Her şey değişiyor, tek değişmeyen kurum maalesef Avrupa Parlamentosu

ads ads ads ads
08/12/2015

ads

Ozan Ceyhun Ozan Ceyhun


Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım her zaman az olur. Aslında seçmen bu konuda haklı. Dünyanın tüm değişimlerine ya hiç ayak uyduramayan ya da çok geç uyum sağlayan kurumlarından biridir AP. AP milletvekilleri çoğu kez kendi ulusal parlamentolarında oturan vatandaşları milletvekillerini bile şaşırtan hararetli tartışmalar sonucunda öyle kararlar alırlar ki AB kamuoyu bu durum karşısında sadece başını sallar. AP’nin değişimde en çok zorlandığı konulardan biri de Türkiye konusudur.

Genelde Türkiye’ye karşı ön yargılı olan AP milletvekillerinin Türkiye’yi eleştirirken çoğu kez eleştirdikleri durumun çoktan değişmiş olduğundan bile haberleri olmaksızın konuştuklarına çok tanık oldum. Öyleki sırf Türkiye’ye karşı olmak için “karşı olanlar” var ve karşı oldukları ülkenin değil insanlığın düşmanı bir terör örgütü PKK’ya bile bu nedenle el uzatanlar maalesef mevcut.

PKK terör örgütüne akıl veren, onlara Türkiye’ye karşı “başka neler yapabilecekleri” konusunda yol gösteren, hatta Brüksel’de PKK terör örgütü temsilcileri ile buluşan ve de “hızını alamayıp” terör örgütünün Irak topraklarındaki sindiği “deliklere” kadar girip “gönüllü danışmanlık” yapan AP milletvekillerinin olduğunu aynı parlamentonun koridorlarında başka milletvekilleri anlatırken dinlemekteyiz. Bu bilgiler ve anlatılanlar doğru mudur ya da yanlış mıdır elbette bilmiyorum. Ancak biz Türklerin güzel bir atasözümüz var: “ateş olmayan yerden duman” çıkmaz diye.

Sadece bu kadar olsa iyi.

“Kobane’nin yeniden yapılanması” ya da “söz konusu bölgede mayınların temizlenmesi” gibi çok “human” ve “iyi niyetli” olması gereken yardımlara yönelik olarak da PKK terör örgütünün ve Suriye’eki uzantısı PYD’nin büyük ilgisi olduğu ve hatta “gönüllü danışmanların” bu konuda bu söz konusu terör örgütlerini yönlendirmeye çalıştıkları Brüksel koridorlarında anlatılan “dedikodular” arasında. İnşallah sadece dedikodur diye temenni ediyoruz.

Ancak gördüğünüz gibi aslında terör konusunda ve bütçe harcamaları ile yardımlar söz konusu olduğunda demokratik bir kontrol organı yükümlülüğüne sahip olması gereken AP’de bu sorumluluk her milletvekili için geçerli değil anlaşıldığı kadarıyla. Bu tarz iddialar ya da “dedikodular” durup, dururken çıkmıyor sanırım.

İşte Almanya’da durum ortada. Alman Anayasayı Koruma Örgütü Başkanı Hans-Georg Maaßen, Irak ve Suriye’de sözde “DAEŞ’e karşı savaşmaya gidenlerin sayısının yüzü geçtiğini” açıkladı. Alman “Focus dergisine” konuşan Maaßen, “gönüllü” olarak savaşmaya gidenlerin çoğunluğunun PKK terör örgütü tarafından ikna edilerek bölgeye götürüldüğünü dile getirdi. Maaßen, 20 dolayında kişinin de PKK’ya yakın örgütler tarafından DAEŞ’e karşı savaşmak için ikna edildiklerinin tespit edildiğini söyledi. Maaßen’in verdiği bilgilere göre, DEAŞ’e karşı savaşmak isteyenler “lions of rojava- Rojova’nın aslanları” adlı internet platformu üzerinden örgütleniyormış ve kendi istekleriyle terörö örgütü PYD ile irtibata geçiyorlarmış. Alman Anayasayı Koruma Örgütü Başkanı Hans-Georg Maaßen, bölgedeki aktüel durum nedeniyle PKK’nın Almanya ve Avrupa ülkelerinden DAEŞ’e karşı savaşacak daha fazla “yabancı savaşçı” bulmasının beklendiğini de vurguladı. Ayrıca “Focus’un” verdiği bilgilere göre, DAEŞ’e karşı savaşmak üzere Almanya’dan terör örgütü PKK saflarına katılan Duisburg’lu 19 yaşındaki İvana Hoffmann ve Karlsruhe’li 21 yaşındaki Kevin Jochim yaşamlarını yitirmişler.

Paris’teki kanlı terör eylemleri sonrası bu haberler çok anlamlı. Fransa için DAEŞ terör örgütü mensubu Fransızlar ne kadar tehlikeli ise yarın Almanya için de PKK terör örgütü mensubu Almanlar o derece tehlike ihtiva etmekteler.

Tüm bu gerçeklere rağmen hala AP koridorlarında sırf Türkiye’ye karşı olmak amacıyla PKK terör örgütüne destek amaçlı faaliyetlerde bulunmak ve hatta 2016 yılının Ocak ayında PKK terör örgürünün platform olarak kullanmaya hazırlandığı toplantılar örgütlemek hiç sorumlu davranışlar olmasa gerek.

En son Türkiye’nin Suriye’deki işgalci Rusya ile yaşadığı krizin ardından da AP koridorlarında malum vekillerin daha dün Ukrayna’yı işgal ettiği için aleyhine propaganda yaptıkları Rusya’yı destekler çabalar içinde olmaları çok acı. Hatta Rusya propaganda makinesinin “Türkiye, DAEŞ’ten petrol satın alıyor” yalanlarına dört elle sarılmaları çok da çirkin. Daha düne kadar hakkında demediklerini bıraktıkları ve Ukrayna nedeniyle “yalanlar yaymakla” suçladıkları Rusya’nın yalanlarını AP koridorlarında yaymaları “Türkiye’ye karşı olalım da nasıl olursa olsun” mantığından kaynaklanmakta.

Oysa sadece Brüksel’de değil tüm AB genelinde Türkiye ile ilgili çok şey değişmekte.

Terörizme karşı mücadele ve mülteci sorununun daha da içinden çıkılmaz bir krize dönüşmesine karşı işbirliği konularında AB’nin tek bir partneri var: o da Türkiye.

AP milletvekilleri yine geç kaldılar. Brüksel’de ve AB başkentlerinde bir ara “moda” olan “Türkiye karşıtlığı” artık yerini “Türkiye ile iyi ilişkilere” ya da “Türkiye dostluğuna” bırakmakta.

AP milletvekilierinin bazıları ise hala “PKK terör örgütü ile iyi ilişki ve dostluklar” modunda kalmış durumdalar. Bazıları da “Türkiye’ye karşı” ise “Putin çok şirin bir adam” açıklamaları ile kendilerini avutmaktalar.

AB kamuoyu yani seçmenler ülke yöneticilerinden mülteci sorununu çözmelerini ve terörizmle mücadele etmelerini bekliyor. Bu konuda Türkiye ile işbirliği sokaktaki vatandaşın desteğine sahip.

Bakalım bazı AP milletvekilleri bunun ne zaman farkına varacaklar. İnşallah ilk olarak 2019 yılının Temmuz ayında parlamento dışında kaldıklarında fark etmezler. 

08/12/2015 08:53
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ozan ceyhun
MANŞETLER

HK Ozan Ceyhun

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.