LİVANELİ’DEN …

ads ads ads ads
03/02/2016

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


 Zülfü Livaneli’yi tanımayanınız yoktur. Birçok insana göre o Türkiye’nin sanatta ışıldayan yüzüdür. Önceleri sadece yaptığı besteler ve icra ettiği şarkıları ile milyonların kalbine taht kurmuştur. Ama artık “yazarlık” yönü de en az besteciliği ve icracılığı kadar ön plandadır. Özellikle “Seranad” adlı şaheseri ile, değil Türkiye’nin, Dünya’nın önde gelen yazarları arasına adını yazdırmıştır. Hatta kendi adıma şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu eser hayatım boyunca okurken ve sonrasında beni en çok etkileyen roman olmuştur.

Serenad hakkındaki geniş düşüncelerimi aylar önce yazmıştım. Bu hafta, benim okuma mevsimi(!) dediğim aylara yanaştığımız günlerde sizlere, tarzı ile kendine özel bir fark yaratan Livaneli’nin dört değişik kitabını yorumlayarak tanıtmak istiyorum.

1- ENGEREĞİN GÖZÜ

Livaneli’nin 1997 Balkan Edebiyat Ödülü kazandığı, ilk yayımlanan romanıdır.

Osmanlı Sarayında babaların evlatlarını, abilerin kardeşlerini saltanat uğruna katlettiğini biliyoruz. Peki ya anneler, babaanneler? Onlar bu oyunun neresindeler?

Cihan İmparatorluğunun kalbi Topkapı Sarayı’nın beyini durumundaki Harem’de iktidarın kontrolü için onlar neler yapmış ya da yapmamıştır ki?

Livaneli Engereğin Gözünde, kendi çocuklarını koruma güdüsünü aşıp,  hegomonyalarını kurmak uğruna, onları kurban etmekten dahi kaçınmayan gözü dönmüş valide sultanların ibret dolu öyküsünü, yine haremde yaşayan Habeş kökenli harem ağasının gözünden anlatmaktadır.  Yazar, tarih, mekan ve isim belirtmemekle beraber, yaşanan bir çok realiteye sadık kalıp az kurgu yaptığından, Dördüncü Murat, Birinci İbrahim ve Dördüncü Mehmet döneminden bir kesit aktardığını net olarak anlamaktayız.

Bu romanda beni en çok etkileyen olay ise, resmi tarihe Deli İbrahim! olarak geçen padişahın, saltanata dönmenin bedeli olarak oğullarının öldürülmesi teklifini ret etmesi ve idama razı olmasıdır diyebilirim. Olay gerçekten böyle ise, ki Livaneli iyice araştırmadan bunu yazmaz, şanlı (!) Osmanlı Tarihinde “Baba” olmanın ne demek olduğunu bilen bir padişahın çıkması beni çok mutlu etti. Çünkü son zamanlarda okuduğum kitaplar gördüğüm dizilerden tüm Osmanlı padişahlarının evlat ya da kardeş katili olduğunu düşünmeye başlamıştım. Diğer taraftan insani yönü ağır basan böyle bir adamın da tarihe deli! lâkabıyla kaydedilmesinin haksızlık olduğunu da düşünmekten kendimi alamadım.

Roman meraklılarına şiddetle tavsiye ettiğim kitabın Doğan Kitap tarafından elli beşinci baskısı çıkarılmıştır.

2. BİR KEDİ,BİR ADAM,BİR ÖLÜM…

On iki eylül darbesi sonrası binlerce insanın mağdur olduğu malumdur. Yazar bu romanında bir mağdur ile bir sorumluyu, en beklenmedik yerde, Stockholm’da bir hastane odasında buluşturuyor.

Canınızdan çok sevdiğiniz birinin ölümünden sorumlu tuttuğunuz kişi ile yabancı bir diyarda, onun en zayıf olduğu koşullarda karşılaşırsanız ne yaparsınız? 

Yazar, sevdiği kadının ölümünden de sorumlu olan darbe dönemi bakanı ile böyle bir ortamda karşılaşan mülteci gencin insani duygularını, en yalın şekilde ortaya koyuyor.

Kuzey ülkelerinde mültecilerle mülteciler ve mülteciler ile yerli halk arasındaki ilişkilere inceden göndermelerin de yapıldığı romanda, insanın ölüm döşeğinde yaşadığı pişmanlık duygusu da en mükemmel şekilde yansıtılıyor.

Kitabı okurken kendi iç hesaplaşmanıza hazır olun. Zira birçok paragrafın sonunda kendinizi, “Ben olsam ne yapardım?” diye sormaktan alamıyorsunuz. 

İntikam ve affetmek ikilemi içinde geçen ve beklenmedik bir finalle sonlanan kitap tek kelime ile mükemmel bir eserdir. Doğan Kitap tarafından elli ikinci baskısı yapılmıştır.

Yakın tarihimizden bir kesiti hafızalara tekrar taşıyan Livaneli, bu romanla 2001 Yunus Nadi roman ödülünü de kazanmıştır

3-ARAFAT’TA BİR ÇOCUK

Bu kitabımız aslında bir roman değil. Livaneli’nin birbirinden ilginç öykülerini topladığı bir kitap. Bu kitapta ilk ilgimi çeken yazarın romanlarından farklı bir anlatım tarzı seçmiş olmasıdır. Örneğin “Serenad’da” bir kadın, “Bir Kedi,Bir  Adam Bir Ölüm’de” bir mülteci, “Engereğin Gözü’nde” ise bir habeş köle dilinden anlatım yapılmışken, bu kitapta anlatım üçüncü şahıs üzerinden yapılmıştır.

Sekiz öykü sığdırılan kitapta beni en etkileyeni hangisi diye sorarsanız, tereddütsüz “Dokuma işçisi ve Şair isimli olandır” derim. Neden mi? Gerçekten bunu bilemiyorum. Belki de bir yaşanmışlığın etkisindendir.

Doğan Kitap tarafından otuz üçüncü baskısı yapılan kitap, özellikle öykü severlerin ilgisini mutlaka çekecektir.

4- KONSTANTİNİYE OTELİ

Livaneli bu kitabında aslında çok değişik bir şey denemiş. İstanbul’da Konstantiniye isimli otelin açılışı sırasında orada bulunan insanların ve çok az  sayıda da bu insanlarla ilişkili başka kişilerin yaşam öyküleri tek tek anlatılıyor. Ön planda bu açılış gecesini organize eden patronun asistan sekreterinin öyküsü olsa da, inanın anlatılan karakterlerin tiplemesinde yok, yok. Otelin Türk sahibi ve sahibesinin yanı sıra “İmparator” lakaplı Kazak ortağının ve onun metresinin hikâyeleri de bayağı geniş yer tutuyor. Ama teröristten, dolandırıcıya, yap-satçıdan bankacıya, yazardan eleştirmene, dalkavuktan akademisyene, hakimden gazeteciye, Kürt bir garsondan hayatını Bolşevik devrimine adamış bir Rus’un yaşamına kadar bir çok değişik hikâye ardı ardına sıralanıyor. Bu öyküleri roman olarak bir arada tutan tek özellik, o açılış gecesinde ki mekânda bu insanların hepsinin hazır olmasıdır. Kitabı okurken başka bir kesişme olacak mı diye merakla bekliyorsunuz. Zaman zaman şu an ki Türkiye’deki iktidara yapılan sivri göndermeleri de fark ediyorsunuz. Gezi parkı olaylarından kadın cinayetlerine, Kürt isyanından yolsuzluklara, cinnetten tarihi olaylara kadar konu eden öyküler artarda sıralanmıştır.

Bizans ve Osmanlı İmparatorluğunun yanı sıra Türkiye’nin de en muhteşem şehrinde tarih içinde, Bizans, İstanbul ve Nekropolis (!) dekorunda yaşananların anlatıldığı değişik bir roman. Livaneli’yi okumayı seviyorsanız bu kitabı okumamak büyük eksiklik olur diyorum.

İyi okumalar…

 
03/02/2016 12:09
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Bülent Dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.