6'ıncı DAÜ Kariyer haftası nedeniyle, önceki gün DAÜ İletişim Fakültesi’ne misafir olduk…

Benden istenen, “Kıbrıs’ta Gazetecilik” konusunda bir sunum yapmamdı.

Çok düşündüm…

Birçok şey anlatabilirdim…

Ama bir tehlike var ki…

Kıbrıs Türk basının geleceğini ciddi şekilde etkileyecek.

O da medyaya giren kara para…

Medyayı ele geçirmeye çalışan kara para…

Geçiriyor da…

İşe, “Neden Havadis?” sorusunu sorarak başladım…

Neden Havadis?

Bu soruya doğru yanıt verirsem, Kıbrıs’ta gazetecilik yapma koşullarını da daha iyi anlarsınız.

Bir patronun, bitip tükenmek bilmeyen hedefleri ve “etkili” saydığı gazetecileri hükümetin üzerine sürmesi, sürebileceğini zannetmesi Havadis’in kıvılcımı oldu.

Reddettik.

İştakipçiliği yapmayı reddettik…

“Gazetecilerin Gazetesi” dememiz de bu yüzdendir.

Ya iş takipçiliği yapacaktık…

Ya da Gazetecilik.

Kıbrıs’ta gazetecilik zor:

Küçük bir toplum, herkesin bilgiye ulaşması kolay. Bir de herkesi tanıyorsunuz…

En zor yanlarından biri bu…

Cinayet işleyen bir yakınınızdır…

Trafikte ölen bir yakınınızdır. Yolsuzluk yapanla belki iki gün önce bir meyhane masasındaydınız…

Ve siz tamının haberini yapmak zorundasınız.

Zor çünkü kara para da işin içinde

Son dönemlerde, Kıbrıs Türk Medyası, kumar sektörünün “koruması” olarak görülüyor.

Aynı zamanda kara paranın da…

Anlı- şanlı gazetecileri, aslında bir kumar baronunun sözcüsü… Cebinde sarı basın kartı taşıyan bir çok isim, bilerek ya da bilmeyerek bir iş adamının ihale takipçisi. Kısa yoldan, iyi para kazanmanın en kolay yolu bu.

Bir gazeteci asgari ücret alır… 2 bin 100 TL… En fazla da 4 bin TL… Daha fazlasını alabilmeniz için bir patrona ihtiyacınız vardır.

Cazibe merkezi

KKTC bir cazibe merkezi. Uluslar arası hukukun dışında. Haliyle cebinde kara para olanın ,bunu aklamak isteyenin, ya da daha fazla para kazanmak isteyenin rahatlıkla kalabileceği bir yer. Hırsızlıktan İngiltere’den kaçanı, cinayetten Rum tarafından kaçanı, uyuşturucudan İtalya’dan açanı, vergiden Türkiye’den kaçanı da saklar.

Bunun tamamı aslında, “huzursuzluk” demek. Maalesef, bunların tümünü düzenleyecek bir uluslar arası hukuk burada yok.

Medya korur…

Maalesef, böyle bir anlayış gelişti.

Elinde parası olan, “medya korur” düşüncesinde.

Dünyanın hiçbir yerinde hakimler için, yargıçlar için, siyaset için bu kadar yerden yere vuran, mafya, kaçakçı, yolsuz- arsız için bu kadar övgü düzen bir basın camiası göremezsiniz.

Kolombiya’da 1990’lı yıllarda uyuşturucu kartelleri medyayı ne hale sokmuştu?

Kara para bir çok alanda medya desteği ile aklanmıştı…

Elinde parası olan…

• Medya üzerinden imaj yaparım,
• Siyasete baskı kurarım,
• Yargıyı etkilerim,
• Polisi korkuturum…
• Piyasada isim yaparım…

Eline para alan, medya aracılığı ile bunu sağlayabileceğini düşünüyor. Bu ülkede, gece yatıp, sabah gazete sahibi olarak kalkabilirsiniz. Medya Sahipliği için bir kriter yoktur. Temiz kağıdı bile almanıza gerek yok polisten.

Düşünün, temiz kağıdınız yoksa, kamuda işçi olamazsınız… Belediyede süpürgeci olamazsınız ama… Elinde parası olan bir sabıkalı iseniz… Gazete sahibi olup, her noktayı etkileyebilirsiniz…

Sınırsız özgürlük

Gazeteci için, sınırsız bir özgürlük vardır. Yukarıda saydım. Bir gazetede köşeniz ya da haber yapmak için bir masanız varsa, herkese korku salabilirsiniz. Sınırsız özgürlük olan bir alan.

“İfade Özgürlüğü” denen kavram, KKTC yasalarına göre sınırsız. Bunu reddetmiyorum ve doğru buluyorum.

Kıbrıslı “o da öyle düşünür, napacan” der geçer. Ancak, doğru yasalar, doğru ellerde anlam kazanır. Bizde, bu “özgürlük” artık işin içine patron çıkarları ve kara paranın cazibesi de girdiği için başkalarının özgürlüğünü ve insan hakkını ihlal edecek şekilde kullanılıyor.

Adalet ve hukuk

Sığınacak tek liman, burası. Adalet… Hukuk. Bu ülkede halen güvenebileceğimiz bir yargı ve hukuk sistemi var. Paranız yeter, hukuk mücadelesi vermeye karar verirseniz, tamamdır. Bu ülkede hak aramak da pahalı… Ama şükür ki halen en iyi noktadayız. Medyadan, yargıdan etkilenmeyen bir hukuk sistemimiz var.

Özellikle…

Daha fazla, medyayı etkileyen patronlar üzerinde durdum. Bir çok farklı alandan da Kıbrıs Türk medyasını anlatmak mümkün. Ancak, şu an için Kıbrıs Türk medyası için en büyük tehlike kara paranın ve patronların baskısı.

Herkes elinde para, “işimi nasıl yapar, daha çok para kazanırım “ derdinde. Beni, 26 yıldır bu meslek içerisinde yer alan biri olarak korkutuyor. Mesleğin geleceği açısından da korkutuyor.

Çünkü, kara para, patronlar, kumar baronları,  önce kendi medya alanlarını, sonra da gazetecilerini yaratıyor.