Kıbrıs meselesine farklı bakmak gerek

ads ads ads ads
27/11/2017

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Kıbrıs sorununun çözümünde tek bir çıkış yolu ile kendimizi sınırlandırmamız ne kadar doğru?

“İlla ki de federal çözüm, bu işin başka yolu yok” demek ne kadar akılcı?

Evet, Kıbrıs konusunda 1974 yılı sonrası dönemde 1977 ve 1979’da imza konulan iki üst düzey anlaşma bize çözümün iki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözüm olması gerektiğini söylüyor.

Tabii ki iki toplumun siyasi eşitliği temelinde bir federal çözüm…

Kırk yıldır bunun için görüşmeler yapılıyor.

1986 yılında dönemin BM Genel Sekreteri Perez De Cuellar federal çözüm için bir belge hazırladı, dönemin Rum Lideri Spiros Kiprianu bunu imzalamadı.

2004 yılında ortaya iki tarafta da eş zamanlı bir şekilde referanduma sunulan kapsamlı bir çözüm planı olan Annan Planı çıktı.

Rum halkı planı reddetti.

Son olarak da Cenevre’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu sonrasında ilk kez Kıbrıs Konferansı toplandı, yine olmadı.

Orada da Rum Lider Nikos Anastasiades, “Ben Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde bir çözümü halkıma anlatamam” dedi ve süreç çöktü.

Şimdi müzakere süreçlerinde tüm bu yaşananları dikkate almadan, yarın yapılması olası müzakere süreçlerini doğru kurgulamak mümkün olmaz.

Parametre meselesi bugün için sorun olacak bir mesele değil.

Sonuçta bulunacak çözüm iki toplumlu ve iki bölgeli olacağına göre, bunun adı artık yeniden gözden geçirilebilmelidir.

Görünen o ki Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafı ile eşit koşullarda bir yetki paylaşımına giderek, yeni bir ortaklık çatısı altında bir araya gelmek istemiyor.

Rum tarafında siyasiler liderlik yaparak halklarını bu konuda ikna edemeyeceklerini her müzakere sürecinde tekrarlıyorlar.

O halde federal çözümde ısrar etmek ve gerçekleşmesi mümkün görünmeyen bir şeyin peşinde koşmaya devam etmekten başka bir yol olmadığını söylemek ne kadar doğrudur?

Bunu hepimizin oturup düşünmesi, takıntı ve ön yargılardan uzak bir şekilde tartışabilmesi gerekir.

Ancak bunu yaparsak Kıbrıs meselesinde çözüm fırsatı yaratabilecek çıkış yollarını ortaya koyabiliriz.

Yoksa kısır döngü içerisinde dönüp durmaya ve zaman kaybetmeye devam ederiz.

Bu arada da Rum tarafı gasp ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti ile yoluna devam eder.

Biz ise baka kalır, kendi kendimizle itişip kakışmayı sürdürür, birçoğumuzun tüm kötülüklerin anası olarak gösterdiği statüko ile yaşamaya devam ederiz.

Elbetti ki Kıbrıs’ta her ne olacaksa, mutlaka tarafların görüşerek bir uzlaşıya varmaları ile mümkün olacaktır.

Statüko ancak öyle değişecektir.

Ama federal çözüm takıntı ve ısrarı çözümü engelleyen ve statükonunun devamını sağlayan bir unsur haline gelmiştir.

Meseleye bir de bu yönü ile bakmayı deneyin…

Şimdilik burada nokta koyalım…

27/11/2017 12:47
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.