Gelin de anlatın, belki anlarız...

ads ads ads ads
14/05/2014

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


Öyle şeyler yapılıyor ki ülkemizde anlamakta gerçekten zorlanıyoruz. Bazıları ya çok zeki ya da biz bayağı aptalız ki, ne yapmak istediklerini kavrayamıyoruz. Son zamanlarda üç örnek gelişme yaşıyoruz ki bizlere adeta “bu ne lahana bu ne turşu” dedirtiyor.

Belediye başkanlığı süresi

Yeni hazırlanan Anayasa’ya göre bir kişinin üç dönemden fazla belediye başkanlığı yapmasına karşın, tekrar aday olma yasağı getiriliyormuş. Bunun mantığının ne olduğunu mutlaka biri bizlere anlatacaktır. Anlatırken lütfen bize, aynı kuralın neden milletvekilleri için de geçerli olmadığını anlatsın.

Amaç siyasette gençlerin siyasette önünü açmak mı? Yeni yüzlere taze beyinler daha fazla şans tanımak mı? Tamam. Güzel düşünce ama aynı şansı Meclis’te de niye veremiyoruz? Bunun mutlaka bir izahı olmalı değil mi ama?

Yasa dediğin kapsamlı olmalı, ille de zaruri ise bu kısıtlama tüm siyasetçilerimize getirilmeli. Bir problem saptanmışsa hiç kimse üç dönemden fazla Cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyeliği, muhtarlık ve ihtiyar heyeti üyeliği ne aday olmamalı. Siyasetin günahlarının bedel ödeyicisi olarak sadece belediye başkanlığına yaptırım getirmek hem akılcı değildir, hem de adaletli değildir.

En önemlisi Anayasa’nın kendine terstir. Eşitlik ilkesine aykırıdır.

Haydi Yapalım!

Çevre Platformu 5 Haziran’da bir etkinlik düzenliyor. “Haydi Yapalım” diyerek tüm halkı ülkemizi temizlemeye çağırıyor. Etkinlik aslında Estonya kaynaklı. Orası da bir zamanlar bizim ülkemiz gibi bayağı kirlenmiş. Ama Estonyalılar “Let’s Do It” etkinliği dahilinde bir kaç saat içinde topraklarını tertemiz hale getirmişler.

Bu örnekten hareketle birçok ülke benzer temizlik hareketini gerçekleştirmiş. Anlayacağınız LETS DO IT uluslararası bir marka olmuş.

İşte şimdi bizde de çevre platformu “HAYDİ YAPALIM” diyerek tüm halkı adayı temizlemeye çağırıyor. Sivil toplum örgütleri video afiş ve bildirilerle insanlarımızı etkinliğe hazırlıyor. Yapılacak iş sıralamasını belirtip, insanları aşan kirlilik durumunda ihbarın yapılacağı otoritelerin telefonlarını bildiriyor.

Ülkemizde bu etkinliği düzenleyenler olayın Apolitik bir hareket olduğunu ise özellikle vurguluyorlar.

Şimdi sizin ne var bunda dediğinizi duyar gibiyim…

Buraya kadar her şey güzel. Ne var ki zaman yanaştık sonra bazı gurupların olaya burun kıvırdığı, hatta baltalamaya çalıştığını gözler olmaya başladık. Gerekçe de “Yerel seçimlerde aday olan bazı kişilerin ön planda olması”, üstelikte daha önceden de yazdığım gibi etkinliğin defalarca APOLİTİK olduğunun vurgulanmasına rağmen bu tavır sergileniyor.

Yapma, etme be kardeşim. Seçimlerde rakip saydığın kişi bu proje de ön planda görünüyorsa, sende çabala, katıl olaya ve onu geçmeye çalış. Kolaya kaçıp, olayı niye karalıyorsun?

Bu vesile ile halkımıza çağırımdır. Aldırmayın o akortsuz seslere, HAYDİ YAPALIM. Çevre platformunun eylem planı çerçevesinde beş haziranda adamızı temizleyelim.

Türkiye AB üyesi olursa...

Serdar başkan, Türkiye’de verdiği bir konferans sırasında “Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne alsınlar, biz o zaman Kıbrıs’ta her şeye razı oluruz” demiş diyorlar. İnanmadım. “Kıbrıs Türk milliyetçiliği” kavramını ortaya ilk atan bir siyasi liderin böyle bir lakırdı söyleyebileceğine inanmam mümkün değil.

Ne var ki henüz kendisinden konuyla bir açıklama da gelmedi.

Açıklama yapmadığı için de, bu sözlere yönelik düşüncemi yazmak istedim. “Türkiye Avrupa Birliği’ne girmeden Kıbrıs’ta çözüm zor olur, hatta olasılıksızdır” deyiverse ona bir ölçüde katılacağım. Ama bu uğurda Kıbrıs’tan Kıbrıslı Türklerin vazgeçebileceğini söylemek sadece ve sadece bulunulan ortamda kalabalığın yüreğini okşama eylemi olabilir.

Daha önce de yazdım. Akdeniz üzerinde ki tüm adalarda Türkler vardı. Ama sadece Kıbrıs’ta var olmayı sürdürüyoruz. Neden mi? Çünkü biz bu adayı çok seviyoruz. Ve kendimize has kültürümüzü yarattık. Bizi artık kimse buradan söküp atamaz. Ne şiddetin ne de asimilasyonun gücü buna yetmedi. Yetmeyecek. Bunu da en iyi bilen kişilerden biri Serdar başkandır diye düşünüyorum. O nedenledir ki o sözlerin ya ona ait olmadığını ya da maksadı aştığını tekrar tekrar söylüyorum.

Anlayamadıklarım

“Dar etmek” böyle mi olacaktı? Anlayamadım... Böyle dar etmeye can kurban. Trabzonlu genç arkadaşımızın televizyondan “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara dar edeceğiz” demesinin üstünden hafta geçmeden, TC Milli Piyangosu’nun büyük ikramiyesi, Kıbrıs ve Trabzon’daki iki yarım bilete çıktı. Lütfen bu 19’una kadar da Edirne’den biri çıkıp bize Kıbrıs’ı dar etsin. Sonra diğer illerin çocukları da sıraya girsin. 

14/05/2014 13:12
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.