Geriye bakmak (Sorunlar çözülmedi ki ileriye bakılsın!)

ads ads ads ads
29/08/2015

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Rahmetlik Denktaş’ı “olayları sürekli tekrar ediyor” yargısında “aklı geçmişte kaldı” diyerek eleştiriyorlardı! Hatta BM Temsilcisi Holbrough, “Denktaş arabada giderken hep dikiz aynasına bakıyor” derdi! Denktaş bu eleştirilere aldırmaz, “geçmişi anlatmaya devam edeceğim” diyerek inadına bir politik seyir izlerdi.

DENKTAŞ HAKLIYDI: Çünkü yetişen genç nesil Kıbrıs Türk halkının 1954’lerden hatta öncesinden başlayan mücadelesini bilmiyordu!

İngiliz sömürge idaresi ile Rum liderliği arasındaki kumpas sonucu Türk halkının özellikle nasıl yoksul, eğitimsiz ve çaresiz bırakıldığını, bilmiyordu:

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkanların, 1963 Kanlı Noel olaylarını yaratanların, 1963’ten sonra Türk ahaliyi 103 karma köyden göç yollarına salıp arkalarında bıraktıkları evlerini tesislerini işyerlerini yakıp yıkanların, Atlılar, Muratağa, Taşkent soykırımı suçlularının Rum liderliği ile Kilisesi ve EOKA’cılar olduklarını bilmiyordu!

Bilmedikleri bir gerçek daha vardı. Her zaman Türk halkına saldıran, yakan, yıkan, öldüren, Enosis’i gerçekleştirmek için adayı savaş alanına çeviren, EOKA ile terör estiren, Kıbrıs Helendir Helen kalacaktır yollarında mücadele edenin Rum liderlik ve kilisesine bağlı olan Rum halkı olduğunu da bilmiyordu!

Ve hiç kimse bilmiyor aldırmıyordu! Rum liderliği ile EOKA’cılara tüm bu insanlık suçlarına karşın tek fiskelik suçlama getirilmediğini, yargılanmadığını da bilmiyordu! Tam aksine Türk genci EOKA tetikçilerinin Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde de sonrasında cezalandırılmadan bakan, Cumhurbaşkanı, milletvekili olduklarını da bilmiyordu! Mücadelelerine o makamlarını kullanarak devam ettiklerini, Kıbrıs Türk gençliği ile bazı halktan insanlar bilmiyorlardı! Bilmedikleri bir yana öğrenmesinler diye Kıbrıs Türk mücadele tarihi okullardaki müfredatlardan sökülüp atılıyor yahut kırpıla kırpıla anlamsızlığa dönüştürülüyordu!..

İŞTE BEN DE TEKRARLADIM: Çünkü bugün masaya oturan Türk halkının Müzakerecileri de Türk halkının “dününü” sorgulamıyorlar! Aksine sorgulamayı barışa darbe olarak niteliyorlar! Ve Rum’un “Türkiye tarafından işgal edildi” iddiasında bulunduğu Kuzey’den Güney’e göç etmek zorunda kalması karşısında utanıyorlar! Malları mülkleri Türkler tarafından gasp edildiği saplantısında kendilerini suçlu görüyorlar! “Tabii ki malını mülkünü Rum’a iade etmek zorundayız” diyerek günah çıkarıyorlar!

EY AHALİ: Mazlum Türk halkını mütecaviz, hak yiyici, gasp edici, saldırgan bir toplum olarak itham eden Rum liderliği ile kilisesi karşısında boyunlarını tevekkülle büküp “barış” harmanileri giymiş müzakerecilerle yandaşları eğer Kıbrıs Türk halkının kaderini geçmişin hesabını sormadan, hesaplaşmadan tayin edeceklerse biline ki biz bu davayı kaybettik!

**********

Devleti kurumlaştıramadık! (Çünkü inanmadık, ispatı kooperatifçiliktir!)

Eğer 1974’ten hemen sonra “Kuzey Kıbrıs bizim kalıcı yurdumuz ve devletimizin sınırları belirlenmiş coğrafyasıdır” inancını topraklarına emek ve ter olarak katsaydık, şimdi “ekonomik sıkıntılardan ve siyasi açmazlardan kurtulmak için Rum’dan medet ummazdık! Kader utansın!

Kırk yılı birbirimizle kavga ederek geçirdik! Ne yapmışsak yıktık, yıktıklarımızın yerine yenisini yapıp koyamadık! Buna karşın yine de ekonomi tekerliği dönüyor! Fakat hem ağır hem aksak hem de hantal! Çünkü “kalıcılığı ile devleti oluşturacağımıza” iktidara gelen siyasi partiler kendi oluşumlarını yeğlediler! Hâlâ devam ediyor. (Üstelik çevremiz gitgide yangın yerine dönüyor. Şaka yapmış olsam da diyorum ki bir gün IŞİD kapımıza dayanırsa şaşmayacağım çünkü bu ateş çemberinde tam da “rehinelik” bir ada durumundayız!) Konuya dönüyorum. ESKİ SORUN: “KOOPERATİFÇİLİK!” Devletin bizatihi kendisi bir “kurumdur.” Hükümetler gelir gider kalıcı olan Devlettir. Oysa bizim için “yoktur” ki kalıcı olsun! Öyle de olunca gözlerimiz dünyaya kapalı, kulaklarımız tıkalı minnacık Kuzeyde kendi kendimize devletle hiç ilgisi olmayan sosyo-ekonomik sorunlar yaratıp onlarla oynaşıyoruz! Nitekim “haberleri” dünyayı büyük korkulara salacak kadar önemli oluyor: Dünya hem gitgide ısınıyor hem de kuraklaşıyor. Buna karşılık 2030’da dünya nüfusu 2 milyar artacak deniyor! Dolayısıyla gıda talebi de orantılı olarak artacaktır. Bu konuda “dünya çapındaki uzmanların” uyarıları ile tavsiyeleri şu olmaktadır: “Gitgide artan gıda talebini karşılamanın tek çaresi gelişmiş tarım sektörü yaratmaktır. Bunun koşulu da çiftçilerin örgütlenmesidir. Tarım örgütlenmesi yoluyla sağlanacak verim ve üretim artışı herkesin lehinedir. Üreticinin de tüketicinin de kazanacağı bir pazarı ancak kooperatifler kurabilir…”

İşte büyük sorunumuz budur: 1960’lardan bu yana iki kez kooperatifçilik seferberliği başlatmamıza karşılık yürütmedik. (Güney bu konuda bizden çok ileridedir.) Çünkü bizde iki insan bir yere gelip kahve bile içemez kavga ederler! Memleket aile şirketlerinden geçilmiyor ama KTHY batarken on kişi bir araya gelip elini taşın altına koyamadıydı! Hoş zaten koyacak güçleri yoktu!

Deniyor ki “bugün AB tarımının yüzde 75’i kooperatifler tarafından yapılıyor. Dünyanın en büyük 300 kooperatifi 1.6 milyon dolar gelir sağlıyor. Ve Kooperatifler dünya genelinde 100 milyon kişinin ekmek kapısı oluyor. Yoksullukla mücadelede önemli güç haline geliyorlar…”

Oysa bizde tarım da hayvancılık da devletin çapı kadardır! E hani devlet? İnanılmıyor ki! Cim karnında bir nokta, kaldı ki dünyasal işlerin devleti ola!

**********

Kısaca takıldığım: (Kanunlarımız bile canlar yakıyor!)

Tutun ki Girne’de araba aldınız, sonra Mağusa’ya taşındınız! Günü geldi “muayenesini” yaptıracaksınız. Girne’ye gitmeniz gerekir çünkü Mağusa’da muayenesini (herhalde araba Girneli olduğu için) yapmazlar!

Gördünüz mü nasıl kanunlar yaptık? Fakat tüm KKTC’yi “tek seçim bölgesi” yapıp Mağusalıya Girne’de ikamet eden adayı seçtirmek söz konusu oldu mu hiç mahzuru olmaz! Tek listeye tüm KKTC seçmenleri nerede olursa olsun oy verebilir! Bu sistemi tasavvur edenler araba muayenesi için yurttaşı Mağusa’dan Girne’ye koşturtmamayı düşünemezler ama!

29/08/2015 12:27
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Geriye bakmak (Sorunlar çözülmedi ki ileriye bakılsın!), eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.