Guterres Belgesi Dedikleri!

ads ads ads ads
23/09/2017

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


BM’ler Genel Kurulu toplantıları için New York’ta bulunan Anastasiadis Guterres’e de söyledi: “Müzakerelere yeniden hazırım!”  Belli ki Rum tarafı Kıbrıs siyasi sorununda “maestro” rolü oynamak istiyor. Nitekim dün yine yazdımdı. Canları ve keyifleri çektikçe müzakerelere devam ediyorlar, çıkarlarına ters düşen bir “konu” da oldu mu masayı terk ediyorlar!

Yani bugüne kadar hem hiç bir siyasi sorunu çözememiş BM’lerle oynuyorlar  hem Türk tarafıyla! (Tabi BM’lere haksızlık yapmıyoruz. İşte Ortadoğu, işte Budistler tarafından kıyılan Myanmar Müslümanları! BM’ler sadece seyrediyor!)

Öte yandan Anastasiadis’in “TC’nin garantisi söz konusu olamaz” söylemi hiç değişmiyor!  Türk tarafının  Güney’in ve Yunanistan’ın  bu kırmızı çizgisine  karşılık müzakerelere halâ sıcak bakıp bakmadığını tabi bilemiyoruz!

GUTTERRES BELGESİ: Siyasi sorunları çözme kabiliyeti olmayan BM’lerin dolayısıyle sekreteri Guterres’in 6 Temmuz’daki bir yemekte gayri resmi ve tek sayfadan ibaret olduğu söylenirken,  çözümün kilidini açacağı sanılan  “belgesini” ne kadar ciddiye almak gerekir? Ne var ki  Rum tarafı üzerine ağıtlar yakıyor!

Bir süredir medyada çalkalanan bu 6 maddelik Guterres belgesini biz de okuduk. Kısaca:                                                           “Adada Görev ve yetkiler UNFICYP devredilirken, Tüm taraflar  ve garantörlerden oluşan bir “Tavsiye Komitesi” kurulacak! Bu komite seçkin kişilerden oluşturulacak ki çözümü sağlasınlar… AB Güvenlik Konseyi,  garantörlerin “gözlemci” statüsüyle katıldıkları toplantılar gerçekleştirecek, falan…”

Her halde bir yemek masasında  ancak bu kadar kafadan atılır ama Rum tarafı için olayın önemi  “TC’nin garantörlüğünün ilga edilirken askerinin geri çekilmesidir!”

Böylesi bir öneriyi tımarhanedeki deli de  getirse heykelini dikerlerdi yeter ki kapsamında Türkiyesiz bir Kıbrıs çözümü olsun!

Tabi ki bu “belge” dedikleri taslağın Grans Montana’da görüşülmemesini Yunan Dışişleri Bakanı Kocias’ın yanlış politikasına yoran Rum muhalefeti asıl sorumlunun Türkiye olduğunu vurgulamaktan da geri durmuyor!

KISACA:  Güney cephesinde müzakerelere ilişkin gelişmeler   bildiğimiz ve bildiğiniz gibi! Başlaması için Güney’deki seçimlere kadar tırnak kadar umut yok!


       VATANDAŞLIK DAĞITARAK DEVLET OLUNMAZ!

Yazıp yazmamak konusunda tereddütlüydüm. Çünkü 1974’lerden beridir TC’den kaydırılan insanların KKTC’de rehabilite edilirlerken kendilerine başta vatandaşlık  olmak üzere öteki tüm anayasal haklarının “hakçasına tanınmasının” gerekli ve zorunlu olduğunu düşünenlerdenim.                                        

Ki olaya sadece nüfusun “çoğaltılması” yönünden bakmıyorum. Bu insanların ekonomimize katkıları ile “biz kök Kıbrıslılara işçi, bakıcı, temizlikçi, esnaf ve zanaatkâr olarak hatta çok daha ileri aşamada şirketleri ile büyük katkı ve hizmetlerde bulunduklarına inanıyorum, bizzat gözlüyorum…”

Mesela kırsal’da tek Kıbrıs’lı genç kalmaz kentlere göç ederlerken, bu insanlar o terk ettiğimiz boş topraklarımızı ekip biçiyorlar! Gençlerimiz  üniversitelerden mezun olup devlet kapılarında iş beklerken, onlar ekmeklerini taştan çıkartıyorlar..

Ha kafa yapılarımız uymuyormuş! Uydurmasını becerirsek uyarlar ama o zaman da asıl patron  ve ağa onlar olurlar, canımızı sıkarlar!

VATANDAŞLIK: Son zamanlarda hükümet  “seçim popülizmi” olması gereken bir uygulamayla sürekli “vatandaşlıklar” dağıtıyor. Fakat kimlere? Hakkı olanlara değil, onlar hâlâ bekliyorlar!. İşte bir örnek:

Bir süre önce “köşemde”  adını da vererek yazdımdı: 1983 yılından beridir  ailesiyle KKTC’de olan, şimdilerde evli iki çocuk babası, namusu ve alın teriyle çalışan hatta Kemal Deniz Dana ile Hayati Köse’nin sınıf arkadaşları olan Tamer Cökü adlı TC’li bir insanımız  yıllardır vatandaş olmayı bekliyor çünkü bekletiyorlar! Çünkü apolitiktir! Çünkü seçimlerde ortalara atılıp falan partinin borazancılığını yapmıyor! Çünkü hiçbir siyasinin kapısını çalıp “hizmetinizde emrinizdeyim” demiyor! Çünkü kimseye yaltaklanma gereği duymuyor! Buna karşın şerefli bir insan olarak terini emeğine işine aşına  katık yaparak yaşıyor…

Ve bu insanı yurttaş yapmıyorlar ama memlekete iki defa turist olarak gelmiş insanı şip şak yurttaş yapıyorlar!

Bir ülke “hukukun üstünlüğü” ile devlet olur. Eğer bir ülkenin   temelinde ahlâki ve dini akidelerden sürülerek tüm insanlar için eşit şekilde ve yasalar çerçevesinde  oluşturulmuş  hukukun üstünlüğü yoksa, o ülke  henüz “aşirettir devlet olamamıştır! Devlet olmalıyız, devlet!


KISACA TAKILDIĞIM: (BEROVA NE KADAR HAKLIDIR?)

Eğitim Bakanımız Sn. Berova yeni ders yılının başlamasıyla birlikte hemen her yıl benzerleri yaşanan eksiklik ve aksaklıklarla ilgili eleştirilere, “Her yıl geleneksel olarak fotokopi gibi ayni eleştirileri tekrarlıyorlar!” dedi!                                                                            

İyi de  Sn. Bakan okullar açılmadan uyarılara karşın, “bu yıl hiçbir aksaklık olmayacak” diyen siz değil miydiniz? Kaldı ki Sn. Bakan fotokopi makinelerine neyi verirseniz size onun  aynen  kopyasını vermez mi? Ve yıllardır o fotokopi makinesine hep yeni ders yılına eksiklikler, aksamalar, kaosla girildiğinin gerçek ve ispatlı  belgeleri verilmedi mi!

Bir de Sn. Bakan demez misiniz? Bu yıl eğitim alt yapısına 20 milyon TL ayırdık.” Allah artırsın da bakın uzatmada ne dediniz: “TC destekli projeler için kaynakların her kuruşu kullanılıyor. Para kalıyor da iade ediyorlar söylemleri benim bakanlığım için geçerli değil!”

Naptınız Sn. Bakan? Öteki Bakanlıkları  töhmet altına itmediniz mi!  Demek söylenenler doğru! TC’nin kaynak paralarını, projeler üretilmediği için  iade ediyorlar,  bir tek sizin bakanlık gerekli yerlere harcama ve yatırım yaptığından iade edilmiyor!”  Bakanlıklara  yönelik bu eleştirinize teşekkürler!

23/09/2017 10:47
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.