Kavga ederek ülkeyi tükettiler

ads ads ads ads
13/09/2017

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Geçtiğimiz günlerde konuştuğum muhalefet vekillerinden biri parlamento içerisinde yer alan siyasi partilerin ciddi anlamda destek kaybettiğini söyledi.

İktidar partilerinden birinin vekili de onun söyledikleri teyit etti.

Adlarını yazmayacağım.

Şimdilik bende kalsın.

Her iki vekil de mevcut durumda parlamentodaki partilerin zor durumda oldukları konusunda fikir birliği içerisindeler.

Onlara göre iktidar deneyimini yaşamış partiler halkın beklentilerine yanıt veremediler.

Sorunlara çözüm üretemediler.

Sorunların daha da büyümesine ve karmaşıklaşmasına neden oldular.

Sonuçta da halkın güvenini yitirdiler.

Halk da farklı arayışlar içerisine girdi.

Doğru…

Ülkenin en köklü iki partisi UBP ve CTP’de durum vahim.

Diğerlerini yazmaya gerek yok. Onların durumu bu ikisinden de kötü.

Düşman kardeşler olarak bir birleri ile yıllarca kavga eden UBP ve CTP şimdilerde büyük bir sıkıntı içinde.

Birbirlerine dönük yarattıkları karşıtlık sonucu oluşturdukları tabanlar altlarından kayıyor.

Her ikisi de değişik dönemlerde hükümette yer aldı.

Gün geldi koalisyon bile kurarak birlikte hükümet oldular.

Ama geride kalıcı, halkın hatırlayacağı güzel bir şeyler bırakamadılar.

Birbirlerine fazlası ile benzeştiler.

Sonuçta kendilerini yenileyememeleri nedeni ile açmaza sürüklendiler.

Çıkış yollarını kendi ellerini, kollarını bağlayarak tıkadılar.

Ülkenin en temel sorunlarına çözüm öneremeyen siyasi oluşumlar oldukları algısı toplumda egemen oldu.

Bu arada geçen zaman içerisinde ülkede orta direk yok edilirken, halk anlamsız bir şekilde sırf siyasi popülizm yapılacak diye verimsiz alanlarda kullanılmak üzere yaratılmak istenen kaynaklar nedeniyle vergi yükü altında eziliyor.

Elektriğe, suya, internete, iletişime, sağlık ve eğitime ödemesi gereken paraların çok üzerinde paralar ödemek durumunda kalıyor.

Devletin sunması gereken hizmetleri kendi imkanları ile bedelini ödeyerek yaratmaya çalışıyor.

Türkiye’de ya da hemen yanı başımızda Güney Kıbrıs’ta çok daha ucuza olan bu hizmetler bizde onların neredeyse iki- üç katı…

Ödenen miktarlar fazla ama alınan hizmet verilen paraların karşılığı değil.

Bu durumun ve yapının yaratılmasından ülkenin en köklü iki partisi sorumlu tutuluyor.

Tutulması da normal.

Örneğin, Türkiye’den su geldi ama her iki parti de değişik dönemlerde iktidarın büyük ortağı olarak hükümette olmasına rağmen suyun daha ekonomik bir seviyede halka ulaşmasını, tarımsal alanda kullanımını ve gereken alt yapı yatırımlarının yapılmasını sağlayacak politikalar ortaya koyup uygulayamadılar.

Adım atmamayı atmaya yeğlediler.

Kısacası bedeli halka ödettiler ama yapılması gereken hiçbir şeyi yapmadılar.

Elektrikle ilgili de ortada halkın ve ülkenin yarınlarının yararına bir politikaları yok. Orada da bedel halka ödetiliyor. Eğitim zaten adı konulmadan özelleşti. Sağlıkta durum hiç de iç açıcı değil.

Bunların dışında kalan diğer konuları burada sıralamayacağım.

Kısacası ortada bir politika, vizyon yok.

Umutları tüketen bir siyasi yapı var.

Ve sürekli bedel ödeyen bir halk.

Peki bu nereye kadar böyle devam edecek?

Açıkçası görünen o ki toplum ayağa kalkıp bunlara ‘dur’ diyemezse yok oluşa kadar bu böyle gider.

Ne dersiniz…

13/09/2017 12:49
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.