarken, Türkiye de sürekli, “Doğu Akdeniz’de ülkemizin kıta sahanlığı hak ve menfaatlerini koruyacağımızı herkes bilmelidir” yollarında uyarılar yapmaktadır!

Nitekim yukarıda tırnak içinde vurguladığım bu “hak ve menfaatlar” olayı da TC dışişleri Bakanlığının son açıklamalarından biri… Artı bu açıklamaya ek TC Dışişleri Bakanlığı “KKTC ve Kıbrıslı Türklere verdiğimiz destek sürmeye devam edecektir” mesajını da vermekte…

BU “gaz” sürtüşmesinin son olaylarından biri de Güney Kıbrıs adına çalışan İtalyan şirketi gemisinin TC’nin  MEB’sini ihlal edeceği gerekçesiyle bölgeye sokulmaması… Gemi kaptanı ne yapacağı konusunda İtalyan hükümetinden cevap bekliyormuş…

KISACA Doğu Akdeniz’de  suların durulması yerine sürekli kabardığının hatta taşmak üzere olduğunun haberleri gitgide daha çok yoğunlaşıyor!

Ve ardı ardına birbirine ulanarak büyüyen olayların odağında “Kıbrıs siyasi sorunu” bulunuyor! Yazmaya bile gerek yok, olay biliniyor. Güney’deki Rum Yönetimi tarafından Kuzey’deki Türk halkının “hakları” bu kez Doğu Akdeniz’deki “MEB”ler ve hidrokarbon yataklarının gasp edilmesiyle sürüyor!

TÜRK ve Rum, dolayısıyla Türkiye ve Yunanistan arasında bu kadar açık seçik siyasi ve ekonomik sürtüşmelere karşın, bir yandan da (az buz değil) kırk üç yıldır müzakerelerden müzakerelere masalar kurulup masalar bozuluyor! Ve hakkının hukukunun yenilmesine devam edilen Kuzey’deki Türk halkı, dünyadan tecrit edilmişliğiyle Rum’un istediği “çözüme evet demediği için” cezalandırılırken,  Güney de Doğu Akdeniz’de Türkiye ile karşı karşıya gelme pahasına “hidrokarbon yataklarına” ulaşıyor, geleceğinin sosyoekonomik kazanımlarına dolayısıyla adaya daha çok hakim olacağı gücüne güç katıyor!

DÜNYA artık “adaletsizlikler” ve “insanlık dışı” olaylara yenik düşmüşlüğünde bırakın utanıp arlanmayı, olmadığı için “vicdan sızısı” bile duymazken, Kıbrıs gibi küçük bir adada gelin de “din iman” arayın! Hem de Güney’in Rum liderliğiyle kilisesinden! Ki o liderlikle kilise halkın desteğini alarak resmen Kuzey’in tapusunu istemektedir!

       KISACA: Öteden beri ve her vesile ile tartıştığım konudur. “Zaman siyasi yönden lehimize geçmiyor!” Müzakerelerle ulaşamadığımız çözüme, inşallah bir gün ikinci bir “savaşla” ulaşmak zorunda kalmayız!


ERHÜRMAN HÜKÜMETİ “HUZUR VE İSTİKRARI” SAĞŞAYACAK MI?

Dün yeni hükümetin genç bakanlarının görevlerine hızlı başladıklarını, sosyal medya hesaplarını halkla ilişkilerinin mihengi yaptıklarını, bakanlık koltuklarında değil sahada çalışmayı yeğlediklerini falan yazdıydım..

Tutun ki her yeni “görev” hele söz konusu “bakanlık” ve “devlet işleriyse” başlangıçlar her zaman böyle “heyecan” yüklü olur. Doğrusu şu ki “nerde o eski yönetim kadroları”  derken bunu söylemek isterdik! Nitekim devleti kuranlar da bu “heyecanla hizmet aşkını” yüreklerinde yaşayan politikacılarımız, liderlerimizdi..

Sonra “kaşarlanıyorlar” ama!  Hele makamın kaymağını yalayıp, çevrelerine üşüşen at sineklerinin istilasına uğradıklarında,  çok çabuk düşüyorlar   ellerle kucaklara! Sonrası ise malumdur:

       Gelsin kayırmalar kıyaklar, peşkeş çekilen araziler,  haksız kredilendirmeler, partizanca atamalar, uydurulan makamlar ve şaibe ile töhmetin altına sürüklenen gül gibi temiz  adlar!

Tutun ki bu hükümet (bırakmazlar ama) böyle olmayacak… Temiz toplumu yaratmak için “hukukun üstünlüğüne dayalı temiz yönetim olmalı” düsturundan hareket ederek sorunları da bu çerçevede ele alacak… (Umudumuz tabi!)

Tartışmaya açık icraatlar başlamadığı için henüz eleştirisel yorumlar yapamıyoruz. Bir süre daha bekleyelim diyoruz…


“GÜNLÜK HAYATI” NEFRET VE KORKULARDAN TEMİZLEMEK GEREKİR.

ARTIK bu halkın uzun süreli vaatlere dayanan “icraatlara” değil, öncesinde “günlük hayatına huzur ve istikrarı katacak” tedbirlere ihtiyaç vardır. Mutluluk,  “yaşam güvencesiyle, vatan sevgisini”  gerektirir.. Nefreti ve korkuyu değil!

Oysa Kıbrıs Türk halkı kaç zamandır bu olumsuz duyguların  sarmalında yaşamaktadır! Dahası bu “nefret ve korkuların” gitgide daha çok artacağından  da korkulmaktadır!

Mesela daha dün gazetelere 14 yaşındaki bir kız çocuğuna nasıl tecavüz edildiğinin, bir sarhoşun taksisine binmek istediği taksicinin  belini nasıl kırdığının haberleri vardı…        Memleketin “pisliği” ise artık günlük hayatımıza karışmış, kanıksanmış bir sorun! Trafik sorunu gibi! Dünyanın en pahalı elektriğini kullanırken en pahalı etini satın alıyoruz.. Kanserin azdığı memlekette gün geçmiyor ki  sebze meyvede “kalıntıya rastlandı” haberi çıkmasın…

Çok kısaca devlet olduk büyüdük ama sorunlarımızı da büyüttük, üstelik günlük hayatlarımızın “nefretleri ile bıkkınlık ve korkuları” haline getirdik! Yani huzurlu bir toplum değiliz! Böylesi kabuk değiştiren devletlerde “yönetici ve yönetim” olmak kolay değildir. Olayların içinde kısa sürede harcanır giderler… Tabi ki yeni hükümet için temennimiz bu değildir. Fakat  “günlük hayatı” kaza ve belalardan, nefret ve korkulardan temizlemeden doğru dürüst hükümet olmak da kolay değil diyoruz!


KISACA TAKILDIĞIM: (BOŞUNA GEÇEN BİR AY!)               

                                                          

Seçimler 7 Ocakta yapıldı. Bugün 13 Şubat! Yani bir ayı aşkın süre geçti.. Tam bir aylık kayıp yaşandı!  Bir aylık boşluk, bilinmezlik ve halkın bekleyişi!

Bu bir aylık sürede 2018 yılı bütçesi yapılamadığı için hastanelerde hastalara verilecek ilaç kalmadı!.. Döviz vurdu.. olası yatırımlar rölantiye alındı falan…

Kısaca her yıl hükümet yıkıp seçime gitme “kolaylık ve başarısını” lütfen seçimlerden hemen sonra “yeni hükümet kurabilme kolaylığıyla” gösterin!

13/02/2018 12:53
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.