MERSİN'in Gülnar İlçesi'nin Büyükeceli Mahallesi'ne yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali'ne karşı çıkmak için birbirinden farklı eylemlere imza atıldı.

Yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali'ne karşı çıkmak için birbirinden farklı eylemlere imza atan dünyaca ünlü gönüllü çevreci grubu Greenpeace, kentin en yüksek binası olan 177 metre yüksekliğindeki metropol gökdelen binasına 'Nükleer pahalıya patlar' yazılı pankart astı.

Akkuyu Nükleer Santrali'ne yapımına karşı olduğunu açıklamalarının dışında yaptığı ilginç eylemlerle de dile getiren Greenpeace üyeleri, son eylemlerinde merkez Akdeniz İlçesi'nin Hastane Caddesi'ndeki 56 katlı metropol binasını seçti. Eylemde, binanın 40'ıncı ve 46'ncı katlarından aşağı sarkan 6 kişilik profesyonel tırmanış ekibi, toplam büyüklüğü 220 metrekare olan 'Nükleer Pahalıya Patlar' yazılı ve 'Nükleere Hayır' işaretinin bulunduğu 2 dev pankartı astı. Binanın otel kısmından gerçekleştirilen eylemi vatandaşlar da meraklı gözlerle izledi. Ambulans ve itfaiye ekiplerinin de bölgeye sevk edildiği eylem, pankartlar yaklaşık 40 dakika asılı kaldıktan sonra yine aynı ekip tarafından indirilerek sonlandırıldı.

Akkuyu Nükleer Santrali'nin hem çevresel ve sosyal riskleri, hem de maliyetiyle Türkiye'ye vereceği zararlara dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen eylem sonunda bir açıklama yapan Greenpeace Avukatı Deniz Bayram, yapılan son eylemle Greenpeace'in nükleer enerji santrallerine karşı olduklarını bir kez daha dile getirdiğini söyledi. Bayram, şöyle konuştu:

"Bu topraklarda nükleer enerji santrali pahalıya patlar diyoruz. Nükleer enerji santralleri sosyal, ekonomik zararları düşünüldüğü zaman bu topraklara zarar verecek. Çevre ve Şehircilik bakanlığı tarafından ÇED raporu onaylandı. ÇED raporu pek çok eksiklik ve yanlış bilgilendirmelerle dolu. Şeffaf olmayan bir süreçte yürütülen ÇED sürecinde yanlış bilgilere karşı yargı süreci başlattık. Bu yargı sürecinin adil ve hakkaniyetli şekilde yürüyeceğine, devam edeceğine inanmak istiyoruz. Karar vericilerin ÇED kararının eksik ve yanlış bilgilendirmeleriyle nükleer enerji santrallerin Türkiye'ye zarar vereceğini görerek bu kararı iptal edeceğini umut ediyoruz. Radyoaktif atıkların hala nasıl yönetileceği, bu atıkların taşınması, denizden geçişi, boğazlardan geçişi ile ilgili hala pek çok sorun belirsiz bir şekilde duruyor. Nükleer bir felaket olduğunda bunun sorumluluğunun kimin alacağını bilmiyoruz çünkü Türkiye'de böyle bir mevzuat yok. ÇED raporundaki eksiklikler mevcut durumda hiçbir şekilde düzeltilemez. Nükleer sevdasından vazgeçilmesini istiyoruz."