Hangisi kazanmışsa kazansın mesaj aynıdır

ads ads ads ads
27/04/2015

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


Sandıklar kapanmadan Pazar sabahı İstanbul’dan yazılmış bir yazıdır bu.

Seçim sonucunu bilmeden bu yazıyı yazmak istedim. Seçim sonucu ne olursa olsun her iki aday ve siyasetin geleceği için çıkarılması gereken ders ve mesajlar var bu seçim sürecinden.

İlk önce ‘’hayırlısı olsun’’ diyelim. Seçilen kişiye oy vermiş olsak da olmasak da artık hepimizin cumhurbaşkanıdır seçilen kişi.

xxx

Eroğlu bu seçimde Kıbrıs sorunundaki tutumundan dolayı zorlanmadı.

Tam aksine güçlü olduğunu düşündüğü iç siyasette yaktığı canların ve yaptığı oyunların siyasi bedelini ödemekle karşı karşıya kaldı.

40 yıl veresiye olarak kestiği hesapların toplamının ona topluca fatura edilmesini önlemekle mücadele etti.

Kurduğu örgüt ağı ile yıllardır oluşturduğu sonuca yönelik iş bitirici mekanizma bu seçimde demografideki değişime ve beklentiye pek ayak uyduramadı. Etrafındaki insan kalitesinin toplumu okumakta ve çözüm üretmekte yetersiz olması da kendi yönetim zafiyeti olarak önüne çıktı.

Eroğlu’nun içine düştüğü bu durumdan siyaset adına ileriye taşınması gereken dersler vardır.

Siyasette üst mevkilere çıktıkça iç siyasette etkin olmak adına gücünüzü kullanmaktan ve hesap kesmekten giderek uzaklaşmanız gerekli. ‘’Ağalık’’ rolünden yavaş yavaş ‘’ağabeylik’’ rolüne kendinizi konumlandırmanız lazım. Bunu hem realitede hem de algıda başarmak için sabırla uzun bir süre samimi çaba harcamak şarttır.

Siyasette uzun süre kalıcı olsanız da etrafınızdaki insan kalitesini demografideki değişim ile birlikte takip ederek hiç taviz vermeden oluşturmanız lazım. Bunları yapamazsanız hiç ummadığınız ittifakların size karşı kurulmasının yolunu açmış olursunuz. Kişiliğiniz, savunduklarınızın önüne geçer afallayıp bakakalırsınız

Eroğlu seçimin son günlerinde son çare ‘’ben görevimi yapıp uyarıyorum’’ diye Kıbrıs sorununda Akıncı ile kendisi arasındaki görüş farklılıklarına dikkat çekmeye çalıştı.

Görevini yapmayan ve bugüne kadar getirilmiş bu davayı kritik bir dönemeçte iç siyasete gereksizce müdahale etmesinden dolayı riske sokan Eroğlu’nun kendisidir.

Eğer Akıncı ile ilgili endişelerinde haklıysa ‘’ben görevimi yapıp uyarıyorum’’ ifadesi de onu bunun sorumluluğundan ve vebalinden tarih önünde kurtarmış olacak bir açıklama değildir. Bu seçimlerde kendi deyimiyle ‘’milli emaneti’’ iç siyasette yaptığı hatalardan dolayı kolay hedef haline getiren kendisidir. Bunu da görmemekte ısrar edip görevi bir sonraki nesle ‘’ağabeylik’’ yaparak devretmeyerek hata yapan da kendisidir.

Ağabeylik yerine bir dönem daha ‘’ağa’’ olmakta ısrarcı oldu. Hem davayı kolay hedef haline getirdi hem de toplumdaki değişim isteğini okumakta ya yetersiz kaldı ya da inkar sürecinden çıkamayıp aday olarak ikinci bir hata daha yaptı.

xxx

Akıncı ve CTP de ortaya çıkan bu resmi doğru okumladır.

Bu seçimde Akıncı’yı iddialı duruma getiren Kıbrıs sorunundaki duruşu olmadı. Halkın büyük bir bölümünün iç siyasette yeni bir şeyler deneme ya da eskinin en büyük temsilcisi olarak kalan Eroğlu’na artık yeter deme iradesi Akıncı’yı iddialı duruma getirdi. Bu değişim isteği de solu temsil eden adaylara oy verenlerden değil büyük çoğunlukta UBP ve DP tabanından geldi. Siyasette topyekûn değişim isteğinin öncülüğünü Özersay’a oy vererek ya da sandığa gitmeyerek sol değil sağ yaptı.

Günlük siyaset, sistemsizlik ve talan düzeninden bıkkınlık sandıkta milli davaya karşı ciddi bir rakip haline geldi. Oluşan bu fiili durum da Akıncı’dan ziyade Eroğlu’nun eseridir!

‘’İlle de anlaşma’’ diye masaya oturan taraf olmak, Eroğlu’na verilen destekten ziyade toplumun ciddi bir bölümünde Akıncı’ya yegane oy vermeme sebebi olmuştur. Eroğlu’na giden oyların büyük bir bölümü ‘’neden Akıncı değil’’ sorusunun ağır basmasından dolayıdır.

Seçimi eğer Akıncı kazanmışsa kendisine oy vermeyenlerin ortak paydası olan yarattığı bu algısının böyle olmadığını ona oy vermeyen toplumun diğer yarısına hissettirmesi gerekiyor.

Bunu ilk günden yapmaz ve iç siyasette de ne olacağı belirsiz hükümetle beklenen değişimi bu topluma gösteremezse çok kısa bir sürede masada söyledikleri ile yalnızca kendini bağlar duruma gelecektir.

xxx

Görüşme heyetinde olmayacağını söyleyen Özersay halktan aldığı ciddi destekle saha kenarında beklemektedir.

En iyi hakim olduğu anlaşma sürecinde bu toplumun gözlemcisi ve hangisi seçilirse seçilsin hem Eroğlu hem de Akıncı’nın en büyük takipçisi olacaktır. Bu konuda hem Eroğlu hem de Akıncı’ya nazaran çok daha büyük bir tecrübesi ve toplum nezdinde güvenilirliği vardır.

Neticede hangisi kazandıysa kazansın, Eroğlu da Akıncı da yeniyi değil eskiyi temsil etmektedir. Bu toplum eskiyi tasfiye etme isteğinde bu seçimde ancak ikisinden birini kendi oyuyla tasfiye edebilmiştir.

Seçilenin görev süresi 5 yıldır ama seçilene toplum nezdinde tanınacak olan süre çok daha az olacaktır.

Özersay saha kenarında ısınma hareketlerine başlamıştır. Yeni dönemde siyaset sahada topsuz oynanan maç ile saha kenarında ayağında top ile ısınan Özersay arasında geçecektir.

Türkiye ve bu bölgeye ilgisi olan ülkelerin tümü KKTC ya da kurulabilirse yeni Kıbrıs Cumhuriyetinde Kıbrıslı Türkler adına ‘’uzun yol’’ yürüyecek kişiyi bizlerin oyuyla belirlemiştir.

Onun da adı Kudret Özersay’dır.  

27/04/2015 00:04
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Hangisi kazanmışsa kazansın mesaj aynıdır, Cenk Uzunoğlu, Derviş Eroğlu, Mustafa Akıncı, KKTC seçimleri, KKTC Cumhurbaşkanlığı
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.