KKTC mi Federasyon mu?

ads ads ads ads
16/11/2017

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Dünkü “köşemde”  “KKTC”nin 34. Kuruluş yıldönümü nedeniyle  iki olayı yan yana koyup bir senteze ulaşmaya çalıştım. İlki çoktan beridir “Kıbrıs” adını işitmediğimiz Türkiye kaynaklı bir haberdi.

TBMM’sinde bir basın toplantısı yapan CHP başkan yardımcısı Öztürk Yılmaz “Türkiye’nin artık KKTC’nin tanınmasının gündeme alınmasını ve bu konuda tanıtımla ilgili bir özel temsilci atanmasını” öneriyordu.

Bu öneriye KKTC’nin de destek verirken, artık  bizim de ayni paralelde bir “tanıtma kurulu” oluşturmamız zamanının geldiğini  vurguluyordum…

(TABİ biliyorum! Gazete köşelerine sıkıştırılmış bu tip önerilerin, yetkili ve sorumluları indinde  kıymet’i harbiyesi yoktur! Hatta kamu oyu bile oluşturmazlar çünkü bu ülkede “hakikatı barikat müsademei efkârdan doğmaz!” Kıbrıs siyasi sorununu müzakerelerde  kim önünde bulursa sevdiği türkü her neyse onu çalar onu söyler!)

15 Kasım’la ilgili 2. yazımın başlığıysa şuydu: “KKTC’i kutlama Sahtekârlığı!”

Lafım KKTC’ye canı gönülden inanmış, “devlet” olarak yaşatılmasını ilke yapmış insanlara değildi. Daha ilan edildiği gün “Denktaş’ın devleti” denilerek “tu kaka” esamesine düşürülmüş, Kıbrıs Cumhuriyetine ihanet olarak kabul edenleriydi! Ayrı devlet olgusunu çaktığı için federasyonu dışladı diye üzülenlereydi! Birleşik Kıbrıs elden gidecek diye karalar bağlayanlaraydı!…

Asıl serzenişim bu insanların KKTC’nin her kuruluş yıldönümünde kutlama törenlerine  katılmaları, protokolde yerlerini almalarıdır! KKTC’ye “devlete” inanmayan, inanmadıkları için yerine birleşik Kıbrıs’ta federasyonu koymak isteyen politikacıların bu iki yüzlü siyasetlerine anlam veremediğimdendir…

KUZEY bu “siyasi çelişkiler” anaforunda dönbaba olurken bakın tam da KKTC’nin 34. Kuruluş yıldönümünde Güney’in en ciddi gazetelerinden Cyprus Mail başyazısında çok kısaca ne diyordu: “Artık Anastasiadis de bugüne kadar telafuzundan kaçtığı ayrılık yani bölünmeyi ima eden konuşmalar yapıyor… Bakanlarıyla konuşmalarında artık adanın birleşmesinin mümkün olmadığını söylüyor… Bu nedenle bölünme konusunu gündeme getiriyor…

FAKAT Anastasiadis’in asıl üzerinde durulması gereken sözleri şunlar olmalıdır: “Son beş yılda yaşanan diyalog deneyiminden sonra gerçek bir barış için yaratılan faktörlerin ne kadar uygulanabilir veya ne kadar uygulanamaz olduğunu açıklığa kavuşturduğumu söyleyebilirim…”

ANASTASİADİS’İN bu tespitine katılırım. Müzakerelerde hiçbir sonuç alınmamışsa da evet  Rum tarafının   ne istediği tüm berraklığıyla ortaya çıkmıştır. Bu şeffaflık “Anastasiadis”in müzakere sürecinde ve İsviçre’deki son iki konferanstaki siyasi tutumunun sonucudur.

Bize gelince: Hâlâ karar vermekte ayak sürüyoruz! “KKTC mi Birleşik Kıbrıs’ta federasyon mu?” diye!

_______________________________________________________________________________

TC-KKTC PROTOKOLLERİ VE REFORMLAR..

Havadis’in dünkü manşetini gördüğümde güldüm! “Reformlar 2018’e kalmış!”

Hangi reform ne zaman gerçekleşti ki?  1980’lerden beridir Türkiye ile o zamanlar “sayısını unuttuk” dediğimiz türlü çeşitli protokoller imzalanıyordu ama “mesela biz bağıra çağıra diyorduk ki “TC ile “kıyı anlaşmasına” rağmen enginarımızı bile Mersin gümrüğünden geçiremiyoruz!”

TUTUN ki 1974’den beridir Türkiye ile “iki ülke arası siyasi ve ekonomik ilişkileri” rayına oturtamadık! Bu konuda bizzat yaşadığım bir olayı anlatayım: 1990’larda mı (unuttum) beş on gazeteci  “Oradaki Organize Sanayi Bölgesinin”  davetlisi olarak İzmir’e gittiydik. Yoğun ve yorucu bir programdı. Fakat Ali Ağa Rafinerisi de dahil gördüğümüz o devasa tesisler karşısında da büyük gurur duyduktu.. Türkiye’nin kalbi gibi atan “İzmir Ticaret odalarının” tüm Türkiye’yi adeta sırtında taşıyan,  özellikle tarımsal üretim hacmine  ve ticaretine de tanık olduktu.  Fakat bir brifink sırasında “Türkiye’nin  KKTC’e ihracatının  büyüklüğü yanında bizim Türkiye’ye  ihracatımızın bir fiske kadar bile olamadığını gördükte çok üzüldüktü!  Ki brifingi veren yetkili de “maalesef” derken yüzü kızardıydı!

BİR başka ziyarette de bizi davet eden Organize Sanayi Bölgesi başkanı “tembelsiniz tembel” dedikte  yukarı fırlamış, “sizin tembel dediğiniz bu insanlar üniversite bile kuracak kabiliyete sahipler. Yardım ettiniz de çalışmadık mı, yapmadık mı… (Uzun ve hiddet dolu bir bir söylemdi çünkü Kıbrıs Türk halkına resmen  tembel deniyordu! Akadaşlara  “kalkın gidelim” deyip verdikleri hediyeyi de almadan salonu terk ettimdi!

DİYESİM şudur: Bugün durum vaziyetler daha değişik de olsa eğer “reformlar için  kaynaklar emrimize amade kılınıyor da biz o parasal kaynakları kullanıp imzalanan protokollerdeki   reformları gerçekleştirmeden geri iade ediyorsak, bu işte yine bir aksilik, yine kopukluk, yine birbirini anlamamaktan dolayı bir sürtüşme var demektir!

Daha önce de yazdık: “Yoksa dedik Türkiye bizi kendine muhtaç hale getirerek dizginlerimizi elinde mi tutmak istiyor?”

BİR yandan da  gelip giden hükümetlerimizin bu konudaki basiretsizlikleriyle “özelleştirme fobilerini” düşünüyorum. Ne yapacaklarını bilmeden oy kuşkusu ile atmaları gereken adımları atmıyorlar!

Sorun ne olursa olsun. Gerçek şudur ki hâlâ TC ile “gelip giden iktidarlar” düzeyinde radikal kararlar alacak ikili ilişkiler tesis edemedik!

_______________________________________________________________________________

       KISACA TAKILDIĞIM: (YOLUNUZ AÇIK OLSUN GENÇLER!)  

Halkın Partisi adaylarına baktım. CTP’nin uğrunda parça körçe olduğu o “gençleştirme olayına” karşın,  HP’nin hepten genç adayları,  insana  ferahlık vermekte! Çoğunun isimleri karşısında  bir yandan da gönlüm pır pır uçarken,  “yahu biz mi çok yaşlandık yoksa çocuklarımız mı  çok erken büyüdüler” diye doğrusu ya gurur da duydum, çünkü aralarında öğrencilerim de var!

Halkın Partisi tutun ki  “gençler partisi” olmuş!” Pırıl pırıl insanlar… Avukatlar, doktorlar, ticaret erbabı, halkın tabanından çıkmış olanları, gencecik kızlarımız, delikanlılarımız..

İşte bugünün büyükleri dedim.. Artık KKTC’yi yeni bir “kuşağa emanet etmek günü geldi” diye düşündüm. Yolunuz açık olsun gençler diyorum… (Yalnız iktidar için çok erken. Yarın bunu da yazarım!)

16/11/2017 13:27
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: KKTC mi Federasyon mu?, Eşref Çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.