Kötü yönetim hayatı pahalı yapıyor
19/05/2018
Hüseyin Ekmekci
4 kelime aslında reçete…
Ekonomi…
Yatırım…
Girişimcilik…
İnovasyon…
Hükümetin bunlara yönelik bir derdi var mı?
Öyle görünüyor ki, çözüm ortamında dahi en çok satılmamız gereken bu dört kelimeden, hükümet çok uzak.
Ki kelimeleri kullanmak değil, altını doldurmak önemli…
Peki…
Bizde geçerli olan kelimeler hangisi…
Bakılıyor, halk ne istiyor?
Onlar tekrarlanıyor…
Kötü ki ne kötü?
Elbette, döviz karşısında alınacak önlemler kısıtlıdır.
Ama bugün bir tedbir alsanız, yarına iki gün olur…
Sonrasında, 3 ay beş ay sonuç almaya başlarsınız.
Kamu, alım gücünü düşürüyor
Şimdi.
Bir gerçek daha var.
O da, kamu, “kaşıkla verdiğini” kepçeyle alıyor…
Kamu resmi harçları adeta otomatiğe bağlanmış.
Mesela;
Araç seyrüsefer ruhsatları ile ilgili fiyat artırımına gidilmese ne olurdu?
Benzini anlarım…
Kimlik kartı yenileme- çıkarma harçlarının zırt- pırt artmasını anlamam…
Örnek vere vere bu yazıyı beş sayfaya çıkarabilirim.
Gerçek şu ki, yılda 120 milyon TL’yi, sadece “ek mesai” için harcayan ve bunu az sayıda memur arasında bölüştüren bu düzen…
“Para politikasını” belirlemekten aciz bu halkın üzerinde yük…
Bu kadar pahalı bir ortamda olmamızın bir nedeni de günü birlik politikalardır…
Siyasetçilerin, siyaseti bu ülke insanından daha fazla sevmesidir.
Atla deve değildir yani…
Bugün korkulan ve atılmayan adımlar, kısa süre sonra daha büyük sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
CTP, kendi verdiği sözü unuttu
Elektrik mesela…
Bir örnekle bitiriyorum…
Elektrik…
Pahalı mı?
Allah’ına kadar…
Ucuzlayabilir mi?
Evet ucuzlayabilir.
Türkiye’den enerji nakil hattı çekilmesi dışında da ucuzlayabilir.
Ama bir statüko var ki, herkes orada payına düşeni alıyor…
İhalelerine katılan az sayıda müteahhit…
Maaşını bir tamam alan çalışan…
Yönetim kurulunda olan, ama tek işi “kurumun parası zay olmasın” olanlar…
Orta direk dediğimiz bordrolu vatandaşa yönelik tek projesi olmayanlar…
Otomatiğe de bağladılar şimdi…
Açıklamadan fiyatı, dövizin, yakıtın fiyatına göre her ay zamlanacak enerji…
Bakınız bu yol haritasına:
- Enerji ihtiyacımızın karşılanmasındaki sıkıntıları aşmak için politika geliştirmek ve stratejik planlamalar yapmak;
- Enerji maliyetlerini düşürmek;
- Enerji verimliliği ve enerji tasarrufuna yönelik yasal düzenlemelere gitmek;
- KIB-TEK’i özerkleştirerek elektrik enerjisi sektörü otoritesine dönüştürmek;
- Enerji kaynaklarını çeşitlendirmek, alternatif enerji kullanımını 2020’ye kadar %20’ye çıkarmak;
- Enerji santrallerinde sıvı gaz kullanımına geçmek.
Bunu ben açıklamadım…
2013 yılında, dönemin başbakanı Özkan Yorgancıoğlu açıkladı…
Bu açıklamayla yapılmıştı zam…
Ama siyaset yapmak başka bir şey, günü kurtarmak başka…
Şimdi dönem, “günü kurtarma” dönemi…
Ne kalıyor geleceğe?
Pahalılık, azap ve güvensizlik…
Oysa her kabine üyesi bu dört kelimeyi beşer bin kez tekrarlasın…
Ekonomi…
Yatırım…
Girişimcilik…
İnovasyon…
Selametle…
- “Yarın ola hayrola” magazinciliği adalete katkı sağlamıyor
- Bize emanet çocuklar bir bir ölüyor, ağır yaralanıyor…
- Cihan bize emanetti kaldırımda yürürken öldü… Büşra ağır yaralı…
- Siyasetin zibidileri kendini çok önemsemesin, hesabını vereceksiniz
- Ülkeyi yönetenler her şeyi biliyor, susuyor…
- Siyasetteki çıkar ilişkileri nedeniyle çürük elmaların temizlenmesi mümkün değildir
- Polisin En Mahrem Soruşturmaları Dedikodu Yoluyla Yayılıyor
- Kamu kaynakları har vurulup harman savruluyor…
- Liyakati öldürenler sadakati ödüllendiriyor...
- Sayıştay Hesap Sormak İçin Ne Bekleniyor?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız