Halkın hükümetten beklentileri ve Meclis Başkanlığı ısrarı

ads ads ads ads
07/02/2018

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Kuzey Kıbrıs’ta geçmişten bugüne kurulan her hükümet büyük vaadler ve güzel sözlerle yola çıktı.

Beklentileri her zaman en üst düzeye yükselterek.

Günlük yaşamı doğrudan etkileyen, yaşam kalitesini aşağıya çeken, insanın hayatını olumsuz etkileyen meseleleri hep bir yana iterek.

Önemsemeyerek…

Ama her seferinde daha büyük laflar söylenip, daha büyük hedefler konularak yola çıkıldı.

Şimdi de öyle oluyor.

Dörtlü koalisyon hükümeti halkın günlük yaşantısını, geleceğe dönük kaygılarını doğrudan etkilemeyecek hedefleri öne çıkararak işe koyuldu.

İnsana dokunacak icraatları ise bir yana bıraktı.

Popülist söylemleri öne çıkardı.

Olabilir, ama önemli olan bundan sonra ne yapacaklarıdır.

Günlük hayatta insanların bire bir yaşadığı kaç tane soruna neşter vurabilecekleridir.

Bundan önceki hükümetler döneminde lafların ve sloganların ötesine geçilemediği ve çözüm bekleyen sorunların üzerine gidilemediği için sorunlar büyüdü.

Toplumun umutlarını yok edecek bir hal aldı.

Örneğin trafik ve yollar ülkenin en büyük kanayan sorunlarından biridir.

Ya da eğitimde adı konulmadan uygulamada  şu anda yaşanan özele yönelme sonucu, eğitimin  daha ana sınıftan başlayarak bir çok aile için paralı hale gelmiş olması.

Elbette bunun nedenleri var ki ortaya böyle bir sonuç çıktı.

O halde, bu meselede neden bu noktaya gelindiğinin üzerine gidilmelidir.

Sorunu ortadan kaldıracak adımlar atılmalıdır.

Sağlıkta, giden hükümet geride kaos ve belirsizlik bırakarak gitti.

Gelen hükümetin şu ana kadar bu konuda ne yapacağı belli değil.

Nasıl bir politika izleneceği, kamuda verilen sağlık hizmetleri iyileştirilirken, kamudaki doktorların sistem içerisinde nasıl tutulabileceğine dair ortada mutlaka net bir politika olmalıdır.

Kablo ile elektrik konusu, bu hükümetin tavır belirleyerek, politika üretip uygulaması gerekecek olan bir diğer önemli konudur.

Türkiye’den gelen suyun yönetimi meselesinde olduğu gibi.

Diğer yandan limanların ya da telekomünikasyon hizmetlerinin özelleştirilmesi konusu da böyle kritik bir konudur.

Kısacası hükümetin program ve hedefleri içerisinde, bu temel meselelerde nasıl bir politika ve eylem planı izleneceği net bir şekilde ortaya konulmalıdır.

Bu konular “Günü geldiğinde bakarız” anlayışı ile ele alınabilecek konular değildir.

Hükümetin güzel sözler sarf ederek bu konularda tavırsız kalma ve politika üretmeme gibi bir lüksü de yoktur.

Ülkede tüketilen sebze , meyve ve diğer gıda ürünlerinin insan sağlığını koruyacak şekilde denetimlerinin sürekli ve etkin olarak yapılması ve halkın bu konuda güveninin kazanılması meselesi de çok önemlidir.

Ve bu hükümetten bu konuda ciddi adımlar atması beklenmektedir.

Kısacası, güzel sözlerle bir yere varmak mümkün değildir ve yapılacak çok iş vardır.

İş yapma ve sorun çözme odaklı bir hükümet anlayışı düne göre bugün ülke için daha çok gereklidir.

Meclis Başkanı’nın kimin olacağı ve bu konuda yan yollara sapma arayışı, bu hükümetin yapacağı ilk icraat olmamalıydı.

Komiteler oluşmadan tüzük değişikliği olmaz. Bunu mecliste olan herkesin bilmesi gerekir. Buna rağmen böyle bir girişimde bulunulmuş olması ve kişiye özel bir değişiklik yapılmaya çalışılması doğrusu şık olmadı. Hele de bunun anayasa ve meclis iç tüzüğüne uymadığını bile bile…

Olay halk arasında bir oldu bitti yaratma girişimi olarak algılandı. Ve bu girişim başarılı olsaydı bugün bu konu başsavcılığın önünde olmazdı diye değerlendirildi.

Özetle doğru bir başlangıç olmadı.

Söylendiği gibi bu hükümetin hedefi Sibel Siber hükümeti gibi bir hükümet modeli olarak yola çıkmaksa, Siber işe kesinlikle buradan başlamaz ve konuşulmasına bile izin vermezdi.

Bu arada Meclis Başkanlığının hükümet kurma pazarlıklarının bir parçası haline getirilmiş olması kuvvetler ayrılığı ilkesini de ayaklar altına alan bir durumu ortaya çıkardı. Yasamayı yürütmenin etki ve kontrolü altına sokmak doğru olmadı.

Hele de bugüne kadar yapılan yanlışları düzeltme iddiası ile yola çıkan bir hükümet için…
Not: Yasama organının başının yürütme tarafından pazarlıklarla belirlenmesi aslında var olan sistemde kuvvetler ayrımının doğru çalışmadığını ve bu sistemin tartışılması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

07/02/2018 10:13
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.