Gündemim
04/12/2013
Bülent Dizdarlı
Herkesin gündemi kendine diyebilirsiniz . Zaten bu yazıdaki gündem benim ve çevremin gündemi. Pek çoğunuzu da ilgilendirir diye düşünüyorum. Zira benim etrafımda olanlar sizinde çevrenizde oluyordur...
KURULTAY SEVDASI:
Şu meşhur Ulusal Birlik Partisi Kurultay macerası yüzünden ülke yaklaşık bir buçuk sene zaman kaybetti. Hükümet çoğu zaman kurultaya yönelik kararlar aldı. Bu da popülist ve çoğu zaman yanlış uygulamalar nedeni oldu. Sonunda de parti ve partinin başındakiler, bu hatanın diyetini çok ağır bir seçim yenilgisi ile ödediler. Ne var ki olan olmuş,torba dolmuştu. Toplum bir buçuk seneye yakın zamanı boşu boşuna kaybetmişti.
Seçim sonrası Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler ile Demokrat Parti- Ulusal Güçler ,koalisyonu kuruldu.Aslında, Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler , kurultayını yapmak üzere iken, alınan genel seçim kararı üzerine , bu etkinliğini ertelemişti. Ancak bu erteleme de topluma yaklaşık dört aya mal oldu. Dört aydır iktidarın büyük ortağı seçim öncesi vaat ettiği hiçbir uygulamaya henüz başlayamadı. Zira partinin başındakiler şu anda tamamen kurultaya odaklanmış vaziyettedirler.Umarım kurultay süreci bu hafta sonu tamamlanır ve CTP-BG’liler de ülke sorunlarına yoğunlaşmaya başlarlar. Yoksa , toplumun psikolojik göstergesinin ibresi “Maraz” yönüne kaymaya çoktan başladı bile.
FUTBOLUN AYAK SESLERİ
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu , FİFA ve UEFA tarafından hazırlanıp imza koyduğu belgeyi , üyelerinin onayına sundu. İstediği desteği oy birliği ile aldı. Kanaatim odur ki , bu oy birliğinin sağlanmasında Türkiye Cumhuriyeti başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği açık destek vardır. Bu olmasa belki genel kurulda yine onay alınacaktı ama bu kadar güçlü bir “evet” çıkmasının arkasında kesinlikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın olaya olumlu yaklaşımı vardır...
Şimdi gözler tekrar Güney’e çevrildi. Kişisel olarak gözlediğim , 2004 Annan Planı rövanşını , Uefa-Fifa belgesi üzerinden almayı planlayan Rum’lar, kuzeyden gelen güçlü “evet” ile ciddi bir hayal kırıklığı yaşamışlardır ... Türklerin bu belgeyi ret edeceğini düşünerek , güneydeki oylamada oy çokluğu ile kabul eden Rumlar hafiften şaşırmış vaziyettedir. Bu şaşkınlıkta önceden konuyu oylatıp “evet” demenin pişmanlığının da izleri var gibime geliyor. Bundan sonra ne mi olacak? Bence F.İ.F.A , daha önce de yazdığım gibi Birleşmiş Milletlerden daha ciddi bir kuruluştur. İşi burada bırakmayacaktır.
SAĞLIK ÇALIŞTAY’I
Doğrusu başlangıçta bu çalıştaydan çok da umutlu değildim. Ne var ki Manegement Center’in mükemmel organizasyonu ile oluşturulan çalışma düzeni sonunda , sağlık sistemimizin sekiz ana başlığı adeta silkelendi. İlk günkü açılış konuşmalarından sonra ertesi gün “paylaşlar” kurulan komitelerde , tabiri caizse önce eteklerindeki taşları döktüler, sonrada deneyim ve çözüm önerilerini işlediler.
Çok sayıda konuşmanın yapıldığı Çalıştay’da bence iz bırakan üç ayrı kişiye ait üç deyiş vardı. İlki DP-UG Milletvekili Dr.Hakan Dinçyürek’e aitti. Açılış konuşması sırasında “ yeni bir sistem yapacağız diye apar topar işe girmemeli, ön hazırlığımızı iyi yapmalı, fizibilite çalışmalarımızı hazırlamalıyız. Aksi halde eski sistemi de yıktığımızdan , yeni kurmaya çalıştığımız sistemin yıkıntıları altında kalırız”dedi Sayın Dinçyürek. Bir başka ilginç tümce ise Yakın Doğu Üniversitesi Tıp fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof.Dr. Necati Dedeoğlu’nun konuşmasından geldi. Sayın hocamız, “ Sağlık kamunun işidir, nerden çıkardınız hekim seçme özgürlüğü bir hasta hakkıdır demeyi, insan polisini postacısını kendi mi seçiyor ki hekimini kendi seçsin” deyince ciddi tartışmalara yol açtı. Son olarak ise kapanış konuşmasında Sağlık Bakanının söylediği sözler katılımcılara ciddi heycan kattı. Çalıştay yapılacak işleri altı ay ile üç yıllık vadelere yaymıştı. Bakan “ ben kamuoyuna 2015 yılını hedef gösterdim. O zaman olağan üstü hal ilan ediyorum. Tüm işlerin hızlandırılmasını istiyorum” sözleri alkışlarla karşılandı.
Heycanın bir an evvel sağlık sistemimize yansıması ise herkesin ortak dileğiydi. Göreceğiz.
ANLAYAMADIKLARIM
Çok sayıda sendika ve sivil toplum örgütünün , elektrik zammını protesto etmek amacıyla düzenlediği araçlı eylemin başarılı olup olmadığını anlayamadım. Düzenleyenlerin liderlerine göre “amaç hasıl olmuştur”. Öte yandan medya katılımın çok düşük olduğu konusunda yayın yapıyor. Kime inanalım şimdi biz ? Anlayamıyorum
ÖZÜR
Geçtiğimiz hafta köşemde yayımlanan”UZLAŞ KENDİNLE” isimli şiirin Sayın Ayşe Tural’a ait olduğunu yazmayı unutmuşum. Kendilerinden ve siz okurlarımdan özür dilerim...
VE ŞİİR
Limasollu bir kız sevdim
Deniz kokardı saçları
Ay geceye sürgün
Yanardı.
Limasollu bir kız sevdim
Yalnız y yolculuklar taşıdığı yüzünde
Yasaemin kokardı göğsü
Aşk çoğalır, yıldız ağlardı gözünde
Limasollu bir kız sevdim
Tuz kokardı avuçları
Aşk içe sürgün
Ağlardı.
Limasollu bir kız sevdim
Yalnız yolculuklardı taşıdığı yüzünde
Yasemin kokardı göğsü
Aşk çoğalır, yıldız ağlardı gözünde.
Aktaç Altıok
DİĞER YAZILARI