Havada Bayılgan Bir Hal Vardı…

ads ads ads ads
16/06/2017

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


Bir dostumuz, dün, bütün dikkatini Ankara’dan İstanbul’a başlatılmış yürüyüşe toplamıştı.

O sıralarda ana muhalefet lideri elinde bir yafta olduğu halde yol tutmuşu.

Yaftada tek kelime “Adalet” yazıyordu.

Bana,

-Bak, dedi, ne hale soktular koca memleketi…

Lefkoşa’nın on bir burcunun bir tanesinin üzerinde duruyorduk ki ben de bizim memleketin manzarasına bakıyordum.

Ne haldeydi çoktandır.

Bir tarafı kış bir tarafı yaz olabilir miydi?

Güneş aynı güneş değil miydi?

Rüzgar tel örgüleri her iki tarafı delip geçiyordu, her iki taraftaki insanlar aynı rüzgarla serinliyordu.

Tabyanın ucunda bir kertenkele yüzünü güneşe vermiş başını bir o tarafa bir bu tarafa döndürüp bir yerlere kilitleniyordu ki tel örgülerin altına sokulmuş sınırda öylece düşünür gibi durmaktaydı fakat şaşkın…

Ağaçların arasına yerleştirilmiş bir hoparlör inceden,

“Sevemez kimse seni/Benim sevdiğim kadar adlı şarkıyı çalıyordu.

Gerçekten sevdalanınca durum bu şarkıdaki gibidir…

 Ankara-İstanbul yolu uzundur.

Yürüyüşün 20-25 gün süreceği söyleniyor…

Tabyadaki ağaçların çoğunluğu servi ağaçlarından ibaretti ve oldukça sık.

Lefkoşa adının bazı tarihçilere göre “Kavak koruluğu” anlamında olduğu, bunun Yunancada “Levkae” (Levke) sözcüğünden geldiği ve kentin önce “Levkusa” sonra da “Levkosia” olarak söylendiği belirtilir.

Ama bizim bulunduğumuz tabyada bir tek kavak ağacı yoktu…

Ankara-İstanbul yürüyüşü başladığında yapılan konuşmalarda “Dünya bunu duysun” deniliyordu.

O sıralar Lefkoşa oldukça sakindi ve gündeminde bambaşka tartışmalar vardı.

Ben de bir yol tuttum yürüyordum fakat amaçsız!

O gündemle de ilgilenmiyordum doğrusu.

Zaten aklımda etimolojik bir sözlükten aşırttığım “bilengeç” ve “bayılgan” sözcükleri vardı.

Bu iki sözcük Kıbrıs Türkçesi’ne aitti; Kıbrıslı Türkler tarafından üretilmişti.

Bilengeç, bir kesiciyi bilemeye yarayan bir alet,

Kaynağı Tuncer Bağışkan’a ait olan Bayılgan sözcüğü ise, baygınlık ya da “bayılmış” bir hal anlamında kullanılıyordu…

Güneş iyice yakmaya başlamıştı ki bizim kertenkele sarı taşın üstünde bayılgan bir haldeydi…

Saatler ilerlemiş Arabahmet bölgesinde yıkılmaya yüz tutmuş bir ev kendi yalnızlığındaydı her penceresi paramparça…

Acaba yürüyüşte neler olmuştu ya da neler olacaktı bir taraftan merak ediyordu insan…

Kertenkelenin iki tarafa şaşkın bakışları devam ederken,

Şarkı çoktan bitmiş ben de oradan çoktan uzaklaşmıştım.

Ankara-İstanbul yürüyüşü de merak konusuydu,

Orada “adalet” aranıyordu,

Burada ne arandığı belli değildi doğrusu.

Zaten birinin herhangi bir şey aradığı da yoktu.

Üstelik havada bayılgan bir hal vardı…

16/06/2017 09:39
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ahmet okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.