Marjinal olmak

ads ads ads ads
17/12/2014

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


“Marjinal” olmak bizde nedense kötü bir şeymiş gibi lanse edilir. Marjinal kişiyi topluma zarar verecek insanlar gibi algılatırlar nedense. Peki ama gerçekten de öyle midir? Ne demektir marjinal olmak? Sözlük ya da ansiklopedik anlamına bakarsak “Kişinin toplumla olan bağlarını koruyup, toplumda ki sıradan bir insan gibi toplumla kaynaşabilen ama giyim, yaşam tarzı ve düşünsel boyutu ile onlardan farklı olan kişi” demek olduğunu görürüz.

Bu tanımlamadan hareket edersek marjinal olmanın hiç de kötü bir şey olmadığını anlarız. Hele de dünya tarihini insanlığın yararına buluşları ile değiştiren insanları düşünürsek, aslında marjinalliğin bir yetenek olduğunu bile kabul ederiz. Gerçekten de Galileo’nun, Darwin’in, Mozart’ın, Da Vinci’nin, Jules Verne’nin birer marjinal olduğunu anladığımız an, marjinalliğe özeniriz bile.

Sahiden de, devirlerinin en marjinal düşüncesini ortaya koyan Wright Kardeşler, uçağı icat etmeseler, insan oğlu bu gün gözünü yıldızlara dikenlere bu kadar inançla yaklaşabilir miydi acaba?

Gelin bir de marjinallerle dalga geçenlerden bazılarına bakalım:

Royal Society'nin patronu olan Lord Kevlin, 1883 yılında yaptığı bir açıklamada, X-Ray'lerin aldatmacadan başka bir şey olmadığını iddia etmişti. Oysa X-Ray kullanımı bugün tıp ve tıp dışında olmazsa olmaz kabul ediliyor.

Zamanının ünlü aktörü, yazarı ve yönetmeni Darrly F. Zanuck, 1946 yılında şu talihsiz açıklamayı yapmıştı: “TV'ler yakın gelecekte mazi olacak; sonuçta insanlar her gece aynı kutuyu izlemekten bir gün elbette yorulacak.” Zanuck’u hatırlayan var mı bilemem ama bu gün her evde en az bir televizyon olduğu kesindir.

Telefonu ilk deneyen ise, 1877 yılında ABD Başkanı Rutherford Hayes idi. Washington'dan Pensilvanya'yı arayan Başkan Hayes, Bell'in icadını beğendi, fakat “Telefon çok büyük bir icat ama bunu kim kullanır ki?” diyerek tarihe geçecek bir cümle kurdu.

Daha böyle yüzlerce örnek verilebilinir.

Anlayacağınız marjinal olmak anarşist olmakla eşdeğer değildir. Kısacası çoğu zaman marjinal kişi iyi değerli kişidir. Ne var ki yine çoğu zaman değeri ve önemi o yaşarken fark edilmez. Hatta çoğu zaman yaşamları boyunca aşağılanırlar bile. Ölümlerinden çok sonra kıymete binerler. İnsanlık tarihi böyle yazıyor. Ne yapalım ki insan böyle…

Şimdi bunca yazıyı bu zamanda niye yazdım diye soracaksınız. Çok evvelden başlayan Cumhurbaşkanlığı seçimini artık bende sayfamdan irdelemeye başlayayım istedim. Bu yönde adayların söylem ve projelerini bekleyip değerlendirelim bakalım. Ben “Marjinal” olacak olanı destekleyelim diyorum. Zira inanıyorum ki bizi marjinal bir siyaset sorunlarımızdan kurtarabilir. Bunu bir düşünün lütfen …

Anlayamadıklarım

Eski LefkoşAlıaları anlayamıyorum. Altyapı yetersiz diye Surlariçi’ni bırakıp emniyetsiz dere yataklarına evler kurdukları için. Acaba şimdi ev yaptıkları yerleri sular götürürken, en az mağduriyeti surlar içinin yaşadığını farkındalar mı?

VE ŞİİR…

Bu hafta konuğumuz bir şiir kitabı hazırlığı içinde olan Gizem Yeşilyurt Davulcu… “Yalan Olsa” isimli şiirini beğeninize sunuyorum.

YALAN OLSA…

Bir düş olsa her şey,

Bittiğinde dinse acılarım…

Bir rüya olsa her şey,

Uyandığımda dinse korkularım…

Bir hayal olsa ayrılığımız, sevgilim yanımda olsa…

Yalan olsa sevdiğim, bırakıp da gittiğin yalan olsa…

17/12/2014 12:51
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.