Herkes Vardır Niyet Yoktur

ads ads ads ads
30/06/2017

ads
Herkes Vardır Niyet Yoktur - Başaran Düzgün Yazdı

Başaran Düzgün Başaran Düzgün


Crans Montana’nın serin havasında bitevi toplantılar yapan ama  henüz amansız pazarlıklara tutuşamayan liderlerden neşeli haberler geliyor.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias “Atina 43 derece de yanıyor, burası iyi” dediğinde Türkiye Dışişleri Bakanı lafı yapıştırmış: “Öyleyse hep burada kalalım Nikos, serin serin oturalım bu sorunu çözelim…”

Malum, Kocias Cenevre zirvesinde mavradan kriz çıkarıp kaçmıştı ya.

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis ne yapıp etmiş, zirvenin programını kendi öyle uykusuna göre ayarlamış.

Öğle yemeği arası Anastasiadis’in uyuması için de uzun tutuluyormuş.

Yıl, 1991’di sanırım.

Dönemim DİSİ Başkanı, şimdi hayatta olmayan Glafkos Klerides başkanlığında bir heyet ilk kez Kuzey’e geçmişlerdi.

Rahmetli Özker Özgür CTP’nin başkanıydı.

Lambousa Otel’de (Türk toprağı olduğu için) uzun uzun görüşmüşlerdi. Sonrasında da Altınkaya restorantta yemeğe geçilmişti.

Bıyıkları yeni terleyen bir gazeteci olarak izliyordum bu ziyareti.

Yemeğin orta yerinde, Rum ekipten birisinin yemek masasından ayrılarak, girişteki koltuğun üstünde uyumaya başladığını gördüğümüzde hayretten hayrete düşecektik.

 Klerides kahkahalarla izah edecekti durumu: “Bu Nikos (Anastasiadis) hep böyledir, dünya yansa öğle uykusundan vazgeçmez…”

Anlayacağınız Anastasiadis’in bu huyu yeni değildir.

Aslında Klerides de öğle uykusunu severdi. Fakat yıllar sonra ilk kez gördüğü Girne için (ki kendisi Girneliydi) öğle uykusundan feragat etmişti.

Daha önce de yazdım, tekrar edeyim;  Klerides’le Girne limanında bir pubda oturmuş (kim daha fazla içer) yarışması yapmıştık.

Kleridis’in  bir oturuşta 20 küsur bardak viski içtiğini öğrenir öğrenmez derhal vazgeçmiştim yarıştan.

Kleridis  o gün bana şöyle diyecekti:

“Sırf bu Girne limanı için sizinle savaşmayı göze alabilirim…”

O denli seviyordu Girne limanını.

                                                                                              ***

Kıbrıs sorununun bir savaşla çözülmeyeceğini anlayan ender Rum liderlerdendi Kleridis.

Ne kadar silahlanırlarsa silahlansınlar Türkiye ile baş edemeyeceklerini çok iyi görüyordu.

Başkanlığa seçildikten sonra bir ara S-300 krizi çıkarmıştı ama taktik icabıydı.

Klerides’in şöyle bir görüşü vardı: “Adada tek bir adet Türk askeri bile kalsa Türkiye için sorun değil. Yarım saatte on binlerce askerle geri gelebilir…”

Anlayacağınız o zamanlar garantiler ve Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkı tartışma konusu değildi.

Rumların hassas olduğu nokta askerin azaltılmasıydı.

Önce Klerides’in sonra da Anastasiadis’in başkanı odukları DİSİ’nin içinde garantilerle ilgili enteresan fikirleri olan bir ekip vardır.

Geçenlerde Mete Hatay da yazdı.

Bu ekibin görüşlerine göre garantiler şöyle olmalıdır: Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan sonra Avrupa Birliği federal devletin garantörü olsun. Yunanistan Rum parça devletinin, Türkiye de Türk parça devletinin.

Bu formül herkesi tatmin edebilir.

Türkiye’nin garantörlüğünü isteyen Kıbrıslı Türkler için uygundur.

Yunanistan’ı isteyen Kıbrıslı Rumlar için de.

Rumlarda ayrıca Avrupa Birliği hassasiyeti vardır.

O da federal devletin garantörü olsun.

                                                                                              ***

Türkiye’nin Crans Montana’da yaptığı garanti açılımı bence yerindedir.

Yeni bir şey değildir ama pazarlığın başlaması için ciddi bir adımdır.

Yunanistan ve Rum tarafı “sıfır asker ve sıfır garantör” gibi beyhude uğraşlarından vazgeçerse iyi bir ilerleme olabilir.

Sonuçta herkesi tatmin edecek formüller vardır veya üretilebilir.

Yeter ki niyet olsun.

Crans Montana tepelerinde herkes vardır ama bir tek niyet yoktur galiba…

30/06/2017 09:21
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: başaran düzgün
MANŞETLER

HK Başaran Düzgün

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.