İki devletli çözüm: (Tek Çare!)

ads ads ads ads
20/09/2017

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Klasik örnektir. Kristof Kolomb “eğer dünya yuvarlaksa İspanya’dan denize açılır doğru Hindistan’a giderim” diyordu.   1492 de üç gemilik  filo ile   başladığı yolculuğunun sonunda da  “Hindistan'ın bir kısmı sandığı, ölene kadar da öyle sanmaya devam ettiği Amerika kıtasına ait San Salvador’a çıktıydı…” Sonradan bir başka İtalyan denizci ki  adını da Amerika’ya verdikleri “Amerigo Vesbucci” anladıydı yeni bir kıta keşfedildiğini…   Kime niyet kime kısmet!

       Kıbrıs siyasi sorununa baktığımda   benzer “niyetlerle” başlayıp da sonunda “kısmet” olmayan gelişmelerdeki  “tesadüflerin” sadece insan hayatında değil, ulusların da kaderini olumlu veya olumsuz nasıl değiştirdiğinin şaşkınlığına düşerim!

       Mesela Rum tarafı 1958’de Eoka ile başladığı Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek  anlamına gelen “Enosis” yolculuğuna çıkmamış, 1963 Kanlı Noel’ini başlatmamış, 1974’de Makarios’a darbe olayını gerçekleştirmemiş… Olsaydı bu adada Kıbrıs Türk halkı olarak ne olacağımızı hiç düşündük mü?

       TESADÜFLER: Eğer Rum tarafı Enosis hayalinde koşmasaydı devlet olabilir miydik? Hayır!

      
Ya ne olurduk? Cevap yok! Çünkü “Tesadüf”   tekil değil, “zamanın sonsuzluğunda “tesadüfler”  çoğuludur..      
Buna karşın talihin bizden yana güldüğüne inandığımız o “tesadüfler” sonucunda sahip olduğumuz Kuzey topraklarımızda devlet olduk! Olduk da hâlâ inanmak istemeyenlerin hayalhanesinde “Rumla oluşturulacak birleşik Kıbrıs var!”

      
FAKAT! Crans Montana’da kapattığımız son perdeden sonra artık  anlamalıyız ki  bu adada “tesadüflere” bırakılacak bir “var olma” rizikomuz yoktur! Bu nedenle     “iki ayrı devlete dayalı iki bölgeli çözümden” başka bizim için  güvenli bir gelecek de  yoktur!                                     *****                                   

KUŞKU VE KORKULARIMIZ! Kuzey Irak Kürt Yönetimi “Erbil’in bağımsızlığı için  “referandum” yapmaya kararlı.. Fakat  o referandum gerçekleşirse Türkiye’nin hemen sınırında bir de “Kürt Devleti” oluşacak!

       Mesut Barzani geri adım atmıyor! Türkiye de! Hatta askeri tatbikatlara başladı bazı bölgelerde de teyakkuza geçti..

       Açıkça yazmak gerekirse Türkiye’yi içine çekecek bir anafora kapılmasından  korkuyorum. Çünkü Türkiye bir kez “askeri müdahalede” bulunursa bunun sonu gelmez, “Ortadoğu bataklığına burnuna kadar batar ki yıllar sürer! Böylesi bir durumda çok olumsuz etkileniriz adada! Kuşku ve korkularımız bu nedenle…                                                                                                                                
ADLİ YIL VE KKTC’DE YARGI ADALETİ

       Geçtiğimiz gün 2017-2018 Adli Yıl açılış töreni yapıldı. Her yıl olduğu gibi geçmişten gelen sorunların gelecekte giderilmesi temennilerinde konuşan Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik “adaletin” yanı sıra  çalışma koşullarının ve ortamının  bozukluğundan da söz etti…

       Hemen vurgulayım. Bu ülkede düzgün çalışan bir iki kurumumuzdan birisi de “mahkemelerimizdir.” Öyle zannediyorum ki bunda biraz da geçmişteki İngiliz Kolonisinden intikal eden o geleneksel hukuk ve adalet anlayışının  “bağımsız ve bağlantısız” bir ciddiyetle sürdürülmesidir. İnsanlar bu ülkede bilirler ki hukuk  davaları söz konusu olduğunda adalet yerini bulacaktır..

       Bu algı çok önemlidir çünkü “devlet” hukuk normları üzerinde inşa edilir..

       Vurgulandığı gibi Anayasa’ya uygun yasalar, yasalara uygun tüzükler birbirlerini tamamlayarak oluştururlar devlet mekanizmasını…  Bir teki teklese, saadet zincirindeki gibi aradan tek bir halkası kopsa devlet tökezler! (Mesela çoğu Kurumlarımız gibi!)

       NİTEKİM: Ne diyor Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik? Bu ülkedeki en büyük sorun “denetimsizliktir!” Bunu “Meclis Başkanı Siber de söylüyor…

       O “mesela” dediğimiz “kurumlarımız” bunun ispatını çakar! Liyakatın değil, partizanlığın önde ve öncelikli olduğu “kurumlardan” verim ve adalet beklemek mümkün müdür?

       Bu kaosun içinde şu “gerçek” çok önemlidir ama. “Bizim mahkemelerimiz karar verirken, halkın ve vicdanlarının sesini de dinlerler…” (Bu saptama şimdilerde emekli Yüksek Mahkeme Başkanı Taner Erginel’e aittir.)    

       UYARILAR. Son zamanlarda Meclis çalışmalarını olumsuz etkileyen bir sorundan daha sık söz ediliyor.  Mesela Baralor Birliği Başkanı Ünver Bedevi, “Meclisimizde yeterince hukukçu yoktur”” diyor..          Olmayınca da Komisyonlardan Meclis’e sevk edilen  yasa tasarıları yasalaşmış olsalar bile muhalefet şerhi ile Yüksek İdare Mahkemesinden dönüyorlar…

       Öte yandan Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik çalışma koşullarıyla mahkeme binası konusunda sorunları olduğunu söylüyor da  hangi devlet dairesinin yoktur ki! Mağusa’daki o Vergi ve Araç kayıt dairesini görün bir kez. İngiliz döneminden kalma “antika” bir bina! Dökülüyor, memurlar üst üste oturuyor!) 

       Neyse ki tüm bunlara ve memlekette yasalara uymayan insanlarımızın çokluğuna karşın   “hukuk” değilse bile , “yargıda adalet  iyi çalışıyor.                                                                                                                                                                              **********

KISACA TAKILDIĞIM: (OKUNDURDUM YAZINDIRDIM “BALE GUDALYA!”)

       Üç ay yaz tatilinde sendikalar başta olmak üzere, gazeteler, televizyonlar, eğitimciler, okul aile birlikleri falan… “Ne olursunuz gelin bu ders yılına kazasız belasız, şikâyetsiz sorunsuz, güle oynaya başlayalım diyerek hep birlikte Eğitim Bakanlığını hem uyardılar hem de uyumasın diye başının üzerine sürekli tokmak vurdular! Bendenizin de katıldığı bu uyarılara karşı Eğitim Bakanı söz vererek,   “göreceksiniz bu defa yeni ders yılına sorunsuz başlanacak, utanacaksınız” açıklamalarında bulunduydu! 

       Ve geçen gün  okullar açıldı ki ne dediydim hemen öncesinde  bu köşeden: “Haydi hazırlanın curcunaya!” Ama bunu trafik için yazdımdı! Aklımın ucundan geçmediydi  okulların, öğrencilerin, velilerin,  sendikaların inadına ve  çatlatırcasına yeni ders yılının yine sorunlu açılacağına!”

       Vallahi öyle oldu! Bakın söyleyim: Bu hükümetten ne köy olur ne kasaba.. Yerine gelecek en kötü hükümet bile daha iyi olacaktır biline! Çünkü “okundurduk yazındırdık, kaşığa yine de “bale gudalya” diyorlar!

20/09/2017 10:41
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.