Hani Bizim Dama Taşlarımız?

ads ads ads ads
23/11/2017

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Gençlik dönemlerimizde satrancın sadece adını işitir ne olduğunu bilmezdik. Buna karşın tavla ile dama çok yaygındı. Tavlayı şöyle böyle, damayı iyi oynardım, çoğu zaman yenilirdim!                                                            

Çünkü “damaya” çıkardığım taşla sağladığım üstünlüğümü,  karşı tarafın taşlarını yutmak için kullanmayı kalleşlik sayardım! Ta ki karşımdaki de damaya çıkana kadar. Fakat gerektiğinde   kullanmadığım “dama” üstünlüğüm  nedeniyle sonunda yenilirdim!

SATRANÇ  Hindistan’dan çıkmış,  savaş oyunlarıyla stratejilerinden esinlenmiş falan… Bu zamansız ve mekânsız anlatımı neden mi yaptım? Rum’la “satranç” değil, “dama” oynadığımız için! Ve Rum’un “kalleş” olduğunu anlatmak için!  Hadi konuya girelim:

1958’den beridir Rum liderliği ile halkının, dolayısıyla Yunanistan’nın ve kilisesinin Türk halkına yönelik “düşmanlığını” tekrarlamayacağım. Sadece “hiçbir devrede eşit koşullarda mücadele etmedik” diyeceğim. Hem de Türkiye’nin garantisine karşın! Çünkü Rum toplumu  her zaman “damaya” ilk önce  çıkan taraf oldu..

Mesela yıktığı Kıbrıs Cumhuriyetine karşın adanın tek tanınmış devleti oluşunun  gücünde sürekli Türk tarafını vurdu!

Mesela damaya çıkar gibi AB ve BM’ler üyesi oluşunun büyük avantajında Türk tarafını ayni zamanda bu güçlere de vurdurttu!

Mesela ada ikiye bölünmesine ve Kuzey’de bir devlet kurulmasına karşın, Rum tarafı Güney’den Kuzey’e tükürmeye bile cesaret edemezken tüm adanın hükümranlığında uluslar arası itibar görürken, Kuzey’i de işgal altındaki korsan devlet esamesine düşürdü!

MÜZAKERELERE bu ve benzeri siyasi yetkilerle  oturdu, istediği gibi manevra yaptı, dama taşlarını istediği gibi aleyhimize oynattı!

Mısır-Yunanistan-GKRY üçgeni ve işbirliği ile güç birliği,  bu siyasi marifetlerinin sonucudur!

GEÇEN gün Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Yunanistan Cumhurbaşkanı Çipras ve Anastasiadis bir araya geldiler hem Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları üzerine ahkâm kesip bir kez daha anlaştılar hem  kendilerinden gelin kendilerinden güvey dünyaya, “Doğu Akdenizde katalizör güç” olduklarıyla “barışın ve istikrarın da temsilcileri olduklarını” ilan ettiler!

O kadar ki mesela Çipras adaya büyük bir gururla geldiğini ve çok büyük bir iş başararak hem Kıbrıs’ın hem de Yunanistan’nın istikrarsız bölgede istikrar sütunu olarak ortaya çıktıklarını söyledi!”

Breh brehh! Kel gelini de kel kaynana över! Ne var ki soralım: Bu gelişmeler olurken, hani bizim dama taşlarımız? Türkiye’nin garantörlüğü bir.. Ya başka!

_______________________________________________________________________________

“Düşünüyorum o halde varım”

Descardes, “kogito ergo sum” dediydi. “Düşünüyorum o halde varım.” Oysa biz biliyoruz ki Türk “önce bilir, sonra düşünür!”

Yeni seçim sistemimiz bu büyük hasletimizin bir sonucudur! Düşünmeden “yeni bir seçim sistemi yaptık” sonra karşısına geçip “nasıl uygulayacağımızı” düşünmeye başladık! Bu düşünce de yetmeyince oturduk şurasını burasını kırpıp yeni bir seçim sistemi daha doğurduk! Dolayısıyle  seçime bu gerçekle gidiyoruz. İkinci gerçek ise şu: “Kaç zamandır siyasi partileri bir “gençleştirme spazmı” sardı!

Haklılar! Çünkü “uzun süredir siyaset sahnesinde yer alan, artık yaşları ortaları devirmiş, ayni zamanda “ikballe kaymağı yalamanın” tadına varmış vekillerimizi, sakız gibi kazısanız da çıkmayacak sandalyelerinden söküp politika dışına itmek kolay olmayacaktı, bu nedenle “gençleştirmeyi”  icat ettiler!

İyi de kimdir ya bu gençler?

İşte “kogito ergo sum” bunun için söylendi! Çünkü bu “genç jenerasyon” hem siyasi sorunu salâha çıkaracak, hem de sosyoekonomik sorunları çözerken, kalkınmaya yönelik  plan ve sistemler oluşturacak. Üstelik bunları da Ankara ve Lefkoşa’daki TC Büyükelçiliği  ile işbirliğinde yapacak!

GEÇMİŞ icraatlarla deneyimler şunu gösterdi ama: Aslında birbirlerinden farkları olmayan fakat Türkiye ile ilişkiler ve siyasi soruna yönelik tutumlar söz konusu olduğunda birbirlerinden ayrılan siyasi partilerimiz; iktidara geldiklerinde ya TC’ye “dayanarak” yahut “karşı tavır” koyarak “farkındalık” yaratmaya çalışırlar!

Oysa dünya alem bilir ki KKTC’nin bugünkü siyasi ve sosyoekonomik konumu alavere dalavereye  gerek duyurtmayacak kadar açık ve net TC’ye bağlıdır! Siyasi partilerimiz ise hükümet olduklarında rüştlerini ispat etmek kaygısından olmalı,  önce bu “kanıyı” kırmak isterler!

Mesela Sol cenah tabanına şov yapmak için sürtüşür Ankara ile! Sağ da   yardımları kaparozlamak için “anavatan” der Türkiye’ye!

Her iki tarafa bunlar da yetmediği yerde  işte o büyük curcuna başlar: “Sol halkların kardeşliğinden girer birleşik Kıbrıs’tan çıkar, Sağ Atatürk’ün yolundan yürür Ankara’dan çıkar!

FAKAT!  “Aman dikkat” diyoruz! Geç bile kalan genç bir kuşak artık “kaderimizin” sahibi olmak için halktan “seçilme” talep etmektedir.. Bu gençler bizim çocuklarımız, bir gün iktidara da geleceklerdi. Yavaştan gelmek için sandıkları zorlayacaklar da ortada bir ciddi  sorun da vardır:                                                         

Hatırı sayılır oranda Sol cenahta yer alan bu gençler    “Türkiyesiz bir adada, Türk-Rum kardeşlik ve beraberliğinde federal Kıbrıs oluşumundan” yana!.  Gelecek açısından düşündürücü olmalı diyoruz!

_______________________________________________________________________________

      KISACA TAKILDIĞIM: (KİMSENİN BUNA HAKKI YOKTUR!)

Halil hoca  çok kuşkulu. Eğer diyor haberler doğruysa ve de gerçekten partizanca tutumlarda KKTC’den “kanunsuz işler yaptıkları, türlü çeşitli pisliklere karıştıkları için sınır dışı edilen bazı TC kökenliler affedilip yine ellerini kollarını sallaya sallaya KKTC’e geri dönüyorlar ve kaldıkları yerden “pisliklerine devam ediyorlarsa;” buna izin veren yetkili ve sorumlular da en az bu “suçlular” kadar şaibeli  ve yargılanacak kadar suçludurlar!

Kıbrıs Türk halkını “makamının tahtında oturan padişah” olsa, kimsenin korkutmaya, huzursuz etmeye, can mal güvenliğini tehdit edecek  kriminal ve illegal ortamlar yaratacak anarşist insanlarla birlikte yan yana iç içe  yaşatmaya  hakkı yoktur!

23/11/2017 17:01
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.