Hüseyin Ekmekçi yazdı:Suyu bile mundar ettiniz…

ads ads ads ads
24/07/2017

ads
Hüseyin Ekmekçi yazdı:Suyu bile mundar ettiniz…

Su tartışmaları belleklerde hala taze…

Neredeyse uzaya roket atacaktık…

Türkiye’den gelen su “can suyu olacak…”

Mesarya sadece “tahıl” değil, “sebze ambarı” da olacak…

Herkes evinden akan çeşmeden, su içecek…

Hatta kurulacak pompa istasyonları ile “hidrofor” dediğimiz alet de evlerimizden gidecek…

Su deposuna dahi ihtiyacımız kalmayacak…

Su evimizden tazyikli akacaktı…

Domuz ölümüzün körü…

“Su gelmesin” ile başlayan kavga…

Müthiş bir “mühendislik” başarısı ile ülkeye ulaşsa da, suyun bir kısmı denize akıyor.

Tarıma su verilemiyor.

İhale süreci tamamlanmamış…

Önce CTP- DP…

Sonra CTP- UBP…

Şimdi de UBP- DP hükümetleri su projesini yüzüne gözüne bulaştırmış…

Halkın, “istediği” suyu, siyaset nasıl mundar eder?

Yaşayarak öğrendik.

CTP- UBP hükümeti “sudan sebeple” bitti

Suda, 2013 yılından itibaren çok hareketli bir süreç yaşadık.

Türkiye’den gelen su 2013 erken genel seçimleri sonrasında siyaseti belirledi.

 CTP-DP hükümeti çalışmaları başlatmadığı için 7 Nisan 2015 tarihinde Türkiye suyun KKTC’deki kullanımına ilişkin iki tarafın sorumluluklarını detaylandıran bir anlaşmanın taslağını resmen KKTC’ye sundu.

Ardından kurulan CTP-UBP hükümeti de hiçbir adım atmayınca yılsonu itibariyle KKTC’de siyaset kilitlendi.

Bu aşamada devreye CTP’nin genç bakanları girdi.

Türkiye’nin sunduğu anlaşmada yönetim ve ihale ile ilgili hassasiyetler ışığında gerekli düzenlemeler yapıldı ancak süreç iyi yönetilemeyince bu kez su konusu CTP’de parti içi siyasetin malzemesine dönüştü.

Adeta CTP’liler birbirini yedi.

Parti içi muhalefet anlayışı da devreye girince…

Ülkenin faydasına atılacak bir adım, yok sayıldı…

“İdeolojik kavgalar” öne çıktı…

Türkiye ile ilişkiler gerildi, CTP-UBP hükümetinin Türkiye ile gönül bağları koptu.

Ya halkın hassasiyeti?

UBP, suyu bahane etti.

CTP ile konuyu tartışmadı.

Olayın kolayına kaçtı…

“Kıbrıslı Türklerin ihale ederek yöneteceği bir sistem” tartışmasına hiç girmedi.

Bu süreçte Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerini tamamen göz ardı etti.

Türkiye’nin “sunduğu” anlaşmayı hemen imzalama taraftarı olan UBP gönül bağlarının kopmasını, siyasi fırsata dönüştürdü.

Bu günkü azınlık hükümeti kuruldu.

Herkes sustu…

CTP hükümetten gitti.

İlginçtir, CTP içerisinde CTP’ye “muhalefet” edenler de sustu…

CTP’li hükümetler döneminde ortalığı ayağa kaldırarak yüzyılın projesini bir ortak çalışma olmaktan çıkarıp “çatışma unsuruna dönüştürenler”şimdi sus- pus…

UBP- DP zaten dünden razı…

Suyun yönetimi şimdi DSİ’de.

İhalenin ne zaman gerçekleştirileceği ise belirsizliğini koruyor.

Anlaşmanın gereklerini UBP-DP yerine getirmedi.

Hükümetin öncelikleri farklı…

Eroğlu ailesine arazi…

Asil Nadir’e Kalkınma Bankası’ndan “tüzük değiştirerek” kaynak aktarma falan…

Yana yandaşa, hısıma akrabaya istihdam…

Seçime hazırlık…

UBP- DP su konusunda “tam bir ikiyüzlü” politika izliyor…

Su beklenenden pahalı

Hükümetinin yürüttüğü ikiyüzlü politika nedeniyle, halkın Türkiye’den gelen suyu fahiş fiyatlarla kullanmak zorunda kalıyor.

Belediyeleri suyu “bütçelerine bakarak” istediği fiyattan satıyor.

“Tek fiyat” politikası yok…

Popülizm hat safhada…

Vatandaş suyu pahalıya aldıkça, belediyeler de bütçelerini düzüyor…

Alt yapı çalışması sıfır…

Türkiye, su kanalizasyon alt yapısına kaynak aktarmayı durdurdu…

Alt yapı çalışması yok.

Vatandaş halen daha dünyanın en temiz suyunu, “asbestli borulardan” evlerine akıtıyor…

Ya yerel kaynaklar…

Bir şey daha var…

Türkiye’den yılda 75 milyon metreküp su gelecek…

Bu sürede Kıbrıs’ın yerel kaynakları da korunacaktı.

Alın size bir daha “domuz ölümüzün körü”…

Yerel su kaynakları kurumaya devam ediyor.

Tarımsal üretim çeşitlendirilemedi…

Zaten su konusunda Kıbrıslı Türklerle kırgın olan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük maliyetlerle taşınan suyun etkin ve verimli kullanılamayışı ile ilgili rahatsızlığı doruğa tırmandı…

Böyle bir dönemde, “hükümet” yangından mal kaçırmaya devam ediyor.

Dayalı kuyu izinleri veriliyor…

Hatırlı, torpilli her insan kuyu kazmaya devam ediyor.

Ayrı karede proje 2 fotosu ile

İnsan ağlar yahu…

75 milyon metreküp su, bir kısmı denize akıyor…

Tarımda kullanılmıyor…

Ama hükümet kaymakamlıkları aracılığı ile “kuyu izni” vermeye devam ediyor.

“Kuyu izni” çok iyi bir sembol aslında yaşananları anlatmak için…

Popülizmin göstergesi…

Ülkede kısa süre sonra gerçekleştirilecek seçimin ardından kurulacak hükümetin bu konuda hata yapma lüksü olmayacak.

Seçimde partilerin su yönetimi ve işletmesi ile ilgili ortaya koyacağı politikaları Kıbrıs Türk halkı mercek altına alacak.

Yeni dönemde “su politikası” belirleyici olacak.

Türkiye neden “lades” oluyor

Olayın bir de başka boyutu var…

Tıplı “Kalkınma Bankası’nda “olduğu gibi…

Türkiye de “popülizme” alet oluyor…

Hükümet halen kuyu izinlerini vermeye devam ediyor.

Yer altı kaynakları kurumakta…

Girne’deki “kuyu” rakamlarına bir bakın.

Girne’de tarım yok…

“Havuzlu” villaların hepsinde kuyu kazılmış neredeyse…

Böyle bir tabloda…

Halen “su ihalesi” yapılmamış…

Hükümet uyuyor…

Türkiye kanadı da “bir şey yokmuş” gibi davranmaya devam ediyor.

Yazık…

Hem de çok yazık…
 

CTP- UBP, hükümeti açılışı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yaptırdı… Peşi sıra gelen UBP- DP hükümeti ile birlikte su politikası hepten “popülizme” döndü. Asrın projesi, şimdi “vicdansız” ellerde can çekişiyor

24/07/2017 08:43
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Hüseyin Ekmekçi
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.