Kabinede Maliye Bakanı olarak görev alan ve “sürpriz isim” olarak nitelenen Maliye Bakanı Hasan Başoğlu, ilk talimatını, Kıb-Tek’in borçlanması için verdi.

Başoğlu, Maliye Bakanlığı bünyesinde görev yapan Borç Komitesi’ne verdiği talimatta “Kıb- Tek ile ilgili daha önce başvuruda bulunulan ancak onaylanmayan 10 milyon TL’lik yeni borçlanma için onay önergesi” hazırlanmasını istedi.

Malumunuzdur…

Kıb-Tek, kısa süre önce bir borçlanma için Maliye Bakanlığı’na başvurmuş ve 30 milyon TL için borçlanma onayı alınmıştı.

İddia o ki, o borçlanmada, “Kıb-Tek’in yakıt borcu olmadığına” vurgu yapılmıştı.

Aradan bir ay dahi geçmeden…

Bu kez, TPIC’e olan akaryakıt borcunun büyüdüğü, acil ödeme yapılmaması halinde, üretimin zora gireceği belirtilerek, yeniden Maliye Bakanlığı’na başvuruldu…

Bir ay önce farklı başvuru…

Bir ay sonra farklı başvuru…

TPIC’e fahiş borç var mı, yok mu?

Zeren Mungan, Kıb-Tek’ten gelen yeniden borçlanma talebini askıya almıştı…

Nedeni ise “iki farklı başvuru” olmuştu.

Ne oldu?

Zeren Mungan görevden ayrıldı…

Kim geldi göreve?

Kıb-Tek’in Mali Danışmanı Hasan Başoğlu…

Yani, borçlanmayla ilgili Kıb-Tek’i yönlendiren isim…

Ve dediğim gibi ilk talimatı da Kıb-Tek ile ilgili oldu…

Borçlanma ne demek?

Kıb- Tek, her borçlanma sonrası yeni bir zammı da gündeme getirecek…

Geleceğimizden çalınması demek…

Elektrik fiyatlarının artırılması demek…

Kıb-Tek’in daha da değersizleştirilmesi demek…

Oysa, Kıb-Tek’in değerinin yükselmesi gerek…

Bu haliyle, ne özelleşmesinin faydası olur, ne özerkleşmesinin…

Ne topluma faydası olur, ne çalışanına…

***

Sahi, hangi kaynakla?

Reform…

Yenilenme…

Verimli hale getirme…

Geleceğe taşıma…

Yeniden organize etme…

Yani hükümet kurulurken, yapılan onca süslü laf var ya…

Türkü çağırarak olmaz…

• YÖDAK’ı düzeltmeniz gerek, hangi kaynakla?

• Kıb-Tek’i düzeltmeniz gerek, hangi kaynakla?

• Telekomünikasyon’un çağdaşlaşması, yeni yatırım gerek, hangi kaynakla?

• Kamu Reformu, aynı zamanda ciddi maliyetler getirecek, hangi kaynakla?

• Polis sivile bağlanacak, yeni bir kadro oluşturulması gerekiyor, hangi kaynakla?

• Yeni bir havayolu vaat ediliyor, hangi kaynakla?

• Kamu bankalarının güçlendirilmesi, devletin kamu bankalarına borcunu ödemekle olur, hangi kaynakla?

• Tarımda küçük orta boy işletmeler desteklenecek, hangi kaynakla?

Tümüyle alakalı, kaynak yaratmak gerekiyor.

Hükümet, bu reformlarla ilgili kaynağı nasıl yaratacak ve kamuyu nasıl verimli hale getirecek?

Özel sektörü hiç saymıyorum…

Bütçede 300 milyon TL yıllık açık var, hiç saymıyorum…

7 milyar TL dış borç var…

5 milyar TL iç borç var, hiç saymıyorum…

Hiçbiri lafla olmaz…

Sosyal politikalar uygulanması gerekiyor CTP döneminde, sosyal politikalarla ilgili kaynak nasıl yaratılacak, hiç saymıyorum…

Takvim vurgusu var ya bu hükümet programında…

Borçlarla ilgili…

Reformların kaynağı ile ilgili…

Umarım göreceğiz.

Ekonomik kaynağı olmadan açıklanacak bir programın kime ne faydası olacak ki?

Laf salatasından öte gitmeyecek…

Yer almazsa…

Gelişmiş ülkelerde, ekonomiden anlamayanlar siyasetçi de olmaz.

Bizim ülkemizde ise ekonomi konuşmak, ekonomiye ilgi göstermek yasak…

Maalesef, bu nedenle, üzerine gidilmesi gereken nokta budur.

Kaynak…

Bu kaynak nasıl yaratılacak…

***

Çevre Bakanı’nın yeri neresi?

Orman Dairesi…

Kültür Dairesi…

Senfoni Orkestrası aynı bakanlığa bağlı olur mu?

Oldu…

Bayındırlık, Çevre ve Kültür birleşince…

Dairler de alakasız ama bir arada oldu.

Ekonomi Bakanı Sunat Atun, ilk Bakanlar Kurulu toplantısında, mevcut Çevre Dairesi binasının, eskiden olduğu gibi “ekonomi bakanlığı” olmasını kabul ettirdi.

Hakan Dinçyürek, sabah 11.45’te Kutlu Evren’i beklerken, Sunat Atun gidip, Hakan Dinçyürek’in makamına saat 11.00’de oturdu.

Haliyle Dinçyürek kırgın ve üzgün…

Kutlu Evren, makamı devralmaya gelmedi, Atun da Dinçyürek devretmeden, makama oturdu.

Kısa sürede Çevre Bakanlığı’na ait tüm tanıtım levhaları söküldü…

Ancak geriye kalp kırıklığı kaldı.

Dinçyürek, neredeyse “kovulur” gibi gönderildi bakanlıktan.

Bakanlık personeli ise, Dinçyürek’in bunu hak etmediği görüşünde…

***

Devret devret, bitmez…

Devretmeye soyunsa…

Akşama kadar gezip duracak.

Düşünsenize…

Gençlik ve Spor’u Başbakan Ömer Kalyoncu’ya…

Turizm’i Faiz Sucuoğlu’na…

Ekonomi’yi Sunat Atun’a…

Kültür’ü Kutlu Evren’e…

TAK’ı Dışişleri Bakanı Emine Çolak’a…

Serdar Denktaş kendisi bakanlıktan gitti ama, dört bakan mirasını zor paylaştı…

UBP’li bakanların neredeyse hepsine, bir miras bıraktı Serdar Denktaş…

Ne bakanmış ama…

Unutmadan…

Hasan Taçoy da 2 UBP’liye devir teslim yaptı…

Bayındırlık Kutlu Evren’e kaldı…

Ulaştırma da Tahsin Ertuğruloğlu’na…

***

Yeni kabinenin süper bakanı

Madem ki, “süper bakan” serdar Denktaş’ı yazdık…

Yeni kabinenin süper bakanını da yazalım…

O da Aziz Gürpınar…

Bir önceki kabinede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’ydı…

Şimdi, İçişleri’nin de sorumluluğunu aldı.

Neden anlamadım ama…

Sırtına binen yük, az buz değil…

Neredeyse memleketin yükünü, Aziz Bey’e yüklediler…

Her kabineye bir süper bakan…

***

Son not…

Kısa da olsa bir not düşelim…

Kabahatimiz yok…

Eleştireceğiz…

Kabinenin yeni üyeleri de, “Allah Allah, nere geldik?” diye sormasın…

Tek beklentimiz icraat…

Ayin, oyun, partizanlık, kamu kaynaklarının verimsiz kullanılması noktasında…

Biz buradayız…

Yazacağız…

Eleştireceğiz…

Bazen kantarın topuzu da kaçacak…