Hiçbir kaybın eşi oldunuz mu? Oğlu, kızı, anası? Sadece empati

ads ads ads ads
25/08/2016

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Taşkent’te daha geçtiğimiz hafta yaşananlar gözümün önünden gitmiyor.

Düşünsenize…

45 yıl bir mezar taşına hasret yaşıyor insanlar…

Kayıplar konusu…

Ciddi bir acıdır bu adada…

İnsanları öldürdüler…

Bir kuyunun içine attılar…

Biz çukur kazdılar, diri diri gömdüler.

Alaniçi’nde büyüdüm.

Murata’daki katliam çukurunun oralarda çok koyun bekledim.

O bölgede yaşadığım korkuyu hiç unutamam.

O çukurda, üzerine toprak atılan çocukların ellerinde oyuncakları ile öldüğünü bilirim.

Çünkü 1980’li yıllarda gözümle o çukurda, acılı babaların bir hatıra aradığına şahit oldum.

Bu benim bildiğim, yaşadığım.

Bir de acıyı yaşayanlar var.

Her gün ölen insanlar…

Bu konu o kadar hassas ki…

Taşkent’te yaşananın bir benzeri, bugün Mağusa’da yaşanacak.

Beş kayıp, defnedilecek…

Tabutunun üzerinde aileler ağlayacak…

“Bir mezar taşım oldu, ölsem de gözlerim açık gitmez” diyen analar, eşler, çocuklar gözyaşı dökecek…

Konu o kadar hassas ki…

Üzerinden politika yapmak en hafif tabirle gerçekten ayıp, günah…

Sadece Türkler değil… Rumlar da var…

Konuya nerden girdim biliyor musunuz?

Bugün, Rum tarafından bir gazeteci dostum, Taşkent’te ikinci grup kayıpların defnedilmesi anında çekilen fotoğraflardan istedi.

Bir kez daha baktım fotoğraflara…

Taşkent-Tatlısu-Terazi ya da…

Tochni- Mari- Zygi…

Katliamın üzerinden 42 yıl geçti.

42 yıl göz yaşı dinmeyen kadınlara şahit olduk.

Bir kez daha 1963-64 ve 1974 yıllarında kaybolan sivil Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların hakları ve ailelerinin yaşadıkları dramları düşündüm.

Sadece Kıbrıslı Türklerin değil…

Rum tarafında da bir mezar taşına hasret, analar- eşler- çocuklar olduğunu biliyorum.

O kadar masum gömüldü ki gizli gizli…

Rakamlar sır değil.

Defa defa kamuoyuyla da paylaşıldı.

Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından aranan 2001 Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıp var.

493 tanesi masum Kıbrıslı Türk sivil.

Bin 508 Kıbrıslı Rum kaybın yüzde 55’i asker…

Geriye kalanı ise Rum masum siviller.

Kıbrıs adasında bu dramlara bakıldığında sivil halklara yapılan katliamlarda en büyük toplu katliam yazımın başında bahsettiğim Muratağa Sanddallar Atlılar ve geçen hafta acıların tazelendiği Taşkent- Tatlısu- Terazi kayıpları…

82 Kıbrıslı masum Türk Taşkent- Tatlısu ve Terazi’de…

Ve dramatik bir şekilde…

126 kadın ve çocuk Muratağa Sandallar ve Atlılar’da

Katledildi.

Yine biliyoruz ki, 1963 yılında Kıbrıslı Türklerin Ayvasıl (AyiosVasilios) şehitleri, Kıbrıslı Rumların ise 89 kişi ile Paşaköy, 29 kişi ile Görneç (Kornokipos) 17 kişi ile Turunçlu (Strongylos), 15 kişi ile Balıkesir (Palekytro)’deki gömü yerleri…

Ya Kıbrıslı Türk kayıpların hakları?

Bunların tümü, aslında ortak acılarımız…

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları ile son 10 yıl içerisinde her iki toplumda bu gerçekleri ve karşılıklı yapılan katliamları öğrenmiş olduk.

Çoğunluğu Gazeteci Sevgül Uludağ’dan olmak üzdere, kayıp yakınlarının, itirafçıların hikayelerini dinledik.

Biliyoruz ki uluslararası hukukta kayıpların haklarında zaman aşımını yoktur.

Yine her kaybın ailesinin kaybının başına gelenleri bilme hakkı var.

Kayıp Şahıslar Komitesi defa defa açıkladı.

Gömü yerinin aranması ve mümkünse kimliklendirilerek bulunması ve bu mağduriyetten doğan hakların karşılanması, temel insan hakkıdır. Zaman aşımı da yoktur.

Kıbrıs Türk kayıp ailelerine KKTC devleti sahip çıktı.

Yeterli görünmese de…

Arsa, iş, maaş olanağı tanıdı.

Kimliklendirme, mezar yeri gibi işlemler, geç de olsa…

Kimi aileler için 43, kimi aileler için 32 sene sonra yapılmaya başlandı…

Bu ailelere adalet geldi mi?

Hani, acı hiç dinmez de…

Uluslar arası hukuğun kayıp yakınlarına uygun gördüğü bir muamele var…

Hadi bu soruya cevap verelim?

Kıbrıslı Rum kayıplar AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi)’ne yaptıkları başvuru ile 2001 yılında Kıbrıslı Rum kayıpların haklarını ve varlıklarını kayıt altına aldılar.

Türkiye Cumhuriyeti’nden de bu kayıplar için 20 bin Euro insan başı tazminat hakkı kazandılar…

Peki Kıbrıslı Türk kayıplarının hakları ne oldu?

Kıbrıslı Türklerin defalarca yaptıkları başvuruların hepsi AİHM tarafından reddedildi.

Kıbrıslı Rumların yasal hakları adadaki Kıbrıslı Türklerin haklarına tercih edildi.

Bu adada ortak acıdır kayıplar.

Rum kayıp da Türk kayıp da uluslar arası hukuk karşısında eşit olmalı…

Ama olmadı…

Adalet nerde?

Rum eski Dışişleri Bakanı Erato Markulli bir beyanatla “özür diledi…”



Yeter mi?

Yetmez tabii ki…

Kıbrıslı Türk kayıp yakınları bir özürden fazlasını hak ediyor.

Elbette bu özre teşekkür ederiz…

Sadece Markulli’nin özrü de yetmez ama…

Güney Kıbrıs, tanınan ve üyesi olduğu insan haklarının ve hukukun üstünlüğü savunulan AB üyesi olarak sorumluluklarından kaçmamalı.

Kayıplar Komitesi her iki tarafın kayıplarını bulmak için iki toplumlu eşit çalışsa da maalesef kayıpların hakları eşit olarak teslim edilmiyor.

Rum hükümeti, bunu kabul ederek kendi yasal sorumluluklarından, tazminat vermekten kaçınıyor.

Kişi başı 20 bin Euro hiçbir acıyı dindirmez.

Kıbrıslı Türk kayıp aileleri ve Kıbrıslı Türkler adalet ve hukuk aramaktan vazgeçmemeli…

Türkiye hangi duruma düşmüşse…

Kıbrıs Cumhuriyeti de aynı durumdadır.

Rum kayıp neyse…

Türk kayıp da odur.

Çünkü Rum öldüğü gibi Türk de ölmüştür…

Ve evet…

Uluslar arası hukuk, Rum kayba nasıl davranıyorsa…

Türk kayba da öyle davranmalıdır.

Zira…

Ağlayan anne Rum ya da Türk….

Dul kalan eş Rum ya da Türk…

Öksüz büyüyen çocuk Rum ya da Türk…

Ne fark eder…

Hepsi ortak acımız.

Beklentim odur ki, sadece özür yetmez.

Markulli, “kayıpların eşit muamele görmesi” için de mücadele etmeli.

Yoksa 20 bin Euro yerin dibine batsın. Hangi acıyı dindirir.

Acılarımızı ortak paylaşmadığımız sürece…

Bu tür özürler de popülizmden öteye gitmez… 

25/08/2016 12:43
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: hüseyin ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.