Her Şey Değişirken

ads ads ads ads
05/08/2017

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


Mutfak duvarı toprak rengi karıştırılmış küçük fayanslarla beline kadar döşenmiş.

Elektrik prizleri fayans üzerine düzgün bir şekilde yerleştirilmiş, kimisi fırın, kimisi davlumbaz, kimisi fırın için.

Fayans döşenmiş yer, mutfağı “L” şeklinde kavrıyor, yarı belinden yukarıya doğru çevresine mutfak dolapları yerleştirilmiş.

Dolapların arasında iki sıra açık raf bulunuyor. Ama bunlar tabak falan yerleştirmek için değil öteberi koymak için. Vazo, tuzluk, biberlik, fincan seti gibi eşyalar, peçete yerleri falan…

Eskiden böyle değildi, mutfak dolabı yoktu raflar vardı ve bunlar açıktı.

Tabak çömlek bu açık raflara dizilirdi hatta bazı tencereler.

Elektrik kabloları ise duvarın içinden değil dışından döşenirdi…

Kare şeklinde yapılan bankonun altında bol miktarda dolap ve çekmece var.

Gaz ocağı bunun üstünde, fırın ve kap yıkama makinesi de özenle yerleştirilmiş…

Eski mutfaklarda modern gazocakları yoktu ne de kap yıkama makinesi.

Üç gözlü gazocakları vardı o da mutfağın banko sayılabilecek tahta bir masanın üstüne konurdu…

Buzluk da bu dolapların içine yerleştirilmiş.

Eskiden böyle değildi.

Buzluklar zaten şaşaalı da değildi bir köşesinde dururdu mutfakların.

O eski buzluklar sürekli buz tutar, bu yüzden buzdolapları gerekli zamanlarda söndürülür ve buzları eritilirdi.

Şimdi mutfakların vazgeçilmezi olan tost makinesi de zaten yoktu, ama gabiralıklar vardı ki bunlarla özellikle sabahları ekmek kızartılır ve gabirasız kahvaltı düşünülemezdi…

Tekne bankonun üzerinde gazocağına yakın, sıcak soğuk su akıyor.

Eskiden böyle değildi, tahmin edildiği gibi mevsim kışsa hep soğuk, yaz ise hep sıcak akardı sular.

Taş tekneler vardı, çeşme o teknenin üzerindeydi.

Su sıkıntısı çekenler tenekeden yapılma bir de yedek çeşme bulundururlardı bu bölümde…

Bulunduğum modern mutfakta yerler taş döşeme.

Galiba mutfak fayanslarına uysun diye bunlara da toprak rengi karıştırılmış gayet güzel görünüyor.

Ortadaki yemek masasının eski masalarla hiçbir benzerliği yok.

Üstü kalın cam, sandalyeler bej renginde kalın muşamba ile kaplı.

Eskiden böyle değildi.

Masalar ahşaptı, kimileri yemek sırasında üstüne muşamba sererlerdi, kimi evlerde yerler çimento ile kaplanırdı.

Sandalyeler hasırdan.

Eskiden mutfaklarda tel dolapları bulunurdu.

Bu tel dolaplarının altı çift kanatlı dolaptan, üstü de birkaç raftan ibaretti.

Tel dolaplarda cam kavanozlarda şeker, tuz gibi malzemeler yanında reçel, biber, gibi şeyler bulunurdu…

Davlumbaz gazocağının üzerinde durmakta ki bu çalıştırıldığında yemek kokularını dışarıya atmaya yarar.

Eskiden bunlar yoktu ama biraz zaman ilerleyince duvarın dışarıya bakan ve tavana yakın bir köşesine elektrikle çalışan bir pervane konurdu. O pervane çalıştıkça içerdeki havayı dışarıya verirdi, böylece yemek kokularının dışarıya çıkması sağlanırdı ki aynı görevi yapardı şimdikilerle.

Çok eskiye de gitmeye gerek yok, sosyal konut evlerindeki mutfaklar böyledir.

Eski ile yeni arasında bir benzerlik aranacaksa tek budur…

Diyeceğim,

Zaman ne kadar hızlı akıp gidiyor, oturduğunuz yer, yaktığınız ocak, kullandığınız çeşme falan hepten değişiyor.

Birçok şey değişse de, ocakta yine mulihiya kaynıyorsa bazı şeylerin değişmesi de zor demektir.

Kültürel alışkanlıklar zor değişir, top yekun imha edilmedikçe…

05/08/2017 11:22
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Ahmet Okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.